Ve daha ileri gitmek isteseydim, ...Bay Kreutzer'le Bir akşam yemeği yiyerek Joey meselesinin hallolmasını ve yakamı bırakmasını sağlayabilirdim. | Open Subtitles | ولو أردت ان أطوّل الامر عشاء واحد مع السيد كريتزر من شركة لحوم شوغربيري وسيفصل جوي منه ويبتعد عني |
İyi Bir akşam yemeği vermek istiyorsanız uyulması gereken bazı kurallar vardır. | Open Subtitles | .. إن أردت أن تقيم حفلة عشاء ناجحة فثمّة قواعد يجب إتباعها |
Sadece güzel Bir akşam yemeği yeyip sinemaya gitmek istiyorum. | Open Subtitles | إسمع , أنا أريد فقط تناول العشاء والذهاب لمشاهدة فيلم |
Evet, ne zaman olursa, Bir akşam yemeği ve sinemaya gitmek isterim. | Open Subtitles | في اي وقت, نعم, اتمنى انا اصاحبك في عشاء و فلم |
Cuma günü oyundaki kızlarla benim evimde Bir akşam yemeği veriyoruz. | Open Subtitles | ففتيات المسرحية سوف سوف يقمن حفلة عشاء في منزلي يوم الجمعة.. |
North By Northwest'e gideceğimizi biliyorum ama patronumun evinde Bir akşam yemeği var. | Open Subtitles | ولكن هناك عشاء مع صديقى لا يمكننى الاعتذار عنه |
Bana iyi Bir akşam yemeği ayarlayacaksın,tamam mı? | Open Subtitles | أعدّ لي عشاءاً شهيّاً، هلاّ تفعل؟ وبعض النبيذ. |
Eğer çocukluğumun bir temeli çökmediyse bu doğru düzgün Bir akşam yemeği değildir. | Open Subtitles | إذاً, انه ليس عشاءً إلا إذا بعض شكل من أشكال أساس طفولتي محطّمة |
Yarın benim için Dupuis'lerin, Dupa'ların, Sander'lerin ve Raoul Flores'in geleceği Bir akşam yemeği düzenledi. | Open Subtitles | انها ستقوم بتحضير مأدبة عشاء بمناسبة حضوري سيحضرها كل من دوبيه و دوبواه و ساندرز و راوول فلورنس |
Gascoigne'un midesindeki maddelerde yapılan incelemeye göre, hafif Bir akşam yemeği yemiş, | Open Subtitles | نعم و تحليل محتويات معدة "غازكوين" كشفت أنه تناول عشاء خفيف |
Bir Restoranda Bir akşam yemeği kazandınız. | Open Subtitles | ربحتم دعوة غداء لشخصين في المطعم |
Barneys'de (*) bir öğleden sonra geçirmek ya da Il Cantinori'deki (*) Bir akşam yemeği için birini öldürebilirim. | Open Subtitles | سأقتل احدا كي امضي فترة العصر في محل بارني وعشاء في ال كانتينوري |
Bir akşam yemeği ve havaya girdin. | Open Subtitles | عشاء واحد ولقد اصبحت منهم |
Sadece Bir akşam yemeği. | Open Subtitles | أَعرفُ. رجاء عشاء واحد فقط. |
Yapma ama sadece Bir akşam yemeği. | Open Subtitles | -هذا ليس عدلاً,فهو مجرّد عشاء واحد |
Yaptıkları en ilginç şey yılda Bir akşam yemeği daveti verip birbirlerinin sırtına vurup film yıldızlarıyla fink atmak. | Open Subtitles | والشيء الوحيد المثير الذي يفعلونه هو إقامة حفلة عشاء كبيرة مرة في العام. حيث يربتون على ظهور بعضهم البعض |
- Bir akşam yemeği var. Bu durumda...sonra görüşürüz, şampiyon. | Open Subtitles | نعم, لدي هذا العشاء سوف اراك لاحقاً يا بطل, حسناً؟ |
Belki bu iş ilişkisini Bir akşam yemeği ya da bir içkiyle biraz geliştirebiliriz? | Open Subtitles | هل يمكننا أن نبرهن عملنا في عشاء أو شراب؟ |
"Tercihen 5 gibi, erken Bir akşam yemeği istiyor" | Open Subtitles | ويفضل في الساعه الخامسه لأن لديه مأدبة عشاء في وقت مبكر |
Muhabirlerle Bir akşam yemeği ayarla ve Bayan Shin için de bir armağan hazır et. | Open Subtitles | حدد موعد عشاء مع الصحفيين، وجهزّ هديةً لـ المعلمة شين. |
Neden gidip birkaç şey almıyorum da, güzel, romantik Bir akşam yemeği yemiyoruz? | Open Subtitles | سأذهب لشراء بعض البقالة لأعد عشاءاً شاعرياً |
O yüzden sessiz Bir akşam yemeği yesek iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا فكرت في أنه ربما كان من المناسب أن نتناول عشاءً هادئاً فحسب. |
Geç Bir akşam yemeği yiyeceğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنّه يُمكننا تناول عشاء متأخراً. |
Bir Restoranda Bir akşam yemeği kazandınız. | Open Subtitles | ربحتم دعوة غداء لشخصين في المطعم |
İki lüks oda tuttu. Masajlar ve Palm'da Bir akşam yemeği dahil. Ben de karşılığında ona kurabiye yaptım. | Open Subtitles | لقد قامت بحجز غرفتين فاخرتين ، وتدليك وعشاء في البالم وفي المقابل صنعت لها بسكويت |
Ancak uygun bir tarih gerçekten Çok güzel Bir akşam yemeği. | Open Subtitles | ولكنّ الموعد الغرامي الملائم يتضمن وجبة عشاء جيدة |
Anlamsız Bir akşam yemeği için geleceğimizi büyük bir riske atamayız. | Open Subtitles | حسنا, من الممكن أن نخاطر بمستقبلنا من أجل عشاء بلا معنى |
Bu yüzden, bu akşam markete gideceğim ve bize lezzetli, dengeli Bir akşam yemeği yapacağım, ve sen kuru temizlemeyi alacaksın, sonra da çamaşırları halledeceksin. | Open Subtitles | لذا , الليلة سأمر بالمتجر وسأحضر لنا عشاءا شهيا متوازنا |