Caroline, bunu yapma. Aman Tanrım, adam senden ayrıldı. Onun araması gerek. | Open Subtitles | لا تقومي أبداً بذلك لقد قطع علاقته بك, عليك تركه يتصل بك |
O bir yetişkin. Beş dakikada bir araması gerekmiyor. | Open Subtitles | إنه راشد، ليس عليه أن يتصل كل خمسة دقائق |
10 eylülün öğleden sonrasında bir telefon araması geldi, değil mi? | Open Subtitles | ثم في عصر العاشر من سبتمبر... ألم تتلقّ مكالمة هاتفية؟ ... |
Mesele şu, ne kadar zeki olduğumuzu düşünsek de bu deneyin muhtemel sonucu 4,5 gün önce sorgu yargıcının seni araması. | Open Subtitles | الشيء هو مهما توقعنا اننا اذكياء اكبر نتيجة لتجربتنا هي انك منذ 4 ايام مضت تلقيت اتصال من المكتب الطب الشرعي |
Sahil güvenliği Dexter'ı araması için gönderdim. Balık tuttuğu yerde değilmiş. | Open Subtitles | أرسلتُ خفر السواحل للبحث عنه، لم يكن موجوداً في بقعة اصطياده |
Her yazdığınız Google araması kaydediliyor ve bu suçlulara gönderiliyor. | TED | كل بحث تجريه في قوقل يحفظ و يرسل الى المجرمين |
Sabah saat 1:00'da bomba araması yapacağız,baştan ayağa kadar | Open Subtitles | الواحدة صباحا تفتيش عن قنابل من فوق الى تحت |
Evet. Sen dışarıdayken, bir saat içinde üç tane tehdit araması geldi. | Open Subtitles | نعم، وبينما كنتِ بالخارج، تلقيت ثلاثة مكالمات كراهية في ساعة واحدة |
- Bunları planladığını sanmıyorum. - araması gerekirdi. | Open Subtitles | . لا أعتقد انه خطط لأى من هذا . هو كان يمكن أن يتصل |
Birinin araması ihtimaline karşı evde durmam gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن أكون في المنزل لعل شخص يتصل ؟ |
Beni araması lağızım. | Open Subtitles | يجب ان اتحدث الى ابيكي لذا دعيه يتصل بي على رقم2126647665 |
Ve SEC'nin araması, kendi komisyonculuk firmasının içinden geliyordu. | Open Subtitles | وأتت مكالمة من المركز الاقتصادي وكانت آتية من داخل منزل سمسرتهم |
Her araması, söylediği her kelime, size veya bize fark etmez sadece bilgi edinmemizi sağlar. | Open Subtitles | كل مكالمة يُجريها ، وكلّ كلمة يقولها لنا أو لكم ستوفر لنا المعلومات |
Bu, Anderson'ların evinden 04:30'da yapılan 911 araması. | Open Subtitles | حسناً,هذا اتصال الطوارئ من منزل أندرسون في الساعة 4: 30 صباحاً |
Tamam, burada yaşayan bayanın araması üzerine geldik. | Open Subtitles | نعم حسناً ، انظر ، جاءنا اتصال من المرأة التي تسكن هنا |
10 ay önce, senin üssünü araması için gözlem birlikleri gönderdim. | Open Subtitles | قبل عشرة أشهر مضت ، أرسلتُ وحدات إستطلاع للبحث عن قاعدتك. |
Şu anda, insanlık tarihinin en büyük deniz araması yapılıyor. | Open Subtitles | و تجرى حاليا اكبر عملية بحث بحرى فى التاريخ البشرى |
Bayım, üzerinizde uyuşturucu olabileceğinden şüpheliyim... ve bu yüzden size tam bir kavite araması yapmalıyım.Pantolonunuzu indirin. | Open Subtitles | أنا أشك أن في حيازتك المخدرات و أنا سأقوم بتفتيشك تفتيش عميق كامل أخلع بنطالك |
Bizi araması ve biletleri vermesi için daha zaman var. | Open Subtitles | لديه الكثير من الوقت ليتصل ويعطينا التذاكر. |
Evet. Ev araması gereken... tek kişi ben değilimdir belki de. | Open Subtitles | أجل، ربما لست الوحيد الذي عليه البحث عن مكان آخر |
"Dışarıdaki adamın doğumgünü hediyesi için kimi araması gerektiğini soruyormuş." | Open Subtitles | رجلي في الخارج يريد أن يعرف بمن سيتصل لهدية الميلاد |
O yaş ve tipteki sedam model arabaları kaleydoskop araması yaptım. | Open Subtitles | انى أقوم ببحث موسع عن جميع السيارات التى لديها نفس الماركه والموديل |
Ve bir çocuk hapishanedeki anne veya babasını ziyarete gittiğinde yetişkinlerle aynı güvenlik araması süreçlerinden geçer. | TED | وإذا رأى الأطفال أحد الأبوين في السجن، عليهم أن يتعرضوا لنفس التفتيش الخاص بالكبار. |
Son araması sabah 4:47'de, ölmeden hemen önce. | Open Subtitles | آخر إتّصال له كان في الساعة الـ 4: 47 صباحاً قبل وفاته. |
Ciddi bir konuşma için beni 4 saat önce araması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض ان تكلمني قبل اربع ساعات مكالمه مهمة |
Ya beni gece araması gerekirse? | Open Subtitles | ماذا لو أراد أن يكلمني في الليل؟ |