Milli Teşkilat'ta iken öğrendiğim bir şey varsa, o da nasıl yemek yapılacağıdır. | Open Subtitles | إن كان هناك شيء واحد تتعلمه في الحرس الجمهوري ، فهو كيف تطبخ |
Komiserim, yapabileceğiniz bir şey varsa durmayın yapın, neredeyse bulun onu. | Open Subtitles | ملازم إن كان هناك أي شيء افعله .. اخرج واعثر عليه |
İstemeyeceğin bir şey varsa ...o da havada sohbet etmektir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لا تريده هو الهواء في وسط الحديث. |
Ve yardım edebileceğim başka bir şey varsa, lütfen söyleyin. | Open Subtitles | واذا كان هناك ما يمكننى عمله للمساعدة، من فضلك اخبرينى. |
Bildiğim bir şey varsa o da bazı şeyleri kendime saklamaktır. | Open Subtitles | إن كان هناك شئ أعلم كيف أفعله فهو الإحتفاظ بالأشياء لنفسي |
Bak, eğer bana söylemek istediğin bir şey varsa, şimdi bir şansın var. | Open Subtitles | انظروا ، إذا كان هناك شيء تريد لتقول لي ، الآن هي فرصتك. |
Onunla ilgili bilmem gereken bir şey varsa, şimdi duymak istiyorum, lütfen. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء بشأنه ويجب عليّ معرفته، فأود سماعه الآن، رجاء |
Ve eğer bir şey varsa eminim iyileşmeyecek bir değildir. | Open Subtitles | و إن كان هناك شيء فأنا متأكد من قابليته للعلاج |
Neyse, seni neşelendirmek için yapabileceğimiz bir şey varsa söyle Niles. | Open Subtitles | بأي حال إن كان هناك أي شيء يبهجك ؟ فقط أخبرنا |
- Ben de yapabileceği bir şey varsa... - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | إذاً لو كان هناك أي شيء يمكنني أن أفعله شكراً لك |
Senin hakkında hâlâ bilmediğim bir şey varsa, bunu senin ağzından duymak isterim. | Open Subtitles | إذا هناك أي شيء ما زلتُ لا أعرفهُ عنكِ، أُريدُ سماعه مباشرةً منكِ. |
Senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب |
Senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب |
Hayır. Burada göçen bir şey varsa o da kumanda! | Open Subtitles | لا، الشيء الوحيد الذي يعاني من انهيار هنا هو الريموت |
Ama aramızda bir şey varsa bana sakın yalan söyleme. | Open Subtitles | ولكن إن كان هناك ما يجري بيننا، فلا تكذب علي |
Ama eğer rehabilitasyon veya bağışlanma diye bir şey varsa, o kişiye değiştiğini ispatlayabilmesi için şans verilmesi gerektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | لكن إن كان هناك شئ ما كإعادة تأهيل أو السماح عندها أنا أؤمن بأن الشخص يجب أن يحصل على الفرصة |
Ama küçük tiyatro çalışmalarının ve büyük pazarlama tekniklerinin bana öğrettiği bir şey varsa o da şudur, herkesin bir markası var. | Open Subtitles | لكن إذا كان هناك أيّ شئ قد قام التخصص في التسويق مع دراسات المسرح علمتني هو أن كلّ شخص لديه علامة تجارية |
Hayır, ciddiyim. Yani eğer ihtiyacın olan bir şey varsa... | Open Subtitles | لا أنا أعني هذا, إن كان هناك أيّ شيء تحتاجينه |
Yapabileceğim herhangi bir şey varsa, lütfen bana söyleyin. | Open Subtitles | اذا كان هناك شيئا يمكننى القيام به أخبرنى به من فضلك |
Eğer bildiğim bir şey varsa o da bir imaj oluşturmaktır. | Open Subtitles | إذا كان هنالك شيء واحد أعرفه فهو صنع صورة في الثانوية |
Ve doula olarak çalışırken öğrendiğin tek bir şey varsa o da şudur ki birazcık koşulsuz destek gerçekten çok faydalı olabiliyor. | TED | لكن إن كان هناك شئ واحد تعلمته من عملى كقابلة، أن القليل من الدعم غير المشروط يمكن أن يساعد كثيراً. |
Senin için yapabileceğim bir şey varsa da unut gitsin. | Open Subtitles | واذا كان هناك شىء استطيع ان افعلة من اجلك. انساة |
Amcana söyleyeceğin bir şey varsa ona söyle. | Open Subtitles | إذا كان لديك شيء لتقوله لعمك، فلتخبره إذاً |
Aklınızda bir şey varsa yardım etmeye hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعد للمساعدة إذا كان لديك أي فكرة. |
Kaybınız için üzgünüm. Yapabileceğim bir şey varsa... | Open Subtitles | أنا آسف على خسارتك، إذا كان هناك أي شئ أستطيع فعله لك |