Ve bir yerden çıkarken o anda, geriye dönüp çoğunlukla ceplerinizi yokluyorsunuz. | TED | وهي اللحظة التي تخرج فيها من مكان ما وتستدير وتربت جيوب البنطال. |
bir yerden bir yere gitmek insanlarla tanışmak, serüven yaşamak. | Open Subtitles | التنقل من مكان إلى مكان .. أقابل الناس .. مغامرات |
Biliyor musun, sanırım kız bu... ve onu bir yerden tanıyorum. | Open Subtitles | تعرف، أعتقد ان هذة هى البنت وأنا أعرفها من مكان ما |
Her bir flash bir düzeltme. Birileri bir yerden bakmış ve açık sokak haritasının daha iyi olabileceğini farketmiş. | TED | كل ومضة هي تحرير. شخص ما في مكان ما ينظر على خارطة الشارع المفتوحة، وأدرك إنها يمكن أن تتحسن. |
Ayrıca topluluk üyelerinin bir yerden bir yere olabildiğince hızlı gitmeleri gerekir | TED | وإلى الانتقال من مكانٍ لآخر بأسرع وقتٍ ممكن. |
35 kg ağırlığında ve bir yerden diğerine taşınması gerekiyor. | Open Subtitles | وزنه حوالى 75 رطلاً ويحتاج أن ينقل من مكان لأخر |
Peki neden sürekli, bir yerden başka bir yere seyahat ediyoruz? | Open Subtitles | و لما نرحل دوماً هنا و هناك من مكان لمكان ؟ |
Bu para, düşündüğüne benziyor. ...ama bu başka bir yerden. | Open Subtitles | هذه القطعة تشبه التي تفكّر بها، لكنّها من مكان آخر. |
Ana su borusuna bakın. Tamamen farklı bir yerden evin içine giriyor. | Open Subtitles | انظري، انبوب الماء الرئيسي انه يدخل الى المنزل من مكان مختلف تماما |
Baban çok uzak bir yerden geliyor ve orada kalması gerekirdi. | Open Subtitles | والدك اتى من مكان بعيد جداً وكان عليه ان يبقى هناك |
bir yerden geldin ama bir başka yerde olmak istedin. | Open Subtitles | أنت أتيت من مكان ما وأردت أن تكون بمكان آخر |
Ya da ceset hortumun içine çekildi ve başka bir yerden buraya geldi. | Open Subtitles | إما هذا أو الجثة سُحِبت لداخل سحابة القمع وألقيت هنا من مكان آخر |
Ben devam et derim. Paranın illa bir yerden gelmesi gerekecekti, değil mi? | Open Subtitles | أنا أقول أمضي في الأمر المال لابد أن يأتي من مكان ما،أليس كذلك؟ |
Sadece başka bir yerden yayılan sinyali güçlendirmek için kullanılan bir röle. | Open Subtitles | هذا مُجرّد إعادة بثّ يُستخدم لزيادة الإشارة التي تنطلق من مكان آخر. |
Sahte ruh, moleküler enerjiyi bir yerden diğerine aktarır mı? | Open Subtitles | هل مُحاكي الروح هذا ينقل جزيئات الطاقة من مكان لآخر؟ |
Seninle ve dostlarımızla böyle bir yerden haritasız bir dünyaya girmek. | Open Subtitles | أن أسير في مكان كهذا معك مع الأصدقاء أرض بلا خرائط |
Ya birini görüp ve şeyden itibaren onu takip ettiysem Princeton'dan bir yerden? | Open Subtitles | ماذا لو شاهدتُ شخصاً و قمت باللحاق به في مكان ما ببرينستون ؟ |
Bugün, devasa uçaklar insanları bir yerden başka bir ulaştırıyor... hem de sadece bir kaç saatte. | Open Subtitles | وفي وقتنا الحاضر تستطيع الطائرات الكبيرة نقل البشر من مكانٍ إلى آخر |
Bu sadece dört milyonluk bir mesele. Eminim bunu bir yerden bulabilirim. | Open Subtitles | إنها مشكلة أربعة مليون، متأكد إني سأجدها في مكانٍ ما |
Bizim kurban da uyuşturucu alışverişi yapılan bir yerden kaçırılmış. | Open Subtitles | اذا تلك الضحية هنا تم اخذها من موقع لشراء المخدرات |
Ama birden bire hiç olmayan bir yerden bir kapı oluşuverir ve bu kapı merdivenlere açılır. | TED | لكن في بعض الأحيان كأنه هناك باب يظهر من العدم ويفتح على درج. |
Sinyalin belki de sadece bir yerden geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول أن الإشارة ربما يكون مصدرها هو مكان واحد |
Fakat gerçek şu ki sen farklı bir yerden geldin.. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة انه عندما جئتى فجاة فى هذا اليوم |
Burada paraları bittiğinde biraz daha bastıkları bir yerden bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن مكان حين ينفد منهم المال، يطبعوا منه أوراقاً جديدة |
Yani beynimdeki enerjinin bir yerden geliyor olması lazım. | Open Subtitles | أعني أن الطاقة الموجودة بمخي لابد لها من مصدر |
bir yerden uzaklaşmak için zor bir yaş. | Open Subtitles | إنه وقتُ عسير لنا بالتنقل من مكانِ لأخر يوجد هناك أماكن كثيرة رائعة نذهب لها كل عام. |
O, bıçaklı kavgaların, araba yarışlarının, kaputta seksin olduğu bir yerden geldi. | Open Subtitles | أنه آت من مكان حيث فيه قتال بالسكاكين وسباقات مجهده وجنس داخل السياره |
Ve kendimi hiç ait hissetmediğim bir yerden kurtardı. | Open Subtitles | وانتشلنى من المكان الذى لم أشعر بالإنتماء إليه. |
"Yüksek bir yerden atla." Bu sayılır. | Open Subtitles | القفز من على سُلم عالِ "، هذا يُحسب " |