"büyümüştü" - Traduction Turc en Arabe

    • كبر
        
    • ترعرع
        
    • متوسعة
        
    • ناضجًا
        
    • نشأ
        
    • قد كبروا
        
    • وتربت
        
    Annemde demans vardı ve beni artık tanıyamıyordu ve çocuklarım artık büyümüştü. TED تعاني والدتي من الخرف ولم تعد تعرفني، وقد كبر أطفالي.
    Ama kapsülüm rotasından saptı ve Dünya'ya vardığımda kuzenim çoktan büyümüştü ve Superman olmuştu. Open Subtitles لكن سفينتي خرجت عن مسارها وحين وصلت للأرض كان قد كبر ابن عمي وصار الرجل الخارق
    Şimdi genç biridir. Washington'ın hemen dışında büyümüştü. Open Subtitles أجل، سيكون شاباً الآن، كبر خارج العاصمة
    Mincayani, yağmur ormanlarında büyümüştü. Open Subtitles لقد ترعرع مينكايانيي في غابة الأمطار الإستوائية
    O sirkte büyümüştü, peki onun devlet tarafından atanan vasisi kimdi? Open Subtitles إذن، هُو ترعرع في السيرك... مَن كان وصيّ ولايته القانوني؟
    Gözleri büyümüştü. Open Subtitles عيناه كانت متوسعة
    Küçük kardeşim aniden çok büyümüştü. Open Subtitles أخي الصغير، فجأة أصبح ناضجًا.
    Rutherford, Yeni Zelanda'nın uzak bir bölgesindendi ve bir çiftlikte büyümüştü. Open Subtitles كان رذرفورد من منطقة نائية في نيوزيلاندا و نشأ في مزرعة
    Ama çocuklarım büyümüştü. O avantajım vardı. Open Subtitles ولكن أطفالي كانوا قد كبروا وكان لدي مصدر رزق
    O da, benim gibi liberal demokratlığa adanmış bir ailede doğup büyümüştü. TED وهي مثلي تماماً، ولدت وتربت في عائلة ديمقراطية ليبرالية.
    (Gülüşmeler) Bu mahallede büyümüştü, bu yüzden arabayla geçerken son ayakta kalan evlerden birinin bir gecede gizemli bir şekilde renginin değiştiğini gördüğünü hayal edin, açıkça bir Crown Royal Bag değildi, prensten gizli bir işaretti. TED (ضحك) لقد كبر في هذا المكان، ولكم أن تتخيلوا عندما يمر بسيارته ويرى واحدًا من آخر البيوت المتبقية يتغير لونه ليلًا بغموض، لم تكن حقيبة رويال كراون هي السبب بالتأكيد، بل كانت إشارة سرية من برنس.
    Sam, büyümüştü. 9 yaşındaydı. Open Subtitles سام كبر حتى سن التاسعة
    Ama kapsülüm rotasından saptı ve Dünya'ya vardığımda kuzenim çoktan büyümüştü ve Superman olmuştu. Open Subtitles ولكن خرجت سفينتي عن مسارها وعندما وصلت لها كان قد كبر إبن عمي بالفعل (وأصبح (سوبر مان
    Ama kapsülüm rotasından saptı ve Dünya'ya vardığımda kuzenim çoktan büyümüştü ve Superman olmuştu. Open Subtitles ولكن خرجت سفينتي عن مسارها وبالوقت الذي وصلت لهنا قد كبر إبن عمي بالفعل وأصبح (سوبر مان)
    Ama kapsülüm rotasından saptı ve Dünya'ya vardığımda kuzenim çoktan büyümüştü ve Superman olmuştu. Open Subtitles ولكن سفينتي خرجت عن مسارها وبالوقت الذي وصلت به لهنا (كان قد كبر ابن عمي بالفعل وأصبح (سوبر مان
    Compton'da büyümüştü orospu çocuğu. Open Subtitles ابن السافلة ترعرع في مقاطعة كومبتون
    Jimmy Brennen burada büyümüştü. Open Subtitles (جيمي بيرنن) ترعرع هنا
    büyümüştü! Open Subtitles متوسعة
    Oğlum sonunda büyümüştü. Open Subtitles أجل، أخيرًا ابني أصبح ناضجًا
    Raisuddin'i vuran adam daha cimri Amerika'da büyümüştü. TED الشخص الذي اطلق النار على "ريسدين" نشأ في أمريكا الأبخل تلك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus