En iyi bakımı göreceği yer burası. Burada onun sağlığından bahsediyoruz. Evet. | Open Subtitles | إضافةً إلى أن هذا المكان يستطيع أن يوفر له أفضل رعاية ممكنة |
Bu vakitten sonra öncelikli odak noktan çocuğunun bakımı olmalı. | Open Subtitles | انهمنهذهاللحظة.. تركيزك يجب ان يكون في رعاية ابنك أفضل رعاية |
"Onu seviyordum" dedi. Bir erkek rekabeti ön plana çıkarırdı, bakımı değil. | Open Subtitles | لو كان الجاني ذكرا لكان ركز على المنافسة و ليس على العناية |
Bebeğinin hak ettiği özel bakımı görebileceği bir yere gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب إلى مكان ستتلقى فيه طفلتك الرعاية المخصصة التى تستحقها |
Onun ilk eğitimi, motorlu araç bakımı. | Open Subtitles | الاول علي دفعته قسم صيانة العربات العسكرية |
Geçirdiğimiz seanslarda eğlenmiştim ama eminim klinik senin için en iyi bakımı sağlayacaktır. | Open Subtitles | لقد استمتعتُ بجلساتنا العلاجية معاً لكنني واثقة بأنّ العيادة ستوفر لكَ أفضل عناية ممكنة |
Yani onu her kim tutuyorsa doğum öncesi bakımı yapıyormuş. | Open Subtitles | فكائنا من كان يحتجزها فقد كان يمنحها رعاية حَملٍ جيدة |
Alabileceği en iyi bakımı hak ediyor ve alacağından emin olacağım. | Open Subtitles | وهو يستحق أفضل رعاية يمكنه الحصول عليها وسأحرص على أن يجدها |
Önemsiz gibi gözüküyor ancak, bu hasta bakımı için daha az zaman demek. | TED | يبدو وقتا تافها، لكن في هذا الوقت يقلص وقت رعاية المرضى |
Geniş bir hasta kitlesinden toplanan algılayıcı bilgileri gelişen hasta bakımı için kullanışlı olabilir ve üstelik mümkün olduğunca hastalığa bakım için öncü olabilir. | TED | إذًا بيانات المستشعر، التي جمعت من عدد مرضى كبير، يمكن أن تكون مفيدة في تطوير رعاية المريض وأيضًا من المحتمل أن تؤدي لشفاء المرض. |
Palyatif ilaçlar hakkında da konuşmak istiyorum. Toplumun bu kesiminin bakımı, değer verdikleri şeylere dayanıyor. | TED | كما أود أن أتحدث إليكم عن الرعاية التلطيفية، نموذج رعاية لهذه الفئة من السكان، يرتكز على ما يعتبرونه قيِّما. |
O bunama hastalığından mustarip ve tamamen hemşire bakımı altında. | Open Subtitles | تعاني الخرف الشيخوخي وسوف تتلقى العناية لكل الوقت في يناير |
Büyülü örümceği cilt bakımı için tam olarak sömüremeden ölüme terk ettik. | Open Subtitles | تركنا العنكبوت السحري خلفنا ليموت قبل أن يتم استغلاله فى العناية بالبشرة |
Kristal bakımı hakkında çok şey bilmiyorum ama öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | انا لاأعرف كثيراً حول العناية الكريستالية لكني أعتزم معرفة ذلك |
Kendisi ameliyat sonrası bakımı konusunda dünyadaki en iyi kanser merkezini bulmak için çok zaman harcadı. | TED | وبعدها أمضت الكثير من الوقت في البحث للعثور على أفضل مركز للسرطان في العالم لتحصل على الرعاية التابعة لها. |
İşte bu ayrımı getirir, bakımın hastalık merkezli bir modelden hasta, insan merkezli bir modele geçmesi ve işte bu, bakımı yaratıcı, üretken, oyuna benzeyen bir harekete dahi dönüştürür. | TED | هنا, نجد الفارق بين نموذج الرعاية الذي محوره المرض أو محوره البشر وهنا حيث يصبح الأهتمام فعل ابداعي وتوليدي وإيضا ًمرح |
Yarın bayındırlık komitesinden Dave'i arayıp lağım bakımı ve onarımı bildir. | Open Subtitles | إتصلى بـ ديف غدا فى لجنة الأشغال العامة بخصوص صيانة و إصلاح المجارى |
"Elde edilecek gelir, çöplüğün bakımı... "sağlık ocağı yapımı ve bakımı için kullanılacaktır." | Open Subtitles | ستستخدم الإيرادات في صيانة المكب والبناء والمحافظة على مستوصف المخيم |
Sıcak bir vücut, kürk, süt ve anne bakımı Weddell foklarının bu dondurucu ortamda hayatta kalabilmeleri için elzemdir. | Open Subtitles | جسدٌ دافىء، فرو، حليب و عناية أمومية، هي عناصر ضرورية لنجاة فقمة الويديل في هذه البيئة المتجمدة. |
Asla bilemeyiz çünkü bugün karargahımızın planlanmış performans bakımı günü. | Open Subtitles | لن نعرف إذ اليوم علينا القيام بأعمال الصيانة في المقر |
O da, başına gelenlerden sonra bakımı için hükümet tarafından verilen acınacak miktarda bir para alacağını öğrenecek. | TED | و ستجد أنها حصلت على مبالغ تافهة قدمتها الحكومة للعناية بها بعد الحادثة. |
Ne zamandan beri çocuk bakımı için özel birşeye sahip olmak lazım? | Open Subtitles | منذ متى تعتبر المؤهلات لها علاقة برعاية الأطفال ؟ |
Dese ki, "Eve gizlice yerleştirilmiş izleme cihazlarının bakımı için geldim." | Open Subtitles | صباح الخير أنا المسؤول عن القيام بصيانة الكاميرات السرية المخبأة في منزلك |
Bu ders çocuk bakımı durumunuz ne olursa olsun geçerli. Yatılı yardımcı, bakımevi, başkasıyla paylaştığınız yarı-zamanlı dadı olabilir. | TED | ينطبق هذا الدرس أياً كان وضع أطفالك، سواء جليسة أو حضانة أو مربية بدوام جزئي تتشاركينها مع أخرى. |
Kendi topluluğu için yerel hizmet sağlamakla ilgilenebilir: çocuk bakımı, yerel teslimatlar, evcil hayvan bakımı. | TED | قد تكون مهتمة في تقديم خدمات محلية لمجتمعها المحلي : مجالسة الأطفال، والتسليم المحلي، والعناية بالحيوانات الأليفة. |
Herkesin günlük ev işi var ya da evin bakımı için kişisel sorumluluğu. | Open Subtitles | وكل واحد لديه مهمة او مسؤولية فردية لصيانة البيت |
Hanım ölmeden önce onun bakımı için geceleri pek uyumamaya alıştım. | Open Subtitles | اكتسبتُ هذه العادة عندما كنتُ أرعى زوجتي.. قبل أن تتوفى. |
Devlet bakımı altına alınabilirlerdi. | Open Subtitles | سينتهي المطاف بالأطفال تحت وصاية الولاية |
İç çamaşırı alman, cilt bakımı, manikür, pedikür yaptırman gerek. | Open Subtitles | أعني, تسوق للملابس الداخلية, تنظيف الوجه, وتنظيف الأظافر, و الأقدام |