bir anne ile oğlu sonsuz bir çöle doğru yolculuk ediyorlar. | TED | أمٌ وابنها يتجشمان مشقة رحلة عاثرة في فلاة. |
Kaza geçiren bir anne ve akciğeri delinmiş çocuğu hakkında yazıyorum. | Open Subtitles | انا اكتب لأم طفل. والذى اصيب بثقب فى الرئة جراء حادث. |
Evlat edinildim. Yeni bir anne ve babam olacak, ve çok hoşlar. | Open Subtitles | لقد تبُنيت ، أصبح لدي أب وأم جديدين ، ذلك لطيف جداً |
Arkadaşlarıma bakardım ve iyi bir anne olmadığımı ve yetersiz bir anne olduğumu düşünürdüm. | Open Subtitles | كنت أَنْظرُ إلى صديقاتي وأَعتقدُ أني لم أكن أمّاً جيدة ما كنت أَكْفِ |
Hayır, harika bir anne oldun. Bunu Nicola'da görebiliyorum. | Open Subtitles | كنت اماً رائعة يمكنني رؤية ذلك من خلال نيكولا |
Ya da geri dönüp yüksek lisansını tamamlamak için bilgilerini tazelemek isteyen iki çocuk sahibi bekâr bir anne olan Jenny. | TED | أو جيني، والتي هي أم عازبة لطفلين وتريد صقل مهاراتها بحيث ترجع وتكمل دراستها للماجستير. |
Ben çocuk doğurduktan sonra, öyle bir anne olacağımı sanıyorsan Çok yanılıyorsun! | Open Subtitles | إن كنت تظنني سأنجب طفلاً لهذا إن كنت هذا النوع من الأمهات |
Küvette genç bir kadın ardından ölüme atlayan bir anne ve en sonunda da ağır bir cisimle öldürülmüş bir adam. | Open Subtitles | شابة في مغطس، تتبعها أمّ تلاقي حتفها سقوطاً... وتنتهي برجل يُضرب |
Annem gece gündüz çalıştığı için onu kötü bir anne olmakla suçlardık. | Open Subtitles | أتذكّر أننا اتهمنا أمي بأنّها أم سيئة لأنها كانت تعمل ليل نهار |
O diğer futbol annelerinin, yalnız bir anne olduklarını düşünmelerini istemiyor. | Open Subtitles | لاتريد من الأمهات الآخريات أن يعتقدوا أنّها أمٌ عزباء |
Kardeşin ona bakacağını söyledi. O iyi bir anne | Open Subtitles | اختكِ قالت أنها ستعتني به، وهي أمٌ صالحةٌ |
Olağanüstü bir kadın, harika bir anne kimse geleceği tahmin edemez ama bu hiçbir şekilde mümkün değil. | Open Subtitles | إنّها إمرأة رائعة، أمٌ عظيمة، ولا أحدُ يمكنه التنبأ بالمُستقبل. لكن قطعاً لا. |
Bu gördüğümüz Hindistanlı bir anne, ve o, yeni keşfedilen bir dil olan Koroca konuşuyor. | TED | وما نشهده هنا صورة لأم في الهند, وهي تتحدث لغة الكورو, وهي عبارة عن لغة مكتشفة حديثاً. |
bir anne ve iki genç çocuk için yeterli besleyici, düşük maliyetli beslenme ayda dört yüz yetmiş yedi dolar tutar. | TED | فالنظام الغذائي منخفض التكلفة والمغذي بشكل كاف لأم وطفلين صغيرين يكلف 477 دولارًا شهريًا. |
İyi bir arkadaş, iyi bir anne ve iyi bir eski eştim. | Open Subtitles | كما تعلمين أنا . كنت صديقة جيده وأم جيده وزوجة سابقة جيده |
Tanrı'nın, benim iyi bir anne olamayacağıma karar verdiğini ve bunu gerçekleştirmediğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وفكّرت أن الرّب قرّر أنني لن أكون أمّاً صالحة، لذا .. لم يجعلني أُنجب |
- Deli bir adamdan uzak tutuyor çocuklarını o kadar. - Ben de onun gibi iyi bir anne olabilsem. | Open Subtitles | اظن اى افضل ان اكون اماً ستكونين اماً رائعة |
Ama şimdi üç çocuklu bir anne. Kütüphanelerin dayattığı katı teslim tarihi nedeniyle çocuklarının kütüphane kartı almalarına izin vermiyor. | TED | لكن الآن هي أم لثلاثة أطفال، وليس هناك طريقة تسمح لهم للحصول علي بطاقة مكتبية، بسبب فرض المكتبات مواعيد نهائية صارمة. |
Nasıl bir anne, bakması gereken bir çocuğu varken kafayı çeker ki? | Open Subtitles | سمعتيني، أي نوعٍ من الأمهات تثمل عندما يكون لديها طفل تعتني به |
Küvette genç bir kadın ardından ölüme atlayan bir anne... | Open Subtitles | شابة في مغطس تتبعها أمّ تلاقي حتفها سقوطاً... |
Şimdi dosdoğru konuşalım aslında kocam benim kötü bir anne olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | دعني أوضح ذلك إذاً .. بشكل أساسي يظن زوجي أنني أم سيئة |
Ben buyum Darryl,bir eş, bir anne,ben buyum. | Open Subtitles | الأمر يا داريل ، أنا زوجة أنا أم ، هذا أنا |
Eğer bu bir film olsaydı, ...seni yetersiz bir anne olarak götürürlerdi. | Open Subtitles | هنا أين يأخذونك بعيداً لأنك أم غير مؤهلة. و أنا لا أبكي. |
Çocuklarımın öyle bir anne ile yaşamasını istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أولادى أن يترعرعوا مع أم من تلك النوعية |
Colorado eyaletinin, seni uygunsuz bir anne bulmuş olması onu şaşırtır mı? | Open Subtitles | هل سيكون مفاجئًا له ان يعلم ان ولاية كولورادو اعتبرتكِ أمًا غير كفؤة لذلك ؟ |
Kadından da ötesi. O bir anne. Yoksa yaşam nasıl yolculuk edebilir ki? | Open Subtitles | بل أكثر من أنثى، إنها أم كيف تمضي الحياة بغير ذلك ؟ |
Fakat onun içinde de, ailesiyle ilgilenen çok iyi bir anne ve büyükanneydi. | Open Subtitles | لكنها وراء ذلك القناع كانت أماً وجدة ً لطيفةً تعتني بعائلتها جيداً |