Bu mesleki eğitim programı geçim becerileri ve bununla birlikle ekonomik özgüven için önemli fırsatlar sundu. | TED | برنامج التدريب المهني يقدم مهارات لكسب العيش، ومعهم، فرص هامة من أجل الاعتماد على الذات اقتصاديًا. |
Sonra da öz farkındalık veya empati arttırma becerileri hakkında konuşurken yaptığımız bir tür esas uygulama yaparız. | TED | ثم لدينا نوع ما من الممارسة الأساسية التي نقوم به سواء كنا نتحدث عن الوعي الذاتي أو مهارات بناء التعاطف. |
Bana öğrettiğin becerileri kullandım. Gazetede senin için çalıştığım zamanki. | Open Subtitles | استخدمت المهارات التى علمتنى إياها عندما عملت لديك فى الجريده |
Mühendislik ve teknik alanda becerileri olan yolcuların sınıfı 38 numaralı Öğrenme sınıfındasın. | Open Subtitles | لقد تم تسجيلك في دروس الصف 38 المخصص للركاب أصحاب المهارات التقنية والفنية |
Hava bükme becerileri muhteşem olmasına rağmen herhangi birini kurtarmaya hazır olmadan önce öğrenmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | و بالرغم من أن مهاراته في تسخير الهواء رائعة فلديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزاً لإنقاذ أي شخص |
Parçalar birleşmeye başladığında anlarsınız ki bir sistemin, öyle davranmak ve görünmek için bazı becerileri vardır. | TED | الآن نظاما، ومع ذلك، عندما تبدأ الأمور معا، كنت أدرك أنها مهارات معينة للعمل والبحث بهذه الطريقة. |
Farklı olma sebebi şudur; sadece geçtiğimiz bir kaç yıl içinde makinelerimiz daha önce hiç göstermedikleri becerileri göstermeye başladılar; anlama, konuşma, işitme, görme cevaplama, yazma ve daha yeni beceriler de ediniyorlar. | TED | السبب في كونه مختلف هو أنّ الآلات قد بدأت تكشف في السنوات الأخيرة عن امكانيّات لم تكن تمتلكها مطلقا في السابق: الفهم، التحدّث، الاستماع، الرّؤية، الإجابة، الكتابة، ولا تزال بصدد اكتساب مهارات جديدة. |
Girişimcilik ve politika becerileri eklemek istiyoruz. | TED | نريد ان نضيف روح الإقدام و مهارات السياسات |
Geleceğe yönelik işler için geleceğe yönelik becerileri öğrenmek istiyorlar. | TED | يريدون أن يتعلموا مهارات المستقبل للعمل المستقبلي. |
Münazara ve ikna konusunda teknik becerileri olan insanlar. | TED | أشخاص أصحاب مهارات تقنية في المناظرة والإقناع. |
yavru köpekleri eğiten insanları izlemekle ilgili, ve anlıyorum ki korkunç etkileşim yetenekleri var, korkunç ilişki kurma becerileri. | TED | يتعلق بمشاهدتي الناس يدربون الجراء، وإدراك أن لديهم مهارات تواصل مريعة. مهارات علاقات مريعة. |
Burada da Mozambik'teki ekibimiz var. İçlerinden biri Mozambikli kardeşlerine gerekli becerileri öğreten Tanzanyalı bir eğitmen. | TED | هذا هو فريقنا في موزامبيق. مدرب واحد من تنزانيا ، الذي نقل المهارات لثلاثة من زملاءه في الموزمبيق. |
Çünkü okullar, çocukların aktif vatandaş olmaları ve dünyayı değiştirmek için gerekli olan becerileri öğrenmeleri için önemli yerlerdir. | TED | لأن المدارس أماكن مهمة للأطفال لكي يصبحوا مواطنين نشطين وتعلم المهارات والآليات التي يحتاجونها لتغيير العالم. |
Araştırma, adalet çalışmalarının sadece daha önce bahsettiğim becerileri oluşturmakla kalmadığını, başka türlü de ilerlediğini gösteriyor. | TED | ويظهر لنا البحث أن العمل للعدالة لن يستمر من بناء كل المهارات التي تحدثت عنها هو في الواقع يذهب في الاتجاه الآخر. |
RP: Hayat kurtarabilecek tıbbi becerileri sergilemek için eğitildiler. | TED | ر.ب: إنهم مدربون على أداء المهارات الطبية التي يمكنها أن تنقذ حياة الناس. |
bütün beceri ve yetenekleri düşündüğünüz de, huzur evinin de böyle olduğunu fark edeceksiniz. Yani orada yaşlı insanların bütün becerileri | TED | كل المهارات والمواهب الموجودة الأن بالغرفة هذا هو ما لدى دار المسنين. كان هناك كل هذه المهارات والمواهب |
Gerekli becerileri geliştirmemiz gerekiyor, ve onları kullanmak için cesarete ihtiyacımız var. | TED | نحتاج الى تطوير المهارات الضرورية ونحتاج الى الشجاعة في استخدامها |
Hava bükme becerileri muhteşem olmasına rağmen herhangi birini kurtarmaya hazır olmadan önce öğrenmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | و بالرغم من أن مهاراته في تسخير الهواء رائعة فلديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزاً لإنقاذ اي شخص |
Sanırım sosyal becerileri onun ilerlemesini engelliyor. | Open Subtitles | أعتقد أن قدراته الاجتماعية هي التي أعاقته. |
Ama sakallı akbabalar bu soruna uçma becerileri sayesinde sıra dışı bir çözüm bulmuşlar. | Open Subtitles | لكن لدى النسور الملتحية حلاً رائعاً، بفضل مهارة طيرانهم. |
Böyle becerileri olan bir ajan nasıl oldu da bir analist oldu? | Open Subtitles | كيف انتهى المطاف بعميل بمثل مهاراتك بالعمل كمحلل؟ |
Oradaki korkunç yoksulluk ancak yerel becerileri canlandırılırsa biter. | Open Subtitles | و الفقر المدقع هناك يمكنه أن يزول اذا ما تم استعادة مهاراتهم المحلية |
Mekanizma dediği şey, kendi zihni ve matematik becerileri. | Open Subtitles | الآلة هو ما يطلقه على قدرته العقلية في أداء الحسابات |
Ve belkide iyi bir eğitim geçerli becerileri edinme ve iyi bir iş imkanına sahip olmuşsunuzdur. | TED | وربما قد حصلت على فرص تعليم ممتازة ومهارات قابلة للتسويق، للحصول وظيفة. |
Yoksa üstün cinsel becerileri olduğunu açıklayan bir kadın tarafından yetersiz bulunma ihtimali mi? | Open Subtitles | . من قبل إمرأة صرحت بالمهارات الجنسية المتفوقة. ؟ |