"bütün bunların arkasında" - Traduction Turc en Arabe

• وراء كل هذا
• خلف كل هذا
• وراء هذا
• وراء كل ذلك
• المخطط لهذا

En azından bize Bütün bunların arkasında ki kötü cadıyı öldürmek için zaman kazandıracak.
على الأقل هذا سيوفر لنا وقتاً حتى نقضي على تلك الساحرة الشريرة التي وراء كل هذا

Bütün bunların arkasında başka bir şey var, Ekselansları.
هناك شيء آخر وراء كل هذا, يا مولاتي.

Sence Bütün bunların arkasında Donnagon' mı var?
هل تعتقد ان دوناجون وراء كل هذا

Bence Bütün bunların arkasında sen varsın.
أعتقد بأنك السبب خلف كل هذا. عندما يكتشفون الآخرون بما عملته،

Bütün bunların arkasında Tanner'ın olduğunu tahmin etmeliydik.
كان يجب علينا معرفة ان تانر كان خلف كل هذا الأمر

Gideceğimi söyle, Bütün bunların arkasında kimin olduğunu söyleyeyim.
ما إن تعدني بإطلاق سراحي فسأخبركَ عمّن وراء هذا الأمر، ومكانه.

Bütün bunların arkasında baban varsa doğrunun yanında olmaktansa onun yanında mı olacaksın?
إذا، حتى إذا أباك وراء كل ذلك يجب أن تؤيديه على الحق؟ الحقّ؟

Bütün bunların arkasında kimin olduğunu bilmek isterdi.
سيكون راغبا فى معرفة من وراء كل هذا

Ve Bütün bunların arkasında ne buluyoruz?
وما الذى اكتشفنا انه وراء كل هذا

Bütün bunların arkasında o var.
أنها وراء كل هذا

Yanı Bütün bunların arkasında o mu var?
أذا, هو وراء كل هذا

Bütün bunların arkasında Cole var.
كول وراء كل هذا

Bütün bunların arkasında kendi çıkarına hizmet eden bir plan.
سبب وراء كل هذا

Bütün bunların arkasında bir kadının olduğu hissi.
هناك امرأة وراء كل هذا.

Onun Bütün bunların arkasında olan kişiyi bulabilmemize yardımcı olacağını umarak.
على أمل أن يكون بمقدوره قيادتنا إلى الفاعل القابع خلف كل هذا

Şu psikiyatrist doktor, Bütün bunların arkasında o var.
الدكتور، الطبيب النفسي يقف خلف كل هذا

Bütün bunların arkasında, annesini korumaya çalışıyordu.
خلف كل هذا كان يحمي أمه

Bütün bunların arkasında senin olduğunu biliyorum.
انا اعلم انك خلف كل هذا

Pekâlâ, Bütün bunların arkasında kim var?
حسنا من خلف كل هذا اذا؟

Ahsoka'nın, Bütün bunların arkasında olduğunu iddia ettiği kişi değil mi?
فينترس اهى من تقول اسوكا انها وراء هذا الامر حقا؟

Bütün bunların arkasında bir gizem olduğunu düşünmüyorum.
لا أحسب أنّ ثمة لغزاً وراء هذا.

Drew'a inanmak istiyorum ama Bütün bunların arkasında Ryan olduğuna bir türlü inanamıyorum.
أود تصديق (درو)، لكن لا يمكنني تصديق أن (ريان) وراء كل ذلك