| Sadece bir kaç dahinin Google ve türlerini icat ettiği ve geri kalanımızın da onlara masaj yapmak için çalıştırıldığı ...bir evren distopyası gerçekten beni endişelendiriyor. | TED | الواقع المرير الذي يقلقني هو عالم مع بضعة عباقرة مثل مخترعي جوجل وأمثالها وبقيتنا يعملون لديهم مدلِّكين. |
| Ancak bunun potansiyel kötüye kullanımı beni endişelendiriyor. | TED | لكن ما يقلقني هو احتمالية سوء الاستخدام. |
| Şimdilik diğerlerine ilişmeyeceğim. Fakat Mili beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | سأبقي الآخرين في الوفت الحالي لكن ميلى يقلقني |
| Annem beni endişelendiriyor. Kazadan kendini sorumlu tutuyor. | Open Subtitles | أنا قلق على أمي إنها تلوم نفسها على الحادث |
| Bayan Kellar bu çizimler beni endişelendiriyor. Tamam. Dinleyin. | Open Subtitles | هذه, كاتي آنسة كيلر أنا قلقة بشأن تلك الرسومات |
| Bu fırtına beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | أنا أتفق مع أو.ب هذه العاصفة تقلقني |
| Bilmiyorum. Böyle geziler beni endişelendiriyor. Çok baskı oluyor. | Open Subtitles | لا أعرف، أنا أقلق فقط بشأن هذه الرحلات تكون مليئة بالضغط |
| Lütfen babana söyleme. Durumu beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | لا تخبري أباك بهذا رجاءً أنا قلقة على حالته الجسدية |
| Siyasi başarılar kazanmak için komplo düzenlemeniz ve yalancı şahitlik yaptırmanız beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | يقلقنى أنك اشتركت فى تآمر وحلفان كذب |
| Burada hiçbir şey yapamamak beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | إنه فقط عدم القيام بأيّ شيء هنا يجعلني أشعر بالقلق. |
| Platt'ın bu haftaki davranışları, beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | الطريقة التي تتصرف بها بلات هذا الأسبوع هذا يجعلني أقلق |
| Çünkü hayali bir dünyada kaybolduğunu görebiliyorum ve bu beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | لأنّي أراكِ تختفين في عالمك الخاص وهذا يقلقني |
| Efendim, sol kaval kemiğinde önemli bir kırığı var, ancak kafasındaki yaralanma beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | حسناً سيدي، لديه كسر بالغ في عظمة الساق و لكن الصدمة في رأسه ليس ما يقلقني |
| Tüm telsiz bağlantılarımıza yanıt vermemeleri beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | لقد تم إيقافها من قبل , لكن حقيقة أنهم لايستجيبون لأي من أشاراتنا اللاسلكية يقلقني |
| Bunu kısa kestiğim için üzgünüm. Bu öksürükleri beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | يؤسفني أن أقطع المكالمة ولكن هذا السعال يقلقني |
| Kesin bir suskunluk var ve bu beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | بالتأكيد يوجد هناك تكتم و هذا أمر يقلقني |
| Çok büyük bir gücün sadece bir kaç elde toplanacak olması beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | أنا قلق من أن ينتهى الحال بوجود سلطات واسعه بين أيدى القليل |
| Bayan Kellar, bu çizimler beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | ميس كيللر أنا قلقة بشأن هذه الرسومات |
| Bardaki, gri takım elbiseli adam beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | ..الرجل الذى يثير قلقي , مع ذلك .هو الرجل عند الحانة , بدلة رمادية |
| Ben geçmişimdeki hataları düzeltmeye çalışırken senin bana güveniyor olman beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | ما يُقلقني هو إعتمادك علي عندما أعمل على إيجاد عُمقي. |
| Amacı için birçok masum insanı öldürmeye niyetli olması beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | إنها تُقلقنى لأنها مستعدة لأن تقتل هذا العدد من الأبرياء من أجل الوصول إلى هدفها |
| Cinsel tercihimin hayatımdaki en enteresan şey olduğunu düşünmeleri beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | أنا قلقة من أنهم يظنون أن ميولي الجنسية هي أكثر ما يثير الاهتمام بشأني. |
| Hollander beni endişelendiriyor. Tepeme çıkmasını engelle. | Open Subtitles | انا قلق بشأن هولاندر لماذا لا تبعده عني؟ |