Büyük ihtimalle şu an babasının polis arkadaşlarıyla buraya geliyordur. | Open Subtitles | وربما تكون في طريقها إلى هنا مع أصدقاء والدها الشرطي |
Bir gün evden okula yürüyecek veya buluşmaya çıkacak ya da arkadaşlarıyla takılacak. | Open Subtitles | يوم ما، ستعود من المدرسة الى البيت. ربّما تعود أو تتمشى مع أصدقائها. |
Bazıları çok çirkin olmayan kız arkadaşlarıyla gemi seyahatine çıktı. | Open Subtitles | الأن هى مسافره مع صديقاتها مجموعه من النساء الغير جاذبات |
Büyükler içinse, mahallede ne olup bittiğini öğrendikleri ve arkadaşlarıyla görüştükleri bir yer. | TED | وأما الكبار، فإنهم يذهبون إلى هناك لمعرفة آخر المستجدات في الحي وللقاء الأصدقاء. |
Harding cüzdanı kabarık arkadaşlarıyla kağıt oynardı burada. | Open Subtitles | التحصين يستخدم هنا للعب الورق مع اصدقائه من منتجى النفط |
En iyi arkadaşlarıyla, bizimle konuşmuyor! Ondan nefret edelim mi? - Evet! | Open Subtitles | لا تتكلم معنا نحن اعز اصدقائها هل نكرهها؟ |
Burada arkadaşlarıyla oturur ve onlara aile hikayeleri anlatırdır, herşeyden çok sevdiği ve gurur duyduğu ailesini. | Open Subtitles | كان يجلس مع أصدقاءه ويتبادلون الحكايات عن عائلته التي أحبها أكثر من أي شيء وكان فخوراً بها للغاية |
Winchell takım arkadaşlarıyla baş başa verirken... kale çizgisi tarafındaki büyük saati görebilir. | Open Subtitles | وينشل يجمع رفاقه في حشد يستطيع أن يرى الساعة الكبيرة من مكانه |
Jing-Mei, annesinin arkadaşlarıyla Çin dominosu oynarken | TED | تشعر جين ماي بهذا أثناء لعبها للماجونغ برفقة أصدقاء والدتها. |
Sence Betty Finn'in iyilik perisi mi onu mükemmel yaptı hala garip arkadaşlarıyla mı takılıyor olacaktı? | Open Subtitles | تعتقد إذا فنلندي بيتي جعلت العرابة الجنية هدوئها، هي ما زالت تتدلى مع أصدقاء ها؟ |
- Bilemiyorum. Buffy ve arkadaşlarıyla. | Open Subtitles | أوه, لا اعلم, شيئا ما بينه وبين أصدقاء بافى |
arkadaşlarıyla şarap içiyorlarmış ki sanıyorum ki kadın hamile olduğunun farkında değildi. | Open Subtitles | إحتساء النبيذ مع أصدقائها يُشير إلي لـم تكن تعلم أنها كانت حامل. |
Bir gün evden okula yürüyecek veya buluşmaya çıkacak ya da arkadaşlarıyla takılacak. | Open Subtitles | يوم ما، ستعود من المدرسة الى البيت. ربّما تعود أو تتمشى مع أصدقائها. |
Öyle utanıyor ki, dışarı çıkıp arkadaşlarıyla bile karşılaşmak istemiyor. | Open Subtitles | إنّها خجلة جدًا لدرجة أنّها لاتقدر على الخروج ومقابلة أصدقائها. |
Ya briç oynuyordu ya sinemaya gidiyordu ya da arkadaşlarıyla kahve içiyordu. | Open Subtitles | كانت دائماً تلعب الورق أو في السينما أو تحتسي القهوة مع صديقاتها |
Annen arkadaşlarıyla olacak bu akşam. Sen, ben ve Benjamin neden dışarı çıkıp takılmıyoruz? | Open Subtitles | أن امك ستجتمع مع صديقاتها الليلة فقلت يالها من فرصة رائعة أنت و انا و بينش يمكننا الذهاب و تمضية الليلة مع الأولاد |
O gün, o ve Xuan-xuan, arkadaşlarıyla beraber bir karaoke kulübüne gitmeyi planlamışlardı. | Open Subtitles | بذلك اليوم خططت هي و شوان شوان للذهاب إلى ملهى كاريوكي مع الأصدقاء |
Onların nesinden hoşlandıklarını görmek için kız arkadaşlarıyla arkadaş oldum. | Open Subtitles | ذليت بها حتى الأصدقاء مع صديقاتهم لرؤية ما يحبون فيهم. |
arkadaşlarıyla birlikte oyun yapmışlar. | Open Subtitles | انه بخير ، لقد كانت مزحة وقد سحبوه اصدقائه |
Charlotte Miller'ın kulüpten arkadaşlarıyla birlikte ayrıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | تظهر ان شارلوت ميلر وصلت و غادرت مع اصدقائها |
arkadaşlarıyla rahat bıraksak olmaz mı? | Open Subtitles | ألا نستطيع أن ندعه يكون له أصدقاءه وحسب؟ |
Annesi ona savaş sırasında şeker paketleri gönderirmiş o da arkadaşlarıyla paylaşırmış. | Open Subtitles | أعتادت والدته أن ترسل له علبات من الحلوى أثناء الحرب وأنه كان يشاطرها مع رفاقه. |
Bak, Tom, Kulübe gidip Freddie'nin bazı arkadaşlarıyla buluşmamız lazım. | Open Subtitles | اسمع يا توم , سنضطر للذهاب إلى نادي لنلتقي بعضاً من زملاء فريدي |
Sence henüz birbirimizin arkadaşlarıyla tanışmamış olmamız tuhaf mı? | Open Subtitles | هل تعتقد انه امر غريب انه لااحد منا قد قابل اصدقاء الاخر بعد ؟ |
Üniversiteye gittiğinde onunla bir içki içer arkadaşlarıyla flört ederim. | Open Subtitles | حسناً، عندما يلتحق بالجامعة سأصحبه إلى شراب، وسأتغازل مع أصدقائه |
Pete hâlâ beysbol maçlarına gidiyor ve hâlâ yedek kulübesinde arkadaşlarıyla birlikte oturuyor, serumlarını da hala kalenin tam üstüne asıyor. | TED | مازل بيت يذهب للعبة البيسبول ويجلس جانب زملائه في قواعد الاحتياط ويحمل معه حقيبه التغذية الخاصة به في المكان المناسب |
Ev ödevlerinden kaçıp, oturma odasına inmeye, annem ve babam arkadaşlarıyla sıcak tartışmalar yaparken dinlemeye çalışırdım. | TED | كنت دائماً أحاول تجنب واجباتي المدرسية و التسلل وصولاً الى غرفة المعيشة والإستماع إلى نقاشات والديّ مع اصدقائهم |
Çocuklar hala onun her yaz arkadaşlarıyla top oynadığı boş alanlarda oynayabilirler. | Open Subtitles | مازال الأطفال يَلْعبونَ كرة على القطعةِ الشاغرةِ حيث كان هو وأصدقائه يلعبون كُلّ صيف |
Güzel kuzenlerimin arkadaşlarıyla tanışmaktan onur duyuyorum. Çok hoş genç hanımlar. | Open Subtitles | أننى حقا أتشرف بالتعرف على أى من صديقات ابنة عمى الجميلة ويالهن من فتيات لطيفات |