"baktı ve" - Traduction Turc en Arabe

    • ونظر
        
    • ونظرت
        
    • وقال
        
    • فنظر
        
    • نظر الى
        
    • نظر في
        
    • وينظر
        
    • وعندها نظر
        
    • و نظر
        
    • و نظرت
        
    • وهو نظر
        
    • نظر الرب
        
    • نضرت
        
    • ثم نظر
        
    Orada yüz yüze duruyorduk, bana baktı ve üzgün olduğunu söyledi fakat bana aşırı kızgınlıkla bakıyordu. TED ووقفنا هناك في مواجهة بعضنا البعض، ونظر لي وقال: آسف، ولكنه نظر لي بغضبٍ جامح.
    ve o "Nöron? Nöron?" dedi. Sonra baktı ve bunu yaptı. TED فقالت : "الخلايا العصبية؟ الخلايا العصبية؟" وبعد ذلك ونظرت وفعلت هكذا.
    Yere baktı ve küçük bir kızının olduğunu, henüz yeni doğduğunu söyledi. TED تدلى ببصرهِ إلى الأسفل وقال لي أنه قد رُزق بابنة ولدت تواً.
    Bana baktı, ve dedi ki, "Evet. Ya da belki tek tuvalete gitmek isteyen sizsiniz" TED فنظر الي وقال، نعم. أو انك الوحيدة التي اضطرت للذهاب الى الحمام.
    Benim çizim defterime baktı ve üzerinde çalışmam gerektiğini söyledi. Open Subtitles لقد نظر الى كتاب رسوماتى و اخبرنى ان اعمل عليه
    İlk bir iki gün aynaya baktı ve gördüğü şey çok hoşuna gitti. Open Subtitles و أول أو ثاني يوم نظر في المرآة كان سعيدًا جدًا بما رأه
    Herkes buna baktı ve bunun çok büyük bir probleme doğru gittiğini anladı. TED وينظر الجميع لذلك ويعرفون أن الأمر في طريقه لمشكلة ضخمة
    'dedi. Diğer adam bana doğru baktı ve 'Evet burada. Bizimle aynı asansörde.' TED ونظر أحدهم إلي قائلا نعم، وهو أيضا معنا في هذا المصعد
    Adam kutuyu açtı, içine baktı... ve sanki telefonla yemek servisi yapmışım gibi bahşiş verdi. Open Subtitles لقد فتح الصندوق ونظر ما بداخله لقد رمقني بنظرة وكأنه يقدم روحي
    Konuşurken, başını geriye doğru attı, sağa doğru baktı..., ve gözlerini kocaman açtı, dudağına dokundu. Open Subtitles عندما اخبرتني ادارت رأسها للخلف ونظرت يميناً وحركت عيناها ولمست شفاهها
    Resimlere baktı ve dedi ki, " Bu hayret verici bir görüntü, bu olağanüstü." TED ونظرت إليه فقال، إنه منظر رائع ! هذا مذهل !"
    Gözlerimin içine baktı ve ona huzur bahşetme fırsatı verdim. Open Subtitles وقال انه يتطلع في عيني، وعرضت عليه فرصة لصنع السلام.
    Ve ben sonuna geldiğimde -- hem o hem ben ağlıyorduk -- bana baktı ve "Evet." TED عندما وصلت لنهاية الرسالة .. كانت الدموع تهطل منه .. وكذلك انا ومن ثم نظر الي وقال .. نعم
    Amcası ona baktı ve ondaki sarsılmaz inancı gördü. Open Subtitles فنظر اليه عمه ليدرك مدى عمق يقين هذا الرجل
    Bana baktı ve gideceğini söyledi..., ...sonra bir kadınla tanışmış..., ...artık annemi sevmiyordu..., ...bende anneme ve kız kardeşime bakmak zorunda kaldım. Open Subtitles فنظر لي واخبرني انه راحل وسيلتقي امرأة ولم يعد يحب امي
    O da bana baktı ve "Benimle oynayacak mısın" bakışını attı. Open Subtitles مثل .لاتفعل ثم نظر الى ونظر لى تلك النظره التى تقول هل ستلعب معى ام لا
    Aynaya baktı ve söyledi, "Şeker Adam, Şeker Adam, Şeker Adam..." Open Subtitles نظر في المرآة، وقال , "رجل الحلوى، رجل الحلوى، رجل الحلوى
    Dedim ki, "Kefalet ne kadar?" O da bana baktı ve dedi ki, "Bu o. Open Subtitles وينظر إلي ويقول {هذا هو الشخص، هناك}
    Vince, Ernie'ye baktı ve "İyi geceler dile" dedi. Open Subtitles وعندها نظر فينس إلى إيرين وقال له: قل وداعاً.
    O da kendine doğru yaklaştırıp aşağı doğru baktı ve yazmaya başladı. TED سحبه باتجاهه و نظر إليه و بدأ بالطباعة.
    Bana baktı ve ben de ona "Anne, ben yapmadım." dedim. Open Subtitles و نظرت إلي فقلت لها: أمي لم أفعل هذه الأشياء قالت:
    Kocama baktım, o da bana baktı ve sonra ikimiz de doktora baktık ve "ALS mi? TED نظرت الى زوجي، وهو نظر الي ونظرنا الى الطبيب وقلنا: ALS ؟
    Tanrı etrafına baktı ve önünde eğilen tüm yarattığı şeyleri gördü ve dedi ki:... Open Subtitles أخبرنا بمتاعب الرب نظر الرب من حوله إلى كل ما قدمت يداه
    Ve yukarı çıkıp ona bağırdığımda bana baktı ve çok heyecanlıydı. Open Subtitles وعندما صعدت و صرخت في وجهها نضرت إلي بأرتعاد
    Bana bu dünyayı zerre aldırmayan bir yüzle baktı ve silahı çenesine dayadı Open Subtitles ثم نظر إلي وكأنه لا يحمل أي إهتمام بالعالم ووضع سلاحاً تحت رقبته

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus