"azıcık" - Traduction Turc en Arabe

    • القليل
        
    • قليلا
        
    • قليلًا
        
    • قليل من
        
    • بقليل
        
    • بعض الشيء
        
    • ضئيل
        
    • طفيف
        
    • قليلاً فحسب
        
    • قليلاً من
        
    • بالقليل من
        
    • قليلاً فقط
        
    • فقط قليلاً
        
    • على مقدار قليل
        
    • الشيء الخفيف
        
    azıcık şöhret, Geçersiz ve Hükümsüz'e neler yapıyor, görüyor musunuz? Open Subtitles أتري ماذا تفعل القليل من الشهرة علي الفارغ الضحل ؟
    Ve bazen azıcık bir sihir aptalca bir kararı bambaşka bir şeye dönüştürebilir. Open Subtitles وأحياناً القليل من السحر يمكنها إتخاذ قرار غبي وتحوّله إلى شيء مختلف تماماً
    Ama kuralları azıcık dahi olsa zorlamış adamları PPD'nin başına geçirmezler değil mi? Open Subtitles لكنهم لا يضعون أشخاص يخالفوا القواعد،و لو قليلا. فى مثل هذا المنصب،أليس كذلك؟
    Sahip olduğun rahatsı edici bir şeyden azıcık bahsetmek istiyorum. Open Subtitles انا منزعج قليلا من الطريقة التى تعبر بها عن نفسك
    İnsanlar tabii ki semtindeki dükkanlara gitmeyi sever ama çok iyi bir alışveriş bölgesi olursa azıcık uzağa gitmeye de hazırsınızdır. TED بالطبع يفضل الناس الذهاب إلى المتاجر المحلية، لكنهم على استعداد للذهاب إلى مكان أبعد قليلًا إذا كان موقع المتجر جيدًا جدًا،
    azıcık tükürük. Bir parça tırnak. Hatta saç bile olurdu. Open Subtitles نقطة لعاب, أو ظفر منهم أو حتى القليل مِن الشعر
    - daha sen gitmeden bitmişti. - azıcık daha zaman olsa Open Subtitles ـ قبل دخولك للتحدث معه ـ مع القليل من الوقت الإضافي
    azıcık yetenekleri var diye çatıya çıkıp bunu dünyaya duyuruyorlar. Open Subtitles فهم يملكون القليل من المواهب، ويجهرون بها من على الأسطح.
    Onlar hakkında yalnızca azıcık bir şeyler öğrenmedim, bana kendi hikâyelerini anlatma fırsatı buldular, her gün anne olarak karşılaştıkları zorlukları. TED ليس فقط أنني تعلمت القليل حولهن ولكن كنّ قادرات على أن يحكين قصصهن الشخصية وما واجهنه كل يوم كأمهات شابات
    Ve azıcık şeker yemek, daha fazlasının yenmesine yol açıyor mu? TED وهل تناول القليل من السكر يجعلك تطلب المزيد؟
    Karbon dioksit, azıcık güneş ışığı, ve elinizde iyi rafine edilmiş bir yağ oluyor. TED ثاني اكسيد الكربون مع القليل من اشعة الشمس ويصبح لديك دهناً نقياً
    Bu yarışın azıcık önünde olmak istiyorsunuz, ama çok önünde değil. TED تريد أن تكون متقدّما قليلا في منافستك مع الآخرين، لكن ليس متقدّما بعيدا جدّا عنهم.
    Birazdan, bu karakteri çok azıcık iteceğim ve ne olduğunu hep birlikte göreceğiz. TED الآن ، ماذا سأفعل الآن ، بعد لحظة ، هو مجرد دفع هذا الطابع قليلا وسنرى ما سيحدث.
    İnanın bana, o sırada zannettim ki onu azıcık hırpalayacaklar. Open Subtitles صدقنى عندما اقول اننى ظننت انهم سيضغطون عليه قليلا لم اعتقد انه سيقتل
    - azıcık eğleniyorduk işte, peder. Open Subtitles فى الواقع انه فقط قليلا من المرح ، ابت مرح ؟
    Kapıyı azıcık aralayacağım, oradan dışarı yapacaksın. Open Subtitles حسنا، تبدو. نحن ذاهبون لفتح هذا بابجوست قليلا الكراك، حسنا؟ كنت تبول الحق خارج هنا.
    Onun kurabiyesi benimkinden azıcık olsun büyükse, kuşkulanırdım. TED فإذا كانت كعكته أكبر قليلًا من كعكتي، كانت لدى بعض التساؤلات. وكما هو واضح، لم أكن أتضور جوعًا.
    Ve bu da, esasında Richard'ın söylediği derin şey: Bir şeyi anlamak için, küçük parçalarını anlamak lazım. Etrafındaki her şeyden azıcık anlamak lazım. TED ولذا، فأنه شئ عميق أن تحدث ريتشارد حول: لفهم أي شئ، يتوجب عليك فهم قليل من القطع. شئ قليل عن كل شئ يحيط به.
    Pek tabii ki gizli kimliğiniz silah tüccarlığı olunca yani katillerle çalışacak kadar kafadan kontak olunca azıcık delilik yapmanızın zararı olmaz. Open Subtitles وطبعاً عندما تكون تغطيتك أنك مورد للأسلحة مجنون بما يكفي للتعامل مع عصابات القتلة لن يضر أن يتصرف بقليل من الجنون أيضاً
    Eee, dün gece ödünç aldım ve azıcık kirlendi. Open Subtitles لقد استعرتها البارحه و لقد اتسخت بعض الشيء
    espresso, Scotts, Turf Builder ve az, azıcık miktarda kokainden oluşuyor. Open Subtitles الإسبريسو .. الخمر باني العشب ومقدار ضئيل ضئيل جداً من الكوكايين
    Her neyse, bu yüzden gidip onu azıcık bile olsa tanıyan insanlarla konuşuyorum. Open Subtitles على كل حال، لهذا السبب أنا أبحث بالجوار أحاول التفكير في شخص يعرفه و لو حتى بشكل طفيف
    ADAM: azıcık daha. azıcık daha bakmalıyız. Open Subtitles لفترة أطول قليلاً فحسب عليها أن تبدو فترة أطول قليلاً فحسب
    Zor bela toparladığımız azıcık et ve hindistan cevizi getirdim. Open Subtitles لقد وفرنا معاً بصعوبة قليلاً من اللحم وجوز الهند
    Gitmeden önce, azıcık yoga yapmak ve esnemek için 30 dakikamız var. Open Subtitles ليس بعد حسنًا ، لدينا 30 دقيقة للقيام بالقليل من اليوغا و حركات التمدد
    Fazla benzin var. azıcık oksijen ver. Open Subtitles المزيج مازال غنياً أضغط على الصمام الخانق قليلاً فقط
    Madem yapmayacağız hiç değilse azıcık ucundan göster. Open Subtitles إذا لم نسـتطع فعل هذا على الأقـل أسمح ليّ بالقـاء نظرة ، فقط قليلاً
    Hele de gece boyunca okul müsameresi için kostüm diktiğin için uyuduğun o azıcık uykuya direnip çocuğunu okula yetiştirmeye çalıştırmak ve sabah da işe gitmek zorunda olduğunda. Open Subtitles عندما تحاولين ان توصلي إبنك الى المدرسة و انت تنجين على مقدار قليل من النوم لأنك سهرت الليل بأكمله و انت تحيكين ملابس من أجل مسرحية المدرسة
    Balo kralı ve kraliçesi olduğumuzda, tıpkı azıcık ucundan gibi hissettirecek. Open Subtitles عندما نكون ملك و ملكة حفلة التخرّج سنشعر بنفس جودة شعور الشيء الخفيف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus