Sana karşı dürüst olmalıydım, seni sevdiğimi, spor salonunda bana ilk kez bağırdığın zaman söylemeliydim. | Open Subtitles | كانيجبأن أكونصادقاًمعك، أن أقول أنني معجب بك منذ المرة الأولى التي صرخت فيهاعليفي الناديالرياضي. |
Bana bağırdığın için sana kızgın olduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | تظنين اني غاضب لانك صرخت بوجهي ؟ |
"Bu en sevdiğim kısım"? diye bağırdığın mı? | Open Subtitles | الجزء الذي صرخت به "هذا جزئي المفضل" |
Sen bağırdığın için buraya birinin gelmesini istemiyorum, yani sessiz olup, beni dinlemelisin. | Open Subtitles | لن أدع لأي أحد أن يأتي لأنكِ تصرخين لذا أريدكِ أن تسكتي وتسمعيني هل تفهمي؟ |
En ufacık bir provokasyonda sokaktaki insanlara bağırdığın gibi. | Open Subtitles | كما تعرفين, كما تصرخين على الغرباء في الشارع بأقل إحتكاك معهم |
Yani bu bağırdığın insanlar bir yakınını yeni kaybetmiş insanlar mı? | Open Subtitles | إذاً، أولئك الناس الذين تصرخين عليهم فقدوا قريباً للتوّ ؟ |
Gerçekten mi? Thomas ile olduğu gibi mi? Seni uyandırdığımız için bize bağırdığın zaman. | Open Subtitles | كما فعلتِ بأمر (توماس عندما صرختٍ علينا لأننا أيقظناكٍ |
Öğrenciye bağırdığın olay. | Open Subtitles | عندما صرخت على طالبة أوّل مشهد من المسلسل)font) |
- Sırf bağırdığın için. | Open Subtitles | فقط لأنك صرخت به |
Ona bağırdığın için mi? | Open Subtitles | ألأنك صرخت به؟ |
Ona bağırdığın için mi? | Open Subtitles | ألأنك صرخت به؟ |
Üstelik elim kayarsa ne yaptığımı bilmediğim için değil kulağımın dibinde bağırdığın için kayacak. | Open Subtitles | إن أخفقت سيكون ذلك لأنكِ تصرخين في أذني وليس لأني لا أعرف ما أفعله |
bağırdığın zaman seni duyamıyorum. | Open Subtitles | لا أسمعك عندما تصرخين عليّ -شغّلي سحرك |
Çavuş Blake'in yüzüne bağırdığın bir fotoğraf gördüm. | Open Subtitles | رأيت صورة لكِ بينما تصرخين (في وجه الرقيب (بلايك |
Thomas ile olduğu gibi mi? Seni uyandırdığımız için bize bağırdığın zaman. | Open Subtitles | كما فعلتِ بأمر (توماس عندما صرختٍ علينا لأننا أيقظناكٍ |