Çünkü şu anda senin de benim de Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | لأنه ليس لديك خيار آخر ولا أنا ايضاً في الوقت الحالي |
Başka seçeneğimiz yok. Yeni bir üç boyutlu tarama sistemi yerleştireceğiz. | Open Subtitles | ليس لدينا خيار آخر نحن نقوم بتغيير نظام المراقبة المجسمة الآن |
Başka seçeneğimiz yok, bu yüzden neler olacağını görmek için sabırsızlanıyorum. | TED | ليس لدينا خيار آخر، لذا أنا مهتم جدًا لرؤية ما سيحدث. |
Bu şartlar altında, Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | في ظل هذه الظروف ، ليس لدينا أية خيارات أخرى. |
- Eğer hayatta kalırsak yanlarına döneriz. - Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | لو كتبت لنا النجاه سنعود لهم و لا خيار اخر بأيدينا |
Seninle aynı fikirde olmadığımı söyleyemem, ama Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخالفك الرأي لكن ليس لدينا أي خيار |
Başka seçeneğimiz yok. Buradan gitmeliyiz. Neye gideceğiz? | Open Subtitles | ـ أذا ليس لدينا خيار أخر يجب أن نغادر ـ ونذهب أين؟ |
- Başka seçeneğimiz yok evlat! - Hayır, hayır. Yapamayız. | Open Subtitles | ـ ليس لدينا خيار آخر ـ كلا، لا يمكننا، أنظر إليه |
O sırada Başka seçeneğimiz olmadığına karar vermiştik. | Open Subtitles | في النقطة الي وصلنا اليها لم يكن لدينا خيار آخر |
Bazılarımız sağ kalabilir. Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | بهذه الطريقة ربما ينجو بعضنا ليس أمامنا خيار آخر |
Otelde kaldık. Başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | لقد بقينا في الفندق، فلم يكن لدينا خيار آخر |
Başka seçeneğimiz olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | حسنا، لا أستطيع أن القول أننا نملك خيار آخر |
Başka seçeneğimiz yoktu. Bir keresinde tekrar nefes almaya başlamıştı. | Open Subtitles | لم يكن لدينا خيار آخر، ما إن بدأ يتنفس ثانية. |
Aleyhine delil bulunmadığı için, suçlunun niyetini kabul etmekten Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | بدون وجود دليل عكسَ هذا, فليس لدينا خيار سوى إفتراض نيتها الإجرامية. |
Ama kasabamızı korumak için Başka seçeneğimiz yok | Open Subtitles | نحن ليس عندنا خيارات أخرى إذا يجب علينا أن نحمي مجتمعنا. |
Yok Polly, üzgünüm ama Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | لا, بولي, انا اسفة ولكن لا يوجد خيار اخر |
O saatte sokağa çıkma yasağı başlamıştı ve Tower kalmamız için ısrar etti ve Başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | وبالطبع، كانت الحكومة قد أعلنت حظر التجول، وأصر تاور علي أن نبيت الليلة معه ولم يكن أمامنا أي خيار سوي أن نبقي |
Değer verdiğimiz şeyler de bazen Başka seçeneğimiz yoktur. | Open Subtitles | بعض الأشياء وبهذه القيمة ليس هناك خيار أخر |
Aksi takdirde, bir katil olduğuna inanmaktan Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | ما عدا ذلك ليس لديه خيار سوى الإيمان بأنه قاتل |
- Şu an Başka seçeneğimiz yok. - O polis çocuk için beni bırakacaksın. | Open Subtitles | ــ يجب علينا هذا, لا خيار لدينا ــ ستتركيني من أجل هذا الشرطي |
Ulusal yarışma yaklaştığı için ideal bir durum olmadığını biliyorum ama Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنه ليس مثالياً. مع أقتراب التصفيات الوطنية ولكننا لا نملك خياراً آخر. |
Seni buradaki güvenlik kurallarına alıştırmaktan Başka seçeneğimiz yok, değil mi? | Open Subtitles | لا خيار أمامنا سوى مساعدتك لتعتاد على إجراءات الأمن هنا، صحيح؟ |
Başka seçeneğimiz yok, Clara. Ama her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | ليست لدينا خيارات آخرى يا "كلارا" ولكننا سنكون بخير |
Çaresizlikten işi alıyoruz, Başka seçeneğimiz yok, tamam mı. | Open Subtitles | كما ماسة نريد رجال الأعمال، وليس لدينا خيارات أخرى، حسنا. |
Size saldırmaktan Başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدينا خيار غير مهاجمتكم. |
- Başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | -فغر استكشافي؟ ليس أمامنا خيارٌ آخر |