Başka bir şey yoksa, kısa bir ara verelim. | Open Subtitles | لنأخذ فاصلا قصيرا اذا لم يكن هناك شيء آخر |
Daha fazla bir şey yoksa, körkütük sarhoş olacağım. | Open Subtitles | لو لم يكن هناك شيء آخر، فسوف أصبح مخموراً |
Ama içine doğru genişleyecek uzay diye bir şey yoksa genişlemek ne anlama gelir? | TED | ولكن إذا لم يكن هناك ما يدعى بالمكان حتى تغطيه هذه الأجسام ما الذي تعنيه كلمة توسع في هذه الحالة؟ |
Başka bir şey yoksa, kızımın düğününe katılmak istiyorum. | Open Subtitles | اذا لم يكن هناك أمر أخر أريد أن أذهب لزفاف ابنتى |
Eğer bu hafta sonu yapacağın özel bir şey yoksa | Open Subtitles | اذا لم يكن لديك شئ خاص تفعله في عطلة نهاية الاسبوع. |
Bulunacak bir şey yoksa, o zaman adamlarının Spirit gölünün orada ne işleri var? | Open Subtitles | فماذا يفعل بعض رجالك في بحيرة الروح إذا لم يكن هناك شيء لتجده؟ |
Başka bir şey yoksa, işim gücüm var. | Open Subtitles | ان لم يكن هناك شيء اخر فلدي اعمال اخرى لانجزها |
Kimsenin ekleyeceği başka bir şey yoksa... | Open Subtitles | عن أدلة بالخداع لذا ما لم يكن هناك شيء اخر لتضيفوه |
Teşhis edilecek bir şey yoksa neden bu vakayı alıyorsun? Tedavisi ilginç olabilir. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك مشكلة تشخيص لم ستأخذ الحالة؟ |
Başka bir şey yoksa, uymam gereken bir programım var. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك أي شيء آخر عندي جدول مواعيد لأحافظ عليه |
Başka bir şey yoksa, kızımın düğününe katılmak istiyorum. | Open Subtitles | اذا لم يكن هناك أمر أخر أريد أن أذهب لزفاف ابنتي |
Yani sende yeni bir şey yoksa, yapacak işlerim var. | Open Subtitles | لذا، إن لـم يكن لديك شئ جديد، فأنـا لديّ وظيفة لـأقوم بها. |
Başka bir şey yoksa işime döneyim. | Open Subtitles | ومالم يكن لديكم شيء آخر أريد حقاً العودة إلى عملي |
Başka bir şey yoksa devam edeceğim. | Open Subtitles | إذا لمْ يكن هناك أيّ شيءٍ آخر، فإنّي سأغادر. |
Kabalık etmek istemem ama başka bir şey yoksa? | Open Subtitles | أنا لا أقصد أن أكون وقح، لكن إذا هناك لا شيء ما عدا ذلك. |
Şimdi, başka bir şey yoksa, yapacak işlerim var. | Open Subtitles | الآن، لو ما من شيء آخر فعلي الهمام بالذهاب |
Tabii burada yapmamı istediğin başka bir şey yoksa. | Open Subtitles | إلّا أنْ كان هناك أمر آخر تريدين أنْ أفعله هنا |
Eğer görülecek bir şey yoksa birkaç mesaja bakmaktan ne zarar gelir? | Open Subtitles | ما الضرر من النظر للاخبار لو لم يكن هناك شىء لرؤيته ؟ |
Başka bir şey yoksa, hazırlık yapmamız lazım. | Open Subtitles | إن لم يكن هناك شيئاً أخر نحن مستعدون لجعله ذلك |
Kırmızı küf diye bir şey yoksa bu da kesinlikle kan o zaman. Cole Harmon'ın kanı. | Open Subtitles | ما لم يكن هنالك شيء كالعفن الأحمر، فإنّ هذا يبدو كدم ولا ريب |
Başka bir şey yoksa eve gidip komaya girmek istiyorum. | Open Subtitles | .. لذا، لو لم يكن هناك شئ آخر فأنا أود العودة للمنزل لأدخل في غيبوبة |
Eğer muayenehanemde acil bir şey yoksa neden olmasın. | Open Subtitles | نعم , نعم إلا إذا كان هناك حالة طارئة في المكتب |