"benzersiz" - Traduction Turc en Arabe

    • فريدة
        
    • فريد
        
    • الفريدة
        
    • الفريد
        
    • فريداً
        
    • مسبوق
        
    • مسبوقة
        
    • فريدا
        
    • فريده
        
    • لا مثيل
        
    • المميز
        
    • من نوعه
        
    Ama benim şirketimi en çok ilgilendiren şey tek benzersiz parçaları toplu bir şekilde üretebiliyor olduğunuz gerçeği. TED ولكن الشيئ الذي يهم شركتي اكثر هو حقيقة ان بامكانك صنع منتجات فريدة من نوعها بكميات ضخمة
    Yaşayan bütün memelilerin beşte biri yarasalardır ve onların benzersiz özellikleri vardır TED فالخفاش يمثل خُمس الثدييات التى تعيش الآن، و لديها سمات فريدة.
    Bu yüzden birçok şirket veya kolluk kuvvetinin kullandığı bir yöntem var. Her bir dosyayı, benzersiz sayı dizilerine çeviriyorlar. TED لذلك، معظم الشركات أو وكالات إنفاذ القانون الذين يملكون هذا المُحتوى يمكنهم ترجمة كل ملف إلى تسلسل فريد من الأرقام.
    Bizim endüstrimizde, burada farklı ya da benzersiz bir şeye bakıyor değiliz, toplumumuzu ve yaşam tarzımızı daha normal yapmak için hazırlıklı olmalıyız. Open Subtitles في صناعتنا , نحن لانبحث عن شيء مختلف أو فريد هنا علينا أن نكون مستعدين لجعله أكثر طبيعية في مجتمعنا وفي طريقتنا للعيش
    Senin benzersiz deneyimlerine ve zekana sahip olan biri bunu ortaya çıkarbilecektir. Open Subtitles لشخص ما بمثل ذكاءك و تجربتك الفريدة سوف يكون قادراً على إيجادها
    Oklahoma şehri hayal edilebilecek en benzersiz bir şekilde başladı. TED لقد نشأت مدينة أوكلاهوما بطريقة فريدة جداً.
    Dassey davasının diğer benzersiz tarafı da sert bir halk tepkisine sebep olmasıdır. TED وقضية داسي فريدة أيضًا لأنها تسببت في غضب جماهيري عارم.
    Hepimizin benzersiz bir koku dünyası vardır, aldığımız kokular bakımından birbirinden tamamen farklı bir dünya duyumsarız. TED كل واحد منا لديه رائحة فريدة من نوعها، بمعنى أن ما نشمه، كل منا يشم عالما مختلفا تماما.
    Aktardığımız bu hikâye benzersiz ama cinsel şiddetin küresel bir salgın hâline gelmesiyle normalleşiyor. TED القصة التي نقلناها لتونا فريدة من نوعها، ومع ذلك فهي شائعة جدًا مع كون العنف الجنسي وباءً عالميًا.
    Son beş yılda öğrendim ki bu dava benzersiz olmaktan çok çok uzakta. TED تعلمت في آخر خمس سنوات أن هذه القضية ليست فريدة.
    Ve bu, bence, ... ...benzersiz evrimsel konuşmadır. TED وهذا، كما أعتقد، يمثّل من النّاحية التطويريّة حالة فريدة من نوعها.
    Kongredeki tek yalnız anne olarak ağır işlerde çalışan milyonlarca ailenin yaşadıklarıyla ilgili benzersiz bir bakış açım var. Open Subtitles بصفتي الأم العزباء الوحيدة في الكونغرس، لدي منظور فريد بشأن ما يبدو عليه الواقع بالفعل بالنسبة لملايين العائلات الكادحة
    Ve böyle bir ürün yarattığınızda, ne olduğu farketmez, parmak izi gibi benzersiz bir şey olmalı. TED وتصنع منتج مهما يكن، سيصبح فريد كبصمات أصابعهم.
    Bu genlerin her biri insandan insana anlamlı bir şekilde farklılaşıyor. Her birimiz bu varyasyonun benzersiz bir kombinasyonuyuz. TED وتختلف كل من هذه الجينات من شخص إلى شخص إلى آخر، ويعتبر كل واحد فينا بمثابة مزيج فريد من ذلك الاختلاف.
    Bir kısmı diğer alfabelerden alınmış, fakat çoğu benzersiz. TED بعضها تم استعارته من مخطوطات أخرى ولكن أغلبها فريد تماماً.
    O nedenle bakımı altındaki gazilerle iletişim kurma ve iyileşmelerine yardım etmede benzersiz biri. TED وهذا يضعه في موقف فريد يتيح له التواصل ومساعدة المحاربين القدامى الذين في رعايته.
    Sadece onun benzersiz biyolojisi seni ve klonlamayı mümkün kıldı. Open Subtitles هي فقط وتركيبة جسدها الفريدة من جعلتك وجعلت التنسيل ممكناً
    Yani, 2,7 milyarlık bir proje koruyucu ve önleyici tıp çağını vaadediyordu, benzersiz genetik yapıya dayanarak. TED وكما تعلمون، مشروع 2.7 مليار دولار وعد بعصر من الطب التنبؤي والوقائي بناءً على تركيبنا الجيني الفريد من نوعه.
    Bir köşe yazısı yazabilecek kadar benzersiz bir bakış açın olduğunu söyledim. Open Subtitles ،لقد عرضت أن تكتبي عموداً في الجريدة قلت أنك تملكين منظوراً فريداً
    Bu toplumun güveninin benzersiz şekilde ihlali demek. Open Subtitles سيكون هذا إنتهاكا غير مسبوق لثقة العامة
    Terör operasyonları merkezindeki yenilik teröristlere benzersiz durumsal farkındalık verdi ve polislere karşı üstün taktiksel avantaj ve hükumete karşı da. TED اختراع مركز العمليات للإرهابيين أعطاهم معرفة غير مسبوقة بالوضع وأفضلية استراتيجية على قوات الشرطة وعلى الحكومة.
    Evet, Başmüfettiş. Hakikaten benzersiz ha? Open Subtitles هذا حقا ايها المفتش, لقد كان شيئا فريدا,
    Görmeye değer bir eğitim olayı için benzersiz bir fırsat. Open Subtitles فرصه فريده لتدريب على نوع جديد من التدريب
    Ama katılanlar için gerçekten benzersiz ve doyurucu bir tecrübedir. Open Subtitles ولكن لمن إختاروها فهي تجربة لا مثيل لها ومكافأة مجزية
    Bana hayatından benzersiz kişiliğini ortaya çıkartan bir hikâye anlat yeter. Open Subtitles أخبرني فحسب عن شىء يخص حياتك لإظهار الجانب المميز من شخصيتك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus