Şu bakışın var ya, partine gelmeden önce insanların yemek yeme sebebi. | Open Subtitles | نعم، تلك النظرة هي السبب التي تجعل الناس يأكلون قبل حضور حفلاتك. |
Fakat bu bakışın muhatabı oyun pozisyonu almış dişi bir kurt köpeği, kuyruğunu sallıyor. | TED | لكن على الجانب الآخر من تلك النظرة المفترسة هناك أنثى كلب الاسكيمو في هيئة لعب تهز ذيلها. |
Üzgün ve acıklı bakışın işe yaramıyor. | Open Subtitles | لا بأس تلك النظرة المسكينة الحنونة لم تعد تجدي نفعا يا نيك |
Ama bazen, bakarsın ve bakışın bunu değiştirir. | Open Subtitles | ولكن أحياناً تنظر إلى أمر ما، فتغيّر نظرتك الأمر. |
"Radha senin yaramaz bakışın." | Open Subtitles | "أسلوبك الشقي يا (ردها)". |
"Yap yoksa başına çok kötü bir şey gelecek" patentli bakışın. | Open Subtitles | براءة أختراعك سجلت أو لشيء ما مخزي لتلك النظرة |
Ve trene bindiğinde kapıyı açtığımda öyle bir bakışın var ki. | Open Subtitles | وبعدها قد قُذفت من على متن القطار تلك النظرة في عينيك عندما فتحت الباب |
Johnny Blaze'in hayatına bu anlamlı bakışın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لكشفك هذه النظرة المختلسة لحياة جوني بليز |
Yüzünde, ofisime ilk geldiğindeki bakışın aynısı var. | Open Subtitles | هذه نفس النظرة عندما دخلت لأوّل مرّة مكتبي |
O ahmak bakışın yine üzerinde ve ağzından salya geliyor. | Open Subtitles | لديك تلك النظرة الغبية و لعاب يخرج من فمك |
Bu bakışın anlamı nedir? | Open Subtitles | كم كان سعر الاقامة فيه ؟ ما تعنيه هذهِ النظرة ؟ |
Şu bakışın "bir ara gel takılalım" derken ciddi olmadığını düşündürdü. | Open Subtitles | هذه النظرة توحي بأنكِ لم تكني تعنين ذلك عندما طلبتي مني أن أزورِك |
Ambulans beni 2 yıllığına almaya geldiğinde yine aynı bakışın vardı. | Open Subtitles | إنّها نفس النظرة التي وجهتها لي في اليوم الذي أتت فيه سيارة الإسعاف لأخذي لعامين. |
Evet, bu gizlice sigara içip anneme yalan söylerken ki bakışın. | Open Subtitles | أجل، تلك هي النظرة التي اعتدت إظهارها عندما كنت تخرج سيجارة خلسة ومن ثم كنت تكذب على أمي بشأنها |
Bundan dolayı Panama sızıntısının, bu offshore dünyasına yaptığımız devasa bakışın, gerçekten tüm dünyada ve ABD'de açıklığa kavuşmasının yolunu açmasını istiyoruz. | TED | لذلك نريدُ حقا أن نرى تسريبات بنما، هذه النظرة الخاطفة الكبيرة تجاه نظام نقل الممتلكات خارج بلد التسجيل، تستخدم كطريقة استهلالية في الولايات المتحدة وحول العالم. |
Babama vantrolog olmak istediğimi söylediğimde bana attığı bakışın aynısıydı. | Open Subtitles | ذات النظرة التي رمقني بها أبي... عندما أخبرته أنني أريد أن أكون... محرّك دمى |
Ve dünyaya olan kötü bakışın nörolojik bir unsuru belli ki kardiyolojik bir unsura- | Open Subtitles | و نظرتك المعكوسة للعالم تجعلك تفرضين مكونا عصبيا على قضية قلبية كما هو واضح |
Bu her zamanki kaygılı bakışın mı yoksa endişelenmeli miyim? | Open Subtitles | أهذه نظرتك الحزينة المعتادة أم ينبغي لي أن أقلق؟ |
"Radha senin yaramaz bakışın." | Open Subtitles | "أسلوبك الشقي يا (ردها)". |
Kefaret bakışın üzerimde işe yaramaz. | Open Subtitles | تحديقك التكفيري لا يعمل معي |
Tek Bir bakışın. | Open Subtitles | "نظرةٌ واحدة منكِ" |
Ve bu olduğu zaman, şeylere olan bakışın değişir. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك تتغير الطريقة التي تنظر بها للأشياء |