| Yani, Almanya ateşler içindeyken, bu herifler de tam olarak batan geminin fareleri. | Open Subtitles | لذلك، بينما في ألمانيا في النيران، هؤلاء هم مجرد الفئران من السفينة الغارقة. |
| Bu batan şehirlerde bir çözüm üretmek imkansızı mümkün kılmak gibi. | TED | إيجاد حلول في هذه المدن الغارقة يشبه جعل المستحيل ممكناً. |
| Çünkü batan bir gemiden kaçmaya çalışan biri gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تستعملين أسساً أخلاقية للخروج من سفينة غارقة |
| Eğer batan bir gemide olacaksam bana can yeleği atacak birine ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | إذا كنتُ في سفينة غارقة أحتاج إلى شخص لكي ينقذني |
| batan bir gemide değil; büyük, sıcak, güzel bir evdeyiz ve hayatımız güzel. | Open Subtitles | لسنا على متن سفينة تغرق نحن في منزل كبير جميل دافئ وجميعنا بخير |
| Başardın artık Kurtarsan bu batan gemiyi, geçsen dümenine | Open Subtitles | وأنت جعلتيه الآن خذ هذا المركب الغارق ووجه الى الديار |
| Üç batan oldu. Her yerde dikenli tel var. | Open Subtitles | لقد غرق ثلاث يوجد اسلاك شائكة فى كل مكانٍ |
| batan bir sürü savaş gemisi var, bize hiç söylemiyorlar. | Open Subtitles | الكثير من بواخر نقل الجنود غرقت وهم لا يخبروننا عنها |
| DJ: Biz araç sahiplerinin bir kuralı da... ...şudur; araçta batan kişi... ...timsahlarla yüzmeye gider. | TED | ديريك : وحتماً .. هناك قاعدة في البرية .. هي ان من يغرق السيارة هو من يتوجب عليه ان يسبح مع التماسيح |
| Evet, aslında fareler genelde batan gemiyi terk ederler ama benim gemi batıyor ya, güverteye üşüşüyorlar. | Open Subtitles | اجل , حسنا , الجرذان عادة تفر من السفن الغارقة ولكن فى حالتى انا ,بدا كما لو انها طفت على السطح |
| Hayır. Aslında bunlar batan geminin malları. | Open Subtitles | كلا ، في الواقع أجد أشياء قيمة من السفن الغارقة |
| Bir beyin sarsıntısı geçirmiştim, batan bir Jumper'ın arkasındaydım ve zihnim hayatta kalmak için seni ortaya çıkardı. | Open Subtitles | تعرضت لصدمة و كنت عالق في مؤخرة المركبة الغارقة ثم قام دماغي بإختلاقك حتى تكوني وسيلة لنجاتي |
| O batan gemi hayatımızı bir pisuara atacak. | Open Subtitles | تلك السفينه الغارقة سوف ترمي لنا طوق النجاة |
| İkimiz de biliyoruz ki, bunu çözebilecek tek kişi bu batan Jumper'ın arkasında kapana kısıldı. | Open Subtitles | محتجز في المقصورة الخلفية لمركبة غارقة |
| batan gemiden kaçan fareler gibi, değil mi Kurt? | Open Subtitles | مثل جرذان هاربة من سفينة غارقة |
| - batan gemiyi terk ediyormuş. | Open Subtitles | - ماذا؟ - لقد تم التخلي عنها في سفينة غارقة |
| Gerçekleri gördüm batan bir gemi ve onunla birlikte giden 400 arkadaşımı gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت الحقائق,لقد رأيت سفينتى تغرق و عليها أربعمائة من زملائى |
| Evet, batan gemiden kaçan farelerle aynı sebeplerden. | Open Subtitles | نعم، نفس أسباب هروب الفئران من السفينة التي تغرق. |
| Belki de batan bir geminin üstündeki sıçanlar daha doğru bir metafor olacaktır. | Open Subtitles | ربما فئران على سفينة تغرق قد يبدو أفضل إستعارة دقيقة |
| Kurtarsan bu batan gemiyi, geçsen dümenine | Open Subtitles | خذ هذا المركب الغارق ووجه الى الديار |
| batan teknede 250 kişi bulunuyordu şimdiye kadar ise, 34 kişi kurtarıldı 206 ceset de denizden çıkarıldı. | Open Subtitles | كان هناك 250 شخصا على متن القارب الذي غرق حتى الآن ، تم انتشال 34 جثة وتم انقاذ 206 شخصا من البحر |
| Okyanusa batan büyük şehir. | Open Subtitles | أي المدينة العظيمة التي غرقت في المحيطِ. |
| Ben, en derin nehrin yatağına doğru... giderek yavaşlayarak batan bir taşım. | Open Subtitles | إني حجر يتحول ببطء لشئ يكاد لا يتحرك عندما يغرق بكل ثقله في قاع أعماق النهر |
| Evet, bir kez söylemiştin. Göze batan bir şey miydi? | Open Subtitles | نعم, لقد أخبرتني مقصدكَـ مرةً شيئاً مُلاحظاً |