Bu durumda burada benimle birlikte bulunmaktan biraz rahatsız değil misin? | Open Subtitles | إذن ألا تشعرين بالقليل من التوتر كونك بمفردك معى الآن ؟ |
Bir balıkçıyla pazarlık yapıp, makul büyüklükte yerli bir tekne bulmuş, ve benimle birlikte kaçmayı denemeyi kabul etmişti.. | Open Subtitles | كونه كان مراكبيا ماهرا فقد كان يملك زورقا ذو حجم لاباس به و قد وافق على محاوله الهروب معى |
Hani benimle birlikte suyu çıkmıştı, artık sadık muhbirlik yoktu. | Open Subtitles | لقد أستطلعت معى ، لن يكون هناك المزيد من الثقة |
Artık Çin'e benimle birlikte bir banco almam gerektiğini biliyordum. | TED | علمت انه يجب ان اخذ الة البانجو معي الى الصين |
Şimdi, eşim Michal'den, sahneye benimle birlikte gelmesini ve bir resim oluşturmasını rica edeceğim, çünkü bütün olay resimlerde. | TED | لذلك أطلب من زوجتي ميشيل أن تأتي معي علي المسرح لعمل صورة واحدة معكم، لأن كل شيء متعلق بالصور. |
Sen büyürken, benimle birlikte hapiste olsaydın senin için daha mı iyi olurdu sence? | Open Subtitles | تَعتقدُ بأنّك كَانَ يمكنُ أَنْ تَكُونَ أفضل حالاً مَعي في السجنِ كلّ الوقت أنت هَلْ كُنْتُ الكَبْر؟ |
benimle birlikte olmak istediğini ama olamadığını, durumun karışık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يريد أن يكون معى لكنه لا يستطيع، فالأمر معقد |
Cumberland'e benimle birlikte gelecek misin? Ben burada bekleyeceğim. | Open Subtitles | سوف تاتين معى الى كمبرلاند سأكون بانتظارك هنا |
Başkaları da vardı, ve çoğu hala benimle birlikte. | Open Subtitles | كان هناك آخرون ومعظمهم مازال معى حتى الآن |
Sevgilim, benimle birlikte olunca bu... bu kabustan uyanacaksın! | Open Subtitles | حبيبتى, عندما تكونين معى سوف أستيقظ من هذا الكابوس |
Eğer ölürsem, tanrılar benimle birlikte değildi demektir. | Open Subtitles | و إذا مت ، فهذا يعنى أن الآلهة لم تكن معى |
benimle birlikte nefis bir öğle yemeğine ne dersin? | Open Subtitles | لماذا لا تخرجين من هنا و تتناولين معى غذاءا فاخرا ؟ |
benimle birlikte olmayan hiçbir beyzbol oyuncusu kariyerinin en iyi yıllarını henüz yaşamamış, demektir. | Open Subtitles | جميع اللاعبون الذين ناموا معى حظوا بأفضل عام فى حياتهم المهنية |
Neden benimle birlikte kaldın? | Open Subtitles | لماذا إذا بقيت معى بينما أنا فاقدة الوعى؟ |
Ve şimdi New Orleans'a taşındı, bilirsin, benimle birlikte olabilmek için. | Open Subtitles | وهو الآن قد إنتقل إلى نيو أورلينز كما تعلمين، ليكون معي |
Lindsay, eğer benimle birlikte şeker vermek istemiyorsan sadece bana söyleyebilirdin. | Open Subtitles | ليندسي اذا لم تريدي ان تسلمي الحلوى معي كان يمكننكِ اخباري |
Bir tandem bisikleti! Onu alırken benimle birlikte süreceğini söylemiştin. | Open Subtitles | دراجتنا الترادفية ، عندما ابتعتها قلت إنك مستعد لركوبها معي |
Tek bildiğim şey 20,000 kölenin benimle birlikte bu küçük kilisede yaşadığı gerçeği. | Open Subtitles | كل ما أعرفه 20 ألف من الرقيق عاشوا معي في هذه الكنيسة الصغيرة |
Bunun acısını, benimle birlikte Fransa'da çıkarabilirsin. | Open Subtitles | يُمْكِنُك أَنْ تُنفّسَي إحباطَكَ، مَعي في فرنسا. |
Ama onu babası değil, ben büyüttüm. benimle birlikte kalmalı. | Open Subtitles | لكنّ الأبّ لم يربيه، بل أنا، يجب أن يبقى معيّ |
benimle birlikte gelecekten geliyor. Bütün bunlar tesadüf mü sizce? | Open Subtitles | يأتي برفقتي من المستقبل، أتعتقد حقّاً أنّ هذا كلّه صدفة؟ |
benimle birlikte, altı kişi. | Open Subtitles | ستة أشخاص بمن فيهم أنا |
benimle birlikte! | Open Subtitles | حين اشارتي! |
Hadi ama. Dinle, onun benimle birlikte olmasını istiyorsun. | Open Subtitles | دعك من هذا، أنصتْ أنت تريدها أن تظلّ برفقتى |
benimle birlikte mücadele eden herkese sonsuz teşekkür ediyorum. | Open Subtitles | أود أن أشكركم جميعًا لوقوفكم بجانبي |