Şuradaki kasayı getir de, bu işe yaramaz balıkları koyalım. | Open Subtitles | اجلب لي أكثر من قفص لكي نضع به نفايات السمك |
5. günde, balıkları ve kuşları ardından, 6. günde memelileri ve nihayetinde, insanları. | Open Subtitles | وفي اليوم الخامس، خلق السمك والطيور، وفي اليوم السادس، خلق الثدييات، وأخيرا الإنسان. |
Bir ebeveyn yavruya bakarken, ...diğerinin denize kadar uçup sığ sulardan küçük balıklar ve mürekkep balıkları toplaması gerekir. | Open Subtitles | بينما يعتني أحد الوالدين بالصّغير، يتعيّن على الآخر السفر بعيداً عن الشاطيء ليصيد السمك الصغير والحبّار من سطح الماء. |
Orda bir "mongrel koi"var. Tüm havuz balıkları içinde en tehlikelisidir. | Open Subtitles | هنالك سمكة مونكلر كوي الخطرة انها من اكثر الاسماك الهجينة المتوحشة |
Zurna balıkları çok çeşitlidir ve beyaz ışığın altında hemen hemen aynı şekilde görünürler. | TED | لهذه السمكة السحلية العديد من الأصناف، وتبدو جميعها متشابهة تحت الإضاءة البيضاء. |
Sanırım onu dipte tutan şeyi köpek balıkları kesmiş olmalı. | Open Subtitles | اظن ان اسماك القرش قد مزقوا ما كان يربطه لأسفل |
Girebilirsin, ama dikkatli olmalısın. Köpek balıkları ufak kızların tadını alır. | Open Subtitles | يمكنك لكن سأكون حذر، لأن أسماك القرش تحب طعم الفتيات الصغيرات |
Yakaladığım balıkları taze tutmak için buzdu onlar. Soğutucum bozulmuştu. | Open Subtitles | كان ثلجًا لإبقاء السمك الذي أصطاده باردًا، فلقد تعطّلت مبرّدتي |
Yalnızca başka bir balığı yiyen balıkları yiyen biri yani. | Open Subtitles | وهو الشخص الذى يأكل السمك فقط والذى يأكل سمك أخر |
Işıldayan balıkları göyle yapıyorlar. | TED | انها الطريقة التي يصنع فيها السمك المضيء |
Yunus balıkları beraber avlanırlar ve bazı sardalyaları sürüden ayırabilirler ve yem topları oluştururlar. | TED | تصطاد الدلافين بطريقة مشتركة وتستطيع أن تقوم بتفريق سرب من أسماك السردين لتخلق مجموعات صغيرة ومُغرية من السمك. |
balıkları yüzeye sürüp sıkıştırır ve bu hareketli ziyafeti yemek için akın ederler. | TED | تقوم باستدراج السمك إلى سطح المحيط ثم يسرعون لتناول العشاء للاحتفال. |
balıkları ilk kez o zaman limon dilimleri ve tereyağ dışında birşeyin içinde yüzerken gördüm. | TED | عندما عرفت لأول مرة أن السمك يسبح في شئ آخر غير شرائح الليمون والزبدة. |
Daha iyi balıkları ağa çekemeyecek duruma geldiğinde onu bıraktı. | Open Subtitles | حين فقدت قدرتها على جذب السمك الأفضل ،قام بتركها طُعم ؟ |
Amacım kendimi öldürmekti, lanet olası balıkları beslemek değil. | Open Subtitles | فكرتي أن أقتل نفسي لا أن أغذي السمك اللعين |
Sistemin içine düşen çocuklar üstüne sifon çekilen japon balıkları gibidir. | Open Subtitles | الأطفال الذين تأخذهم الحكومة مثل سمكة الزينة التي تصرفينها في المرحاض. |
Ve köpek balıkları. Bunlar için onu suçlayamazsın. | Open Subtitles | و لكن لا يمكنك أن تلقي اللّوم على هذه السمكة |
Dinozorlardan bahsetmişken, köpek balıkları 300 milyon yıl önce nasıldıysa, bugün de aynı. | TED | وبالحديث عن الديناصورات .. فان اسماك القرش هي نفسها الاسماك التي كانت تسبح منذ 300 مليون عام مضت |
Dünyanın iyiye gittiğinin farkındayım ama balıkları ginsengle besleyecek kadar mı iyiye gidiyor? | Open Subtitles | أعلم أن العالم تغير ولكن ليس لدرجة أن الاسماك أصبحت تأكل عشبة الجينسينج |
Garip bir biçimde, bazı tatlı su balıkları denizde de yumurtlayabilir. | Open Subtitles | المثير للفضول أن بعض أسماك المياه العذبة أيضاً تبيض في البحر |
Hey, beni ve koca balıkları birlikte bol bol çektin mi? | Open Subtitles | احرصوا على التقاط الكثير من الصور لي و لتلك الأسماك الضخمة |
Kahrolası yayın balıkları topuğumu ısırdı. Nesli tükeniyormuş da, hadi oradan. | Open Subtitles | سمك السلور الملعون في حذائي طوال الطريق معرض للخطر مؤخرتي |
sana anlatmıştım Burada balıkları var. balıkları seversin. | Open Subtitles | معنا سمكٌ هنا فأنت تحب السمك. |
Gri resif köpek balıkları tarafından çok kötü ısırılmış iki arkadaşım vardı. | Open Subtitles | عندي صديقان عضّا بشكل سيئ بأسماك قرش الشعبة المرجانية العظيمة |
Şafak yaklaşırken mürekkep balıkları, balıklar ve planktonlar derine dönerek karanlığa sığınıyor. | Open Subtitles | بينما فجر يَقتربُ، سمك صبّار وسمك وplankton تراجعْ فَنازِلاً، للإلتِجاء في الظلامِ. |
Bu balıkları avlamak '80 lere kadar çok yaygın idi. | TED | مصايد كبيرة للأسماك كانت تدور حولها إلى غاية الثمانينيات. |
Ördekleri ve balıkları bayıltacak kadar etkili olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | يقولون بأن رائحتها قوية لدرجة إعماء البط والسمك |
Japon savaşçı balıkları gibi - güzel, zarif ve ince... ama amaçlarına gelince ve istediğini bulduğunda öldürücü | Open Subtitles | مثل سمك القتال اليابانى رائع رشيق جميل و عنيد رغم ذلك وقاتل عندما يجد ما يريده |
Dördüncülük ve beşincilik Japon balıkları Boris ve Doris'e gidiyor. | Open Subtitles | في المركز الرابع.. فازت السمكتان الذهبيتان |