Ama korkarım bugün senin için yapabilecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | و لكن أخشى أنه ليس لدي ما أقدمه لك اليوم |
Düğüne. Giyecek bir şeyim yok ve gidip gitmemem kimsenin umurunda değil. | Open Subtitles | الزفاف، ليس لدي ما أرتديه ولا أحد يبالي إن ذهبت أم لا |
İyi, tamam. Test yaptırmamı istiyorsanız, yaptırırım. Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسناً, تريدوني أن أخضع للإختبار, سأخضع له ليس لدي شيء لأخفيه |
Evime gelip arama yapabilirsiniz. Kimseden saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | يمكنك الدخول إلى منزلي، ليس لديّ ما أخفيه عن أحد. |
Dünyanın en büyük nine külotları. Benim bir şeyim yok. | Open Subtitles | هذه هي أكبر سروال للجدات في العالم أنا بخير تماماً |
Şimdi şunu düşünebilirsiniz, bu bende geçerli olmaz, çünkü saklayacak bir şeyim yok. | TED | الآن إنك قد تفكر، إن هذا لا ينطبق علي، لأن ليس لدي ما أخفيه. |
Buna bir sebep belirtmediğin için, söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي ما أقوله طالما لم تعطني سبباً واضح |
Daha fazla söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ستضطر للحصول عليه منه فأنا ليس لدي ما أقوله |
Size ikram edecek bir şeyim yok ama içecek getirtebilirim. | Open Subtitles | ليس لدي شيء أقدمه لك لكن استطيع طلب خدمة الفندق |
Söyleyecek başka bir şeyim yok. Bir avukatla görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي شيء آخر لأقوله أريد أن أتحدث إلى محام |
Ekleyecek bir şeyim yok. O zaman her şeyi meslektaşına anlattım. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لأضيفه, أخبرت زميلك كل شيء حدث ذلك الوقت. |
Herkes beni araştırıp görebilir. Benim saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | يُمكن للجميع أن يبحث عنّي ويراني، ليس لديّ ما أخفيه. |
Hayır, yapacak bir şeyim yok ve ben de yürüyüşe çıkmak isterim. | Open Subtitles | لا، ليس لديّ ما أقوم به, وأرغب بأن أقوم بنزهة. |
Yani karşılaştıracak bir şeyim yok. | Open Subtitles | لكننا لمْ نجد بصماتٍ تتطابق على هويته الحقيقيّة، لذا ليس لديّ ما أقارن به. |
Bırak beni, bir şeyim yok. Şu kamyonu getirmem lazım. | Open Subtitles | دعوني وحدي ، أنا بخير يجب أن أخذ تلك الشاحنة |
Ama seni bir daha göremeyecek olmak koyuyor bana. bir şeyim yok. İyiyim. | Open Subtitles | لكنني لا أرغب في عدم رؤيتك مجددا. أنا بخير، أنا بخير، أنا بخير. |
bir şeyim yok tatlım. Şimdi beni çok iyi dinle. Senden, şu şeyin yanındaki şeyi çekmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا بخير عزيزتي ، الآن أنصتي إليّ جيداً، أريدكأنتحركيذلك الشيء.. |
Sizden saklayacak hiç bir şeyim yok, ve sizin de benden saklamanız gereken hiç bir şeyiniz yok.Birbirimize güvenmeliyiz. | Open Subtitles | ليس لدي أي شيء لإخفاء منك، وكان لديك شيء تحتاج إلى إخفاء مني. يمكننا أن نثق في بعضنا البعض. |
Yaşlı kadınlara özel bir şeyim yok. Kadınlara özel var. | Open Subtitles | ليس لدي شئ للنساء العواجيز لدي شيء من اجل النساء |
Ben iyiyim. bir şeyim yok. | Open Subtitles | إنّي بخير , إنّي بخير |
Adam için üzgünüm ama söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنا آسف حيال مقتله لكن ليس لديّ شيء أقوله |
- Her zaman olduğu gibi yapacak bir şeyim yok. - Hepsi senin suçun ve senin için hiç üzülmüyorum. | Open Subtitles | ـ كالعادة، ليس لدى شئ أفعله ـ إنها غلطتك ولا أشعر ولو بالقليل من الأسف لكِ |
Ama bir arama emriniz olmadıkça söyleyecek de bir şeyim yok. | Open Subtitles | ولكن ليس لدى ما أخبرك به إذا لم لكن لديك إذن |
- Ben iyiyim, bir şeyim yok. Yere yatın. | Open Subtitles | أنا بخير ، أنا بخير أنا على ما يرام |
Yarış araçları için yapacak bir şeyim yok ahbap. | Open Subtitles | هناك 40 سائقاً آخر هناك الذي لم يستهلك اطاراته, أرأيت احدهم فعل ذلك؟ ليس هناك شيء بأستطاعتي افعله مع سيارة السباق |
Adamım, benim saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | يا رجل ، أوَتعرف؟ لا شيء لديّ لإخفائه |
Sana verecek bir şeyim yok, ...fakat ışığı açmaya gittiğinde o düşecek ve işte o zaman beni hatırlayacaksın, çünkü ben kırdım onu ve sana söylemek istemedim. | Open Subtitles | لا يوجد لدي شيء لأعطيك اياه .. لكن ستتذكريني عندما تذهبين لإشعال النور و تتناثر لأني كسرته ولم أود اخبارك |
Sanırım, açıklamıştım senin için yapacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسناً، كما شرحت لا يوجد ما يمكنُني فعله في ذلك |