"bilmediği" - Traduction Turc en Arabe

    • يعرفه
        
    • لا يعرف
        
    • لا تعرفه
        
    • لا يعلم
        
    • لا يعرفها
        
    • لا يعرفون
        
    • لايعرف
        
    • لا يعلمه
        
    • لا يعلمها
        
    • لا تعرفها
        
    • يجهل
        
    • يجهله
        
    • يعرفهُ
        
    • لايعرفه
        
    • لم يعلم
        
    Ruhunun içini görebilmek için kimsenin bilmediği sırları ortaya çıkarmalıyız. Open Subtitles لأرىداخلروحكِ، لأكشف سرا خفيا لا أحد آخر يمكن أن يعرفه.
    Bize kimsenin, hatta Mitch'in bile bilmediği bir özelliğini söyle. Open Subtitles أخبرينا شيئاً عنك لا يعرفه الجميع حتى ميتش لا يعرفه
    İlaç şirketinin kimsenin bilmediği bir sihirli tümör asası mı var sanıyorsun? Open Subtitles أتظنّين أنّ لدى الشركة عصا سحريّةً لعلاجِ الأورام لا يعرف بها أحد؟
    Bayan French'in neyi bilip bilmediği, tamamen Bayan Janet McKenzie'nin varsayımı. Open Subtitles ما كانت مسز فرينتش تعرفه أو لا تعرفه هو من محض تخمين ميس ماكنزى
    Tüm bu yanlış haberler ve gerçeklik sonrası fikri hakkında -- bilmiyorum -- Joseph Goebbels'in bilmediği bir şey yoktur. TED ليس هناك شيء... لا أعلم عنه... جوزيف غوبلز، لا يعلم عن كل هذه الفكرة من وهمية الأخبار وما بعد الحقيقة.
    İkisinden biri, kimsenin bilmediği yüksek rakamlı bir savaşçının kılıcı. Open Subtitles إنه سيف يعود لمحارب ذو مرتبة متقدمة لا يعرفها أحد
    Asıl mesele, Stern hakkında başka kimsenin bilmediği bir şeyi bilmen. Open Subtitles تعرفين شيئا عن ستيرن لا أحد يعرفه لا أستطيع استخدامه كاليندا
    Hayvanlar hakkında, çoğu insanın bilmediği, başka bir şey daha vardır. Open Subtitles يوجد شيء آخر بخصوص الدببة .. هذا شيء لا يعرفه الكثير
    Çoğu insanın bilmediği şey ise kapalı bir alandaki havanın %12 ile %75'i arasındaki bir oranı oluşturuyorsa aynı zamanda patlayıcıdır. Open Subtitles ولكن مالا يعرفه معظم الناس هو أنه حين يكون مضغوطاً في إسطوانات مع وجود مصدر قريب للهب وتصادم قوي فسينفجر بقوة
    Deneme sorusu gibi bir şey sormamız gerek. Kimsenin cevabını bilmediği. Open Subtitles نحن بحاجة إلى سؤال إختباري, شيء لا يمكن أن يعرفه أحد.
    Çocuk Angie'i kimin getirdiğini bilmediği hakkında yemin billah ediyor. Open Subtitles لقد تمسك بأقوله أنه لا يعرف من أحضر , أنجى
    Ama bunu cevabını bilmediği için bunu sizin için puanlayamaz. TED ولكن لأن البرنامج لا يعرف الإجابة لتلك الكلمة، فلا يمكنه تقييمك بناء عليها.
    Şu çok bilinen sözleri kaleme alan da o olmuştur, 'Kalp, sebebin bilmediği sebeplere sahiptir.' TED إنه من خط تلك الكلمات المشهورة القلب له أسبابه والتي لا يعرف سببا لها.
    Onun bilmediği, sana şimdi şantaj yapacağım çünkü cüzdanı ben çaldım, uçaktaki adam bendim. Open Subtitles ما لا تعرفه أننى بالفعل سأبتزك لأننى سرقت حافظتها لأننى أنا الذى كنت على الطائرة
    Her neyse bak, ayrıldığımızı biliyor fakat bilmediği, hala senin kanepende yaşadığım ve erkek arkadaşının benim t-şirtlerimi giydiği. Open Subtitles علي اي حال, اسمعي, هي تعرف اننا انفصلنا لكن ما لا تعرفه هو انني انام علي كنبتك وصديقك يلبس قميصي
    Takviye göndermesi gerektiğini bilmediği kesin. Open Subtitles وهو بالتأكيد لا يعلم بأمر إرسال التعزيزات
    Hakkımızda hiçbir şey bilmediği için, seçimi ona bırakabiliriz. Open Subtitles بما انه لا يعلم شيئا عنا ، أظن انه قراره
    Bugün sizinle Dünyanın bilmediği şeyler hakkında konuşmak istiyorum Open Subtitles نريد إخبارهم أمورا لا يعرفها أحد في العالم
    Pek çok kişinin varlığını bile bilmediği bir grup hakkında çok bilgin var. Open Subtitles حسناً، هذا رأي صارم للغاية عن مجموعة أغلب الأشخاص لا يعرفون حتى بوجودهم.
    Val Waxman'ı işbaşında izlerken insan onun ne yaptığını bilmediği izlenimine kapılıyor Open Subtitles عندما تراقب أخراج فال واكسمان ستعتقد بأنه لايعرف مالذي يفعله
    Bize kendin hakkında kimsenin bilmediği bir şey söyler misin? Open Subtitles اذا هل يمكنك ان تخبرنا بشيء عنك لا يعلمه احد؟
    Demek oluyor ki kendisinin bilmediği ya da düşünmediği bir şeyi yazamaz. Open Subtitles بمعنًى آخر ، إن كتبتَ شرطاً مستحيلاً أو معلومةً أو صورة . لا يعلمها ، فلا يمكن أن يقومَ بها
    Kızın bilmediği bir dilde konuştuğuna kanıt istiyordu. Open Subtitles أراد اثباتاً بأن الطفلة كانت تتحدث لغة لا تعرفها
    Sana içeriden bilgi vermem için beni kandırdın ve Marcus'a kirli olduğunu bilmediği parayı vererek bana şantaj yaptın. Open Subtitles بل قمت بخداعي للحصول على تلك المعلومة ومن ثمّ قمت بابتزازي وذلك لإعطائك (ماركس) نقوداً يجهل مصدرها الحقيقي ..
    O kuşun bilmediği çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير الذي يجهله هذا الطائر
    O manyak orospu çocuğunun bilmediği onu öldüreceğim. Open Subtitles ما لا يعرفهُ ذلكَ الغبي اللعين هوَ أني سأقتلُه
    Bu dalgaların ses-ötesi, kimsenin ne olduğunu bilmediği ses ötesi, frekansları var. TED تلك الموجات لديها تردد في المدى تحت الصوتي, الصوت الذي لايعرفه احد
    Şartlı tahliye memurun yine nerede olduğunu bilmediği için az önce beni aradı. Open Subtitles الضابط المسؤول عن اطلاق سراحك اتصل للتو لأنه لم يعلم أين كنت مجددا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus