Yeşilimsi buhar öğrencilerden uzaklaşırken arkanızda kalan tapınak çöküyor. | TED | المعبد ينهار من خلفك كما هرب الدخان الأخضر من الطالبين |
İki sıra arkanızda oturan kişiye 1.000 dolar borç vermek istediğinizi farz edelim. | TED | لنفترض أنك تريد أن تقرض ١٠٠٠ دولار إلى الشخص الذي يجلس خلفك على بعد صفين. |
Yani düşünün ki, gece evinize doğru yürüyorsunuz ve arkanızda ayak sesleri duyuyorsunuz. | TED | أعني تخيلوا هذا: السير إلى المنزل في وقت متأخر من الليل، وسماع وقع خطى خلفك. |
İkiniz de geçmişi arkanızda bırakamaz mısınız? | Open Subtitles | هل بالإمكان أن تضعان كلاكما الماضى خلفكم ؟ |
-Aynen öyle. Tam şurda poz vermiştiniz. Ama arkanızda başkaları vardı. | Open Subtitles | "بالضبط، جعلكما المصور تقفان هناك، لكن كان هناك أشخاص آخرون خلفكما." |
Ama arkanızda bir araba var... ve o arabaya binen son Katolik hoş bir şekilde ölmedi. | Open Subtitles | يوجد سيارة خلفك وآخر طفل كاثوليكي فيها لم يمت ميتة سعيدة |
Ve sonra size doğru geldi. Ama arkanızda olduğunu söylemiştiniz. | Open Subtitles | ومن ثمّ فقد هاجمك ولكنّك قلت بأنّه كان خلفك |
Eh, tabii, arkanızda bir ordu olunca son derece politik davranabilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً .. فى وجود جيش خلفك باستطاعتك أن تكون سياسياً إلى أقصى حد |
Sağda, iki oda arkanızda, boş bir muayene odası var. | Open Subtitles | هناك حجرة خالية للتمرين خلفك على بعد بابين على جهه يمين |
Bazı durumlarda en uygun çıkış arkanızda kalabilir. | Open Subtitles | في بعض الحالات ربما يكون المخرج الأقرب إليك خلفك |
...arkanızda iyi şeyler bıraktığınıza... 6 aylık ömrüm kalmış. | Open Subtitles | أتريد أن تصدق بأنك ستترك شيئا جيداً خلفك لدي ستة شهوراً لأعيش |
Sanırın arkanızda beyaz bir gulyabani görüyorum, rahip. | Open Subtitles | أعتقد أني أرى غول أبيض عملاق خلفك أيه الاب |
Tanıdık ve komforlu olan her şeyi arkanızda bırakabilecek kadar cesursanız,... ..ki bunlar evinizden, eskiden içinizde kalan gücenmeye kadar her şey olabilir gerçeği aramak için bir yolculuğa çıkarsanız, ki bu yolculuk içinizde ya da dışarıda olabilir, bu yolculuk boyunca başınıza gelecek her türlü olaya ipucu olarak bakmaya niyetliyseniz, ve yol boyunca tanıştığınız herkesi bir öğretmen olarak kabul edebilecekseniz,.. | Open Subtitles | اذا كانت لديك الجرأة لترك كل شىء مريح خلفك والذى قد يكون منزلك أو مرتبة عالية وتبدأ رحلة للبحث عن الحقيقة |
Dikkatinizi mümkün olduğunca az dağıtmak için şurada, arkanızda oturacağım. | Open Subtitles | و ذلك من أجل اخراجك من هذه الحاله بقدر المستطاع سوف أجلس هناك ، خلفك |
Kaçıp kanıtları arkanızda bırakarak hasmınıza fırsat mı tanıyacaksınız? | Open Subtitles | هل تهرب و تترك خلفك أدلة سوف تفضح خطتك لعدوك |
Çocuklarınız koşamıyorsa, arkanızda bırakın. | Open Subtitles | إذا لم يكن بمقدور الأطفال الركض أتركوهم خلفكم |
arkanızda biz olmazsak, kim size o silahları sattırır? | Open Subtitles | بدون وجودنا خلفكم , من كان ليسمح لكم ببيع الأسلحة ؟ |
arkanızda kaybettiğiniz kış kıyafetlerinden bir iz bıraktınız. | Open Subtitles | تركتوا خلفكم دليل واضح من ملابس مترامية |
Siz önce inin. Ben de tam arkanızda olacağım, her şeyi kaydetmek için. | Open Subtitles | اتّجها أنتما للأسفل أوّلاً، و سأكون خلفكما لتصوير كلّ شيء |
arkanızda bırakacağınız insanların bir şansı hakettiğine inan. | Open Subtitles | آمن أن ذاك الذي ستتركه ورائك يستحق فرصة |
Amerika'da arkanızda bir hayli borç bıraktınız. | Open Subtitles | تَركتَ وراءك بَعْض الديونِ الكبيرةِ في أمريكا. |
Beş dakika mesafeyle arkanızda olacağım. | Open Subtitles | سأكون بعد خمسة دقائق ورائكم. |
Sorun şu ki ekip sizin arkanızda trafikte takıldı kaldı. | Open Subtitles | وهو ما يشكلّ مشكلة لأنهم عالقون في الزحمة المرورية خلفكِ |
Sandığı sahile götürün. Hemen arkanızda olacağız. | Open Subtitles | خذ الصندوق للشاطئ سنلحق بك سريعاً |
Ölüm arkanızda. | Open Subtitles | الموت وراء ظهرك |