Ama hiç kimse o kızın kim olduğunu bilmiyordu. Çok uğraştık. | Open Subtitles | و لكن لم يعرف أحد من هي الفتاة ، كلنا حاولنا |
kanaman olduğunu bilmiyordu, belki de bayılman... belki yemek yemediğin için olmuştur. | Open Subtitles | ربما لم يعرف أنك تنزفين فالالكت سطقت مغشية لأنك لم تأكلي جيداَ |
Julio ne hissettiğini bilmiyordu. Bildiği tek şey bunun öfke olmadığı idi. | Open Subtitles | خوليو لم يعلم بماذا شعر هو يعلم فقط أنه لم يكن غضب |
bu siteyi kullanmaya başlamadan önce hiçbiri Almanca bilmiyordu. | TED | لا يعرف اياً منهم الألمانية قبل ان يبدأوا في استخدام الموقع |
Buraya kz arkadasyla sey yapmaya geldigimi bilmiyordu, anlarsn ya. | Open Subtitles | لم يكن يعلم اني قدمت اليها، كما تعلم، هي صديقته.. |
Şimdi, varsayalım ki, katil onun Bay Baxendale olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | والآن افترض ان القاتل لم يكن يعرف انه السيد باكسيندال |
Yanlış odaya girdi. - benim partide olduğumu bile bilmiyordu | Open Subtitles | والتقت بالشخص الخطأ لم تعلم اني كنت في الحفله |
Caska sana öyle söyledi, çünkü ne yapacağını bilmiyordu. | Open Subtitles | قالت كاسكا ذلك لكَ لأنها لم تعرف ما تفعل |
İki resmi de görebiliyor ve aralarındaki farkı söyleyebiliyordu, sadece farkın ne olduğunu bilmiyordu. | TED | كان بإمكانها رؤية الصورتين والتفريق بينهما، هي فقط لم تكن تعرف ذلك. |
Kimin için çalıştığımı bilmiyordu. Rastgele bir barda bana asıldı. | Open Subtitles | لم تكن تعلم لحساب من أعمل لقد قابلتني بحانة عشوائية |
Konserve açacağının ne olduğunu bilmiyordu. Kamptaki gibi konserveleri bıçakla açıyordu. | Open Subtitles | لم يعرف الفتاحة كان يفتحها بالسكين مثلما يفعل اللاجئون في المعسكرات |
Frankie bir not bile bırakmadı, nerede olduğunu kimse bilmiyordu. | Open Subtitles | فرانكي لم يترك رسالة و لم يعرف أحد أين ذهب |
Aralarından hiç birisi neye bulaştıklarını bilmiyordu, onlar büyük bir oyunun sadece piyonlarıydı. | Open Subtitles | لم يعرف إيهما ما كانا يفعلان لقد كانا ألواح شطرنج في مباراة كبيرة |
Beni kimse Nicky diye çağırmaz ve kimse Richard'ı Ricky olarak çağırmaz, yani kimse ne hakkında konuştuğunu bilmiyordu. | TED | ولا أحد يدعوني بنيكي ولا أحد يدعو ريتشارد بريكي. لذا لم يعلم أحد عمن كانت تتحدث. |
oysa ki Darwin, elbette genler hakkında birşey bilmiyordu. | TED | داروين لم يفكر كذلك، لم يعلم ان الجينات |
Yumruklarını kullanmasını bile bilmiyordu. | Open Subtitles | ورطم رأسك بالأرض. إنه لا يعرف كيفية اللكم حتى. |
Güzel kadının bir model olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | لم يكن يعلم أن الفتاة الجميلة كانت عارضة |
Sorun şu ki; ...aslında benim hakkımda hiçbir şey bilmiyordu. | Open Subtitles | المشكلة هي أنه فعلاً لم يكن يعرف أي شي عنّي |
Polis cesede ne yapacağını bilmiyordu, sanırım onu yaktılar veya gömdüler, bilemiyorum. | Open Subtitles | لم تعلم الشرطه ما الذى تفعله بالجثه لذا أظن إنهم سوف يحرقونه أو ماشابه |
Elbette Maggie'nin bu şekilde kaçacağını bilmiyordu. | Open Subtitles | بالطبع ماغي لم تعرف بهذا لأنها كانت تركض وتندفع مبتعدة لمئة ياردة. |
Ne yaptığını bilmiyordu. Sarhoştu. | Open Subtitles | لم تكن تعرف ما كانت تفعله كانت في حالة سكر |
Bilemiyorum. Belki de ateş eden kişinin kim olduğunu dün geceye kadar bilmiyordu. | Open Subtitles | لا أعلم، ربما لم تكن تعلم من هو مطلق النار حتى الليلة الماضية |
Çünkü elimizde, DNA eşleşmesi yapacak bir şey olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | لأنها لا تعلم أننا نملك ما نطابق به حمضها النووي |
Oluşur mu? evet kıvılcım oluşur fakat onlar bunu bilmiyordu. | TED | ليس واضحا؛ في الواقع المشررة ستشتعل، لكنهم لم يعرفوا ذلك؛ |
Onu davet etmişlerdi ama o ne umacağını bile bilmiyordu. | Open Subtitles | لقد دعى اليها ولكنه لا يعلم ماذا سيحدث لاحقا |
O bir bebek gibiydi. Böyle şeylerin nasıI yapılacağını henüz bilmiyordu. Korkunçtu. | Open Subtitles | هو كَانَ بيبي هو لَمْ يَعْرفْ كَيف يَعمَلُ تلك الأشياءِ لحد الآن. |
Bir kaza geçirdim, komadaydım. Kim olduğumu kimse bilmiyordu. | Open Subtitles | لقد تعرضتُ لحادث لقد تغيبتُ لأربعة أيام ولم أكن أعرف من أنا |
- Belki burada olduğunu bilmiyordu. - İyi mi bari? | Open Subtitles | ربما كان يجهل أنها هنا - هل هذا شيء سارّ؟ |