"ayıp" - Traduction Turc en Arabe

    • عار
        
    • العار
        
    • مؤسف
        
    • عيب
        
    • للعار
        
    • قذرة
        
    • مخزي
        
    • لائق
        
    • عارٌ
        
    • فظ
        
    • خزي
        
    • وقحا
        
    • مخجل
        
    • بذيئة
        
    • عاراً
        
    Irakta neler olup bittiğinden bahsetmenin ayıp bir yanı yok. Open Subtitles ليس هناك عار في الحديث عن الذي حدث في العراق
    Ah, ne ayıp. O birlik gelemiyecek gibi görünüyor. Open Subtitles آه، يا له من عار يبدو الجماعة ليست قادمة
    Ah, o bizim şeref konuğumuz, bir tabak çorbada boğulsaydı, çok ayıp olurdu. Open Subtitles أوه، سيكون من العار أن يكون ضيفنا الشرف يغرق في طبق من الحساء
    Gelinin kendi düğününden kaçması ne kadar büyük bir ayıp. Open Subtitles يالـه من شيء مؤسف أن تفـر العروس مـن زفافها
    ayıp sana. Biraz saygılı davran. Gidin buradan. Open Subtitles عيب عليكم، استحوا، اخرجوا من هنا، سأتصل بالشرطة
    Buradaki işimiz bitti sayılır. Halka çay ikram etmemeleri de çok ayıp. Open Subtitles نحن تقريباً جميعنا هنا يا للعار أنهم لم يقدموا
    - Bir erkeğin pedikür olmasında bir ayıp olsaydı... Open Subtitles إذا كان هنالك عار فى يحصل رجل على العناية بالاقدام
    Bir erkeğin pedikür olmasında bir ayıp olsaydı... Open Subtitles إذا كان هنالك عار فى يحصل رجل على العناية بالاقدام
    Bir savaş olduğuna katılıyorum ama ülkeyi partiden öne koymanın ayıp olmadığını unutmamalıyız. Open Subtitles أنا متوفق أن هناك معركة ستحدث، لكن يجب أن نتذكر أيضاً لا يوجد عار في وضع البلد فوق مصلحة الحزب
    Bu da bizim için yalnız yüzkarası ve ayıp değil, canavar aynı zamanda elim bir kayıp. Open Subtitles ليس هذا خزي و عار فحسب أيها الوحش, بل خسارة لا تقدر
    Bilmiyorsanız da bu ayıp size yeter. Open Subtitles إذا لم يكن كذلك، هذا هو وصمة عار بالنسبة لك.
    Çünkü SAS komandosunun bir çocuk kaçırma olayın karışması büyük bir ayıp. Open Subtitles لأنّه من العار أن رجل من الخدمة الجوية الخاصة متورط بإختطاف طفلة.
    Böyle bir adam için kadeh kaldırmak ne ayıp. Open Subtitles يبدو من العار أن تضيع نخب على رجل مثل ذلك
    - Oh, ne ayıp. Bu ciddi mi? Hayır, şu anda kahvaltıdalar. Open Subtitles لقد سقط مع تي بي هذا مؤسف, هل تتكلم بجدية
    Bu sırtınızda taşıdığınız dünyanın sonu şeyler bir ayıp. Open Subtitles إنه شيء مؤسف ان تمنعك نهاية العالم من تحقيق أحلامك.
    Ben de tek yatak odalı apartmanda yaşıyorum, ayıp günah değil ki. Open Subtitles أنا أعيش فى شقة بغرفة نوم واحدة. لا عيب فى هذا.
    Ne kadar ayıp bize ve kültürümüze. Open Subtitles و قد غمغم يا للعار = هذه أهانه لحضارتنا هذا عار على حضارتنا
    İnsanlar maskenin altında genç biri olduğunu düşünsün kadınlar onu züppenin teki sansın ve kulaklarına ayıp şeyler fısıldamasına izin versin diye. Open Subtitles لكي تعتقد النساء أنه غندور و يتركونه يهمس بأشياء قذرة لهن
    Biliyorsun, bu ayıp. Bu şehrin hoş bir bölümüydü. Open Subtitles أتعرفي , هذا شئ مخزي كان هذا جزء لطيف جداً من المدينة
    Parmakla göstermek çok ayıp. Ya da o uzun tahta sopalarla. Open Subtitles إنه أمر غير لائق أن تشير بإصبعك أفضل أن أستخدم واحدة من هذه
    Dedemin dedesinin dedesine yaptığın ayıp. Open Subtitles أنتِ عارٌ على جدُ جدي جدُ جدُ جدُ جدُ جدُ جدي.
    İznimiz olmadan, benim ya da Bay Lensherr'in düşüncelerini okuman çok ayıp. Open Subtitles انه لأمر فظ جدا ان تقرأي افكاري او افكار السيد لينشر من دون اذن
    ...o zaman birilerinin görmesi çok zor olacaktı ki bu büyük bir ayıp olacaktı. Open Subtitles عندها بصعوبة لأي شخص سيكون قادر على رؤيته الذي سيكون خزي كبير
    İnsanları görmezden gelmek ayıp bir şeydir. Open Subtitles أنت تعرف، فمن وقحا لتجاهل الناس.
    Ağladığın için özür dilemene gerek yok. Ağlamak ayıp değil. Open Subtitles لا تتأسف أبداً من البكاء لا شيء مخجل في هذا
    Terbiyeli ol.Böyle ayıp şeylere alışık değilim. Open Subtitles لا تكون بذيئا.. ليس عندي مزاج للدخول في محادثات بذيئة
    Hırslarını patrondan çıkarmaya cesaretleri olmadığı için sizinle uğraşarak, ayıp etmiyorlar mı? Open Subtitles أليس عاراً أن يقوموا بلومكن على كل شئ ؟ لأنهم لا يملكون النباهة الكافية للوم المدير ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus