Ve söyleyeceğim diğer bir şey olarak, kızların ve kadın sesini çıkarması güzel, varlıklarını gösteriyorlar, ama bunu tek başımıza yapamayız. | TED | وهناك شيء آخر أودّ أن أقوله هو أن أصوات الفتيات وأصوات النساء جميلة إنهن هناك ولكن لا يمكننا فعل هذا لوحدنا |
Eğlence için birçok harika seçeneğimiz var ve yine de sadece bu seçenekleri tek başımıza tüketmek her zamankinden daha kolay. | TED | لدينا خيارات كثيرة مدهشة للتسلية، ومع ذلك فهو أسهل من أي وقت مضى بالنسبة لنا أن ينتهي بنا الحال مستمتعين لوحدنا. |
Bunu bizim yapmadığımıza kesinlikle eminim, efendim. En azından, tek başımıza. | Open Subtitles | إنني متأكده بأننا لم نفعل ذلك سيدى على الأقل ليس بمفردنا |
Eğer kendi başımıza oturmamız gerekseydi adına başka şey derlerdi. | Open Subtitles | إن كان المطلوب هو الجلوس بمفردنا لكانت سُميت بشييء أخر. |
Ama gerçekte, yorganı başımıza çekip uyuyacağımız zaman kendimizi kandırmayı bırakırız. | Open Subtitles | و لكن فى الأعماق ، عندما نتأهب لدس رؤوسنا تحت أجنحتنا و نذهب للنوم فإننا لا نخدع أنفسنا |
Dinle bunu ne kadar çabuk savuşturmazsak bizim başımıza da gelecek. | Open Subtitles | نحن الذين من المفترض أن نتلافي حدوث ما حدث لنا بالفعل |
Asıl dünyanın geri kalanı derdine yansın çünkü biz bunu tek başımıza başarabiliyoruz. | Open Subtitles | حسناً ، هذه النكتة تنطبق على بقيّة العالم لأننا نستطيع فعل هذا بأنفسنا |
- Bunu biz tek başımıza yapabiliriz. Kimse kötü düşünmez. | Open Subtitles | انظري, بإمكاننا القيام بذلك لوحدنا لا أحد سيطلق عليك أحكامًا |
Genellikle, 16 yaşına gelene dek Atlantik'i tek başımıza geçmeyiz. | Open Subtitles | بالعادة، إننا لا نعبر المحيط الأطلسي لوحدنا حتى سن 16. |
Bunun cevabı çok basit: Dünyayı tek başımıza değiştirmeyeceğiz. | TED | والجواب على ذلك بسيط جداً: لن نغير العالم لوحدنا. |
Tek başımıza olmadığımızı onlara göstermek için hayvanları çiziyoruz. | TED | نرسم حيوانات لنُبين لهم بأننا لسنا لوحدنا. |
Suriye, Afrika ve Asya'da bulunan yerli muhabirlerimiz kendi başımıza asla bulamayacağımız haberleri getiriyorlar bize. | TED | يجلب لنا صحفيونا المحليون في سوريا وعبر أفريقيا وآسيا قصصًا لن نستطيع بالتأكيد العثور عليها بمفردنا. |
Gelecekle korkusuzca yüzleşebilriz eğer bunu tek başımıza yüzleşmeyeceğimizi bilirsek. | TED | يمكننا أن نواجه أي مستقبل دون خوف طالما أننا نعرف أننا لن نواجهه بمفردنا. |
Bundan böyle, ya tek başımıza seyahat ederiz ya da hiç etmeyiz. | Open Subtitles | فى المستقبل ، سوف نسافر معاً بمفردنا أو لا نسافر |
Yabancı bir şehre yalnız başımıza gitmek delilik olur. | Open Subtitles | سنكون حجارة مجنونة لندخل مدينة غريبة بمفردنا |
Gerçekten polise şikayet edip sansasyon yaratmak ve başımıza bir bela gelmesini ister miydin? | Open Subtitles | هل سيكون من الصواب إخبار الشرطة ؟ ونسبب ضجة وننزل الشغب والاضطرابات على رؤوسنا ؟ |
Eğer en başında başkanın başımıza silah dayadığını söyleseydim, nasıl tepki verirdiniz? | Open Subtitles | إذا أخبرتكما بهذا الشأن في بداية الأمر أن الرئيسة تصوب سلاحًا تجاه رؤوسنا كيف ستكون ردة فعلكِ؟ |
Sorular, temel olanlar mesela, bilirsiniz, neden bu bizim başımıza geldi? | TED | أسئلة، بعضها أساسية مثل: لماذا حدث لنا هذا؟ |
Bunu kendi başımıza yapmak zorundayız. Hiç kimse o trende ne olduğunu bilmemeli. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بهذه بأنفسنا لا يجب أن يعرف أحد ماذا يوجد بالقطار. |
Yaptığımız şey bu. başımıza gelen herşeyden bir anlam çıkarmaya çalışıyoruz. | TED | هذا ما نفعله نحاول ان نجعل لكل شيء يحدث لنا معنى. |
Ben küçükken bizi salona toplayıp küresel bir termonükleer savaştan korunmak için montlarımızı başımıza nasıl geçirmemiz gerektiğini öğretirlerdi. | TED | تم وضعنا فى قاعة عندما كنت صغيرا وعلمونا كيفية وضع أغطية على رؤسنا لحمايتنا من الحرب النووية العالمية. |
Bazı şeyler de başımıza gelenlerdir: Siyasi mahkum olmak, tecavüze uğramak, Katrina (fırtına felaketi) yaşamak. | TED | و البعض الآخر لأشياء تحدث لنا: أن تصبح مسجونا سياسيا أو ضحية إغتصاب أو ناجيا من إعصار كاترينا. |
Ah! Siz Bastiano'dakiler sınır meselesi konusunda başımıza bir sürü iş açtınız. | Open Subtitles | أنت من الحصن الذي يسبب لنا صداعاً كثيراً بخصوص مسألة تلك الحدود |
Sen olmasaydın bunların hiçbiri başımıza gelmeyecekti, anlıyor musun? | Open Subtitles | لم يكن ليحدث هذا لو لم يكن لك. احصل عليه؟ |
başımıza kötü şeyler gelince kendimizi tükenmiş hissederiz. Bazen de tepki verir ve gurur duymadığımız şeyler yaparız. | Open Subtitles | عندما تصيبنا المصائب نشعر بالإحباط وأحياناً نقوم بتصرفات لا نفخر بها |
başımıza kurşun sıkacaklar ya da bizi işkenceyle öldürecekler... ya da bizi burada bırakacaklar ve bombanın bizi-- | Open Subtitles | سوف يطلقون النار على رءوسنا ...أو سيعذبوننا حتى الموت أو سيتركوننا هنا ...و يضعون القنبله |
- Sen daha iyi bilirsin. Atlasaydı başımıza gelebilecekleri hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تتخيلين ما كان سيحدث لنا جميعاً إذا قفزت هذه الفتاة ؟ |
Aslında ben yalnız başımıza yemek yememizin daha iyi olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | أتعلمين , كنت أفكر بأنه من الجميل أن نحضى بالعشاء وحيدين |
Ve benzin pompasında başımıza gelen budur. Aslında benzin pompaları bu nefreti dağıtmak için özellikle tasarlanmışlardır. | TED | و هذا ما يحصل لنا في محطات الوقود و حقيقةً أن مضخات الوقود مصممة بشكل دقيق لتخفيف هذا الاستياء |