Evet, avukatlarım beni bir mültecinin arkadaşı olarak görmek istemediklerinden | Open Subtitles | محاميّ لا يريدون أن يكون لدي شريك هارب من العدالة |
Peki, galiba bu senin şanslı günün. avukatlarım seninle bağlantıya geçer. | Open Subtitles | أظن أنه يوم سعدك سيكون محاميّ على اتصال بك |
avukatlarım senin isminin de savcının tanık listesinde olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبرني المحامين بأن اسمك قد ظهر على لائحة الشهود |
avukatlarım kefaleti öder. Seni ülke dışına kaçırırız. | Open Subtitles | محاميي يمكنهم دفع الكفالة سنخرجك من البلاد |
Ve o dedi ki avukatlarım bu iş için var. | Open Subtitles | مجرد أن تكتبها بالطريقة التي يريد المحامون أن تكون مكتوبة. |
...Sherman Act' ın yargılama hakkı tabii benim avukatlarım dalaştılar. | Open Subtitles | السلطة القضائية في قانون شيرمان لذا محاميني سيناقشونها |
Senden korkmuyorum. avukatlarım ve param var. | Open Subtitles | أنا لا أخاف منك أيها الملك أنا لدي محامون , ومال |
Anayasal sürece aldırmazsanız eğer burada işimiz sonlandığında avukatlarım yaptıklarınızın acısını söke söke çıkartacaktır. | Open Subtitles | وبغضّ النظر عن أيّ هراء دستوريّ تعتقدون أنّ بإمكانكم تنفيذه، عندما ننتهي من هنا، فإنّ مُحاميّ سيقلب عليكم هذا الأمر برمّته. |
bazen hiç kolay olmuyor. Geçen hafta "Simon ve Garfunkel"ı avukatlarım sandı. | Open Subtitles | أعني ، الاسبوع الماضي جسِبت سيمون و غارفنكل هما محاميّ |
Tabii, avukatlarım bunu onaylamak zorundalar. | Open Subtitles | بالطبع ، سيتوجب على محاميّ أن يؤكدوا ذلك |
avukatlarım yarın bu saatlerde beni çıkaracaklar. | Open Subtitles | محاميّ سيخرجني من هنا بنفس هذا الوقت غداً |
avukatlarım bomba gibi bir dosya hazırladılar. Tüm sorunlar çözülecek. | Open Subtitles | ان المحامين قد توصلوا اخيرا لتلك المستند |
avukatlarım ve ben sadece ağır ceza davalarına bakıyoruz. | Open Subtitles | أنا وفريق المحامين الخاص بي نقبل قضايا القتل فقط |
avukatlarım onun fahişe olduğunu belirtmemi istemedi. | Open Subtitles | أحد المحامين قال لى ان لا أقول ذلك حتى لايبدو كأننى أدعوها بالعاهرة |
Onun adını yalnızca, avukatlarım bana etrafta dolaşıp ona bir ada aldığımı söylediğini ki bu yerde bir yıl boyunca ihtiras dolu şeyler yaptığımızı ve çocuğunun babası olduğumu söylediğini söylediğinde duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت عنها فقط عندما محاميي أخبرني بأنها تتحدث بأنني أشتريت لها جزيرة |
Hikayenin benim tarafından olan kısmını anlatmak istiyorum ama avukatlarım izin vermiyor. | Open Subtitles | اريد ان احكي جانبي من القصه لكن محاميي لن يدعوني |
- Korkarım avukatlarım ısrarcılar. | Open Subtitles | أخشى أن محاميي يصر على فعل ذلك. |
avukatlarım kemikler üzerinde herhangi bir hak iddia edemeyeceğinizi söylediler. | Open Subtitles | أكد لي المحامون بان ليس لديك الحق بالمطالبة بتلك العظام |
Ayrıca, avukatlarım benim için yüklü bir tazminat kopardılar. | Open Subtitles | إضافة إلى، المحامون حصلوا لى على مستوطنة لطيفة حقيقية |
Dinle, avukatlarım üzerine gelene kadar, sonunun nasıl geldiğini anlayamayacaksın bile. | Open Subtitles | أسمعوا، بمرور الوقت محاميني سيفعلوا كل شيء ولن تعرفوا إلى أين سيؤدي هذا |
avukatlarım, sabah her şeyle ilgilenecekler. | Open Subtitles | انا سوف اجعل محاميني يتفحصون كل شيئ في الصباح |
Batı Yakası avukatlarım bunu ofislerinizden Midwest'de denemenin birer hata olduğunu savunuyorlar. | Open Subtitles | محامون الساحل الغربي يقترحون أنّها كانت غلطةً لنحاول هذا في الغرب الأوسط من مكتبك |
avukatlarım bunu duyana kadar keyfini çıkar. | Open Subtitles | -إنتظر حتى يسمع مُحاميّ عن هذا |
Bu olaya bakan güçlü avukatlarım var. Bay Jane unutmadan. | Open Subtitles | لديّ مجموعة محامين يتولون الأمر سيّد (جاين)، قبل أن أنسى... |
Banka hesabım seninkinden çok, çok daha büyük. Ve de avukatlarım çok daha güçlüdür. | Open Subtitles | حسابي البنكيّ أكبر من حسابك بكثير، ومحاميني أشدّ قوّة |