"bana öğretti" - Traduction Turc en Arabe

• علمتني
• علمني
• وعلمني

Benim Gram bana öğretti ilk şey iblisler ile nedeni değildi.
الشيء الأول الذي علمتني إياه جدتي أن لا أتفاوض مع المشعوذين

Kara barut işini anem bana öğretti. Bir gün bir sihirbaz olacak ve tekrar babamı göreceğim.
أمي علمتني كيف أعمل المسحوق الأسود لأنها أحبت أن أكون ساحراً

Ve yine bu tecrübeler bana öğretti ki, bu kadar büyük ölçüde ki acılar için, tek çare zaman ve sessizliktir.
هذه الأحزان نفسها عانيتها و علمتني أن الأمراض لا حدود لها الوقت والصمت هم الدواء لراحتنا على اي حال

Gitarda bile öğrenmesi en zor şarkılardan birini bana öğretti.
علمني واحده من اصعب الاغنيات التي يصعب تعلمها على الغيتار

- Göster bana. Nasıl olduğunu göster. - Charlie Babbitt bana öğretti.
ــ أرني، أرني كيف ــ أجل، تشارلي بابيت علمني

Sıradan bir penguen olmasına rağmen babam bana öğretti ki büyük bir kalbinin olması için dev gibi olmaya gerek yok.
♪ بالرغم من أنه بطريق عادي ♪ ♪ فقد علمني أبي ♪ ♪ ليس من الضروري أن تكون ضخم ♪

Ergenliğe girdiğim gün, bir büyücü geldi ve bunu bana öğretti.
عندما بلغت سن الرشد، ساحر ظهر وعلمني

Peki, 7 yıl sosyal serviste çalışmak bana öğretti ki devletin çarkları bir kere dürtmeden dönmüyor, ya da iki kere.
حسناً سبع سنوات من الخدمه الإجتماعيه علمتني بأن عجلة الحكومه لا تلتف بدون دفع أو عباره سوف نتصل

Kim olduğunu bilmiyordu, ama bildiği her şeyi bana öğretti.
لم تكن تعرف من هي لكنها علمتني كل شيء

- Geçtiğimiz birkaç hafta bunu bana öğretti.
الأسابيع القليلة الماضية قد علمتني ذلك

Annem bana öğretti, ona da annesi öğretmiş.
أمي علمتني ما علمته أياه والدتها.

Harika bir kadın bu büyüyü bana öğretti.
امرأه عضيمه علمتني هذه التعويذه

Harika bir kadın bu büyüyü bana öğretti.
أمرأه عضيمه قد علمتني هذه التعويذه

Bildiğim her şeyi, o bana öğretti.
. لقد علمتني كل شئ أعرفه

Ama seyahatlerim bana öğretti
ولكن سفرياتي علمتني

Gerçekler bana öğretti ki kurbağalar da, tıpkı erkekler gibi, bazı sorunlar yaşayabilir.
والواقع علمني أن الرِجال مثل الضفادع يواجهون مشاكل في الألتزام بشريكة واحدة

Çemberin dışında olup da başkalarının acılarını izlemekten zevk alan insanların olduğunu tarih bana öğretti.
واذا علمني التاريخ اي شيء, انه هناك مجموعة من الناس يحبون مشاهدة الاخرين يعانون.

Bilmemem gerekir ama babam bana öğretti.
حسنا، لا يجب علي، ولكن والدي علمني.

Dünyanın güvenli ve nezih bir yer olduğunu o bana öğretti.
علمني هذا العالم كانت آمنة ولائقة مكان.

Dünyanın gerçekte ne olduğunu bana öğretti.
علمني كيف يبدو العالم في الحقيقة

İçimizdeki nefretle savaşırız, her zaman bir seçenek vardır. Harry bunu bana öğretti.
صديقي ( هاري )، علمني هذا لقد أختار إن يكون الأفضل بأختياره

Gittiği gibi bana öğretti.
وعلمني نوعيًا أثناء ذلك.