Sürekli değil ama en beklemediğin anda hepimiz orada olacağız. | Open Subtitles | ليس دائماً و لكن عندما لا تتوقع ذلك سنكون هناك |
Sürekli değil ama en beklemediğin anda hepimiz orada olacağız. | Open Subtitles | ليس دائماً و لكن عندما لا تتوقع ذلك سنكون هناك |
- Cevap vermesini beklemediğin sürece olur. | Open Subtitles | مخبرتك هذه هل أستطيع التكلم معها ما دمت لا تتوقع أن ترد عليك |
Ama beklemediğin ya da kabul edemeyeceğin şey... görevini sana öğretildiği şekilde yaptığın için... kendi şefinin odasında sırtından hançerlenmektir. | Open Subtitles | ما لا تتوقعه او توافق عليه فستحمله على ظهرك في مكتب رئيسك لتؤدى عملك بالضبط كما لقنوك |
İstersen eşlik edebilirsin, tatlı bir sohbet beklemediğin takdirde. | Open Subtitles | يمكنك أن تشاركينى مادمت لا تتوقعين ، حديثاً مبهجاً |
Bir şeyi itersin ve hiç beklemediğin şekilde karışıklık yaratır. | Open Subtitles | تدفع شيء ما هنا يؤدي الى فوضى لم تكن تتوقعها |
Evet, fırsatlar hiç beklemediğin anda karşına çıkar, canım. | Open Subtitles | نعم عزيزتي فالفرصة تأتي من حيث لا تتوقعينها |
Hiç beklemediğin bir anda fil böyle gelir ve alır. | Open Subtitles | أترى ؟ عندما تتوقع القليل فقط تأتي الكنيسة وتعصف بك في الأخير |
Ama bir gün, onu beklemediğin bir anda karşında olacak. | Open Subtitles | ولكنّه سيكون حاضرًا ذات يوم حين لا تتوقع وجوده |
Ama bir gün, onu beklemediğin bir anda karşında olacak. | Open Subtitles | ولكنّه سيكون حاضرًا ذات يوم حين لا تتوقع وجوده |
Kendini açık tutarsan, bu sabah kalktığında karşılaşmayı beklemediğin bir şeyle karşılaşabilirsin. | Open Subtitles | إذا كنت مجرد البقاء مفتوحة، فمن الممكن أن كنت قد ذلك أنك لم تكن تتوقع عندما كنت استيقظ هذا الصباح. |
İş yaparken beklemediğin yerlere gitmen gerekebiliyor. | Open Subtitles | كما ترى، عندك عمل وتذهب إلى حيث لم تتوقع |
Cazibe berbat bir şeydir. beklemediğin bir anda seni ele geçirir. | Open Subtitles | التجاذب أمر عبثي، فهو يتلقفك من حيث لا تتوقع |
Unutma, güneş hiç beklemediğin bir anda batar. | Open Subtitles | وتذكر، تغرب الشمس عندما لا تتوقع ذلك |
'Benim gibi birinden' beklemediğin bir şey mi? | Open Subtitles | ماذا ؟ لم تتوقع هذا من شخص ما مثلي |
Ama beklemediğin ya da kabul edemeyeceğin şey... görevini sana öğretildiği şekilde yaptığın için... kendi şefinin odasında sırtından hançerlenmektir. | Open Subtitles | ما لا تتوقعه او توافق عليه فستحمله على ظهرك في مكتب رئيسك لتؤدى عملك بالضبط كما لقنوك |
Dışını soyarsın ve bazen beklemediğin bir şeyle karşılaşırsın. | Open Subtitles | عندما تقوم بتقشير طبقه منه في بعض الأحيان سوف تجد شيئا لا تتوقعه |
Hiç beklemediğin bir anda birinin çıkıp sana kendini iyi hissettirmesi harika bir şey değil mi? | Open Subtitles | أليس من المذهل أن يظهر شخص ما ويجعلك تحس بشيء لم تكن تتوقعه ؟ |
Çünkü hiç beklemediğin bir anda senden öcümü alacağım. | Open Subtitles | لأننى سأنال منكِ حينما لا تتوقعين ذلك أبداً |
Hiç beklemediğin anda büyük bir servetle karşılaşabilirsin. | Open Subtitles | لن تعلمي أبداً عندما يكون الغِنى العظيم يعود من حيث لا تتوقعين |
Bir şeyler iyi gittiğinde kimse kötü gidebileceğini düşünmez. İşte tam da o zaman olur bu. En beklemediğin zamanda. | Open Subtitles | عندما تسيرُ الأمور بشكل جيّد، لا أحد يفكر بأنّها ستسوء وستصْدِمك حينما لا تتوقعها. |
Herkesin tek söylediği rüzgar tam yerindeyse ve gece mükemmelse hiç beklemediğin bir anda ama her zaman en ihtiyacın olan zamanda bir şarkı çalar. | Open Subtitles | كل ما سيخبركِ به أي شخص بأنه حين تهب الرياح وتكون الليلة مثالية... حين لا تتوقعينها... |
Gamma olduğu için ve sorun beklemediğin için mi? | Open Subtitles | سبب أنها غاما وأنت لاتتوقع متاعب ؟ |
Gerçek kaderin beklemediğin bir şekilde bağlanabilir. | Open Subtitles | فقدركما سيربط معاً ولو بطريقة لم تكوني تتوقعيها |