Aracımız dünyayı bir saatten az bir süre içinde dolaşmalı. | Open Subtitles | لدينا طائرة نسافر بها حول العالم في أقل من ساعة |
Bir saatten az bir süre için 10 binden söz ediyoruz. | Open Subtitles | إنّك سوف تتكلم أقل من سّاعة مُقابل تلقيك 10 آلاف دولار. |
Yani anomali 12 saatten daha az bir süre açık kalacak öyle mi? | Open Subtitles | يعني يحتاجون للعبور من الهلالات ليصلوا اليه ستكون مفتوحة أقل من 12 ساعة؟ |
Gerçekten, 17 saatten az bir süre kollarınızı kullanarak gittiğiniz toplam mesafe 140.6 mil. | TED | هذا صحيح، إنها مسافة طولها 225 كم باستخدام يدي فحسب خلال أقل من 17 ساعة. |
On dakikadan az bir süre içerisinde kan kaybından ölmüş. | Open Subtitles | لقد نزف حتي الموت . في اقل من عشرة دقائق |
Bu hayvanları korumak için şimdi bir şey yapmazsak 10 yıldan daha az bir süre içinde soyları tükenebilir. | TED | وقد تنقرض.. خلال أقل من 10 أعوام.. إن لم نفعل شيئًا لحمايتها |
Bütün bu yeni yerleri yarattıktan on yıldan daha az bir süre sonra, yine de bu yerlerin gelecekleri kesin değildi. | TED | حتى بعد أقل من 10 سنوات من إنشاء جميع تلك الأماكن الجديدة، كان مستقبل تلك الأماكن موضع شك كبير. |
Yani, 6 dakikadan daha az bir süre içinde 2 milyon twit görüyorduk. | TED | كنّا نرى مليوني تغريدة في أقل من ستة دقائق. |
Yüzyıldan az bir süre sonra, insanlar arabalar, telefonlar, radyo, televizyon ve bilgisayar hakkında da aynı şeyi söyledi. | TED | وبعد أقل من قرن، انتشرت أقاويل حول اختراع السيارات والهواتف المحمولة والراديو والتلفزيون والكمبيوتر. |
Semt sakinlerine, binalarının yıkılmasına bir aydan az bir süre kala haber verilmişti. | TED | فكان غالباً ما يتم منح السكان أقل من شهر كي يخلوا مساكنهم ليتم هدمها |
Bugün, bu iş yarım saatten az bir süre içine bile yapılabilir. | Open Subtitles | اليوم يمكن القيام بهذه الرحلة فى أقل من نصف ذلك الوقت |
...Berlin'de Wankdorf Stadyumu'nda Almanya ile Macaristan arasındaki Dünya Futbol Şampiyonası finalinin başlamasına 24 saatten daha az bir süre kaldı. | Open Subtitles | تبقى أقل من 24 ساعة على بداية نهائي كأس العالم في استاد وانكدورف في بيرن |
On dakikadan az bir süre önce, bu banknotlar vestiyerdeki bir ceketten çalındı. | Open Subtitles | قبل أقل من عشر دقائق تلك النقود سرقت من معطف في حجرة إيداع المعاطف والقبعات |
O kadar genç bir adam tahliyesine 1 yıldan az bir süre kala kaçmaya çalışıyor. | Open Subtitles | شاب صغير أمامه أقل من عام للخروج و يحاول الهرب |
Bir dakikadan az bir süre içinde insanlığın şimdiye dek gördüğü en güçlü patlamaya tanık olacaksınız. | Open Subtitles | في أقل من دقيقة ستشهدون أقوى الإنفجارات التي شهدتها العين البشرية يومًا |
Saat 7'ye geliyor. 10'a kadar vaktim var. Üç saatten daha az bir süre. | Open Subtitles | لقد قاربت على السابعة ، لدي وقت حتى الساعة العاشرة ذلك أقل من ثلاثة ساعات |
Jagielski rebound için pota altında. On saniyeden az bir süre kaldı. | Open Subtitles | جيكلسكي للداخل و يجد سميث علي الطرف , باق أقل من 10 ثوان الأن |
İki dakikadan az bir süre kaldı. Carter bir ilk hücum hakkı daha alırsa, her şey biter. | Open Subtitles | أقل من دقيقتين للعب ضربة أخرى من كارتر وستنتهي اللعبة بفوزهم |
24 saatten az bir süre içersinde "erkek arkadaş"tan bir "moron"a bir "süs bitkisi"ne dönüştüm. | Open Subtitles | في اقل من 24 ساعه تحولت من صديق الى غبي الى مطارد |
"Bir saatten az bir süre içerisinde uçaklarımız dünyanın diğer uçaklarıyla birleşecek. " | Open Subtitles | بعد اقل من ساعة من الأن طائرة من هنا ستنضم لأخرين من حول العالم |