birbirimizi sadece birkaç saattir tanıyor olmamıza rağmen, birbirimiz için yaratıldığımızı hissediyorum. | Open Subtitles | بالرغم من أنَّ عَرفنَا بعضهم البعض لهذا بضعة ساعات، أَشْعرُ بأنّنا عُنِينَا لأحدهما الآخر. |
Eğer bu şey tedavi edilmezse belki birbirimizi bir daha asla göremeyeceğiz. | Open Subtitles | لو هذا الشيء ليس له من علاجٍ، فلن يرى أحدنا الآخر مُجدداً. |
Ne sizin korkularınızla yüzleşebilir, ne de hayallerinizin peşinden koşabilirim. Siz de aynını benim yerime yapamazsınız. Fakat birbirimizi destekleyebiliriz. | TED | لا أستطيع مواجهة مخاوفك أو مطاردة أحلامك، وأنت لا تستطيع فعل هذا بدلا مني، لكن نستطيع أن ندعم بعضنا البعض. |
Haydi şimdi, her zaman birbirimizi kollayacağımıza dair yemin edelim. | Open Subtitles | تعالي نقطع عهداً على أنفسنا أن يعتني كل منا بالأخر. |
Ama her gün görüyoruz birbirimizi, başka ne istiyorsun ki anlamadım. | Open Subtitles | لا، نحن نرى بعضنا الآخر كلّ يوم. لا أعلم مالذي تريده بعد. |
Fakat şimdi gerçekten birbirimizi dinleyerek, ki daha önce hiç yapmadığımız bir şekilde, geri dönmek için çok çabalıyoruz. | Open Subtitles | لكن الآن نحن نحاول نحن نحاول بجدية للعودة إلى الطريق الصحيح بالإستماع لبعضنا البعض الشيء الذي لم نفعله أبداً |
Düşünüyorum da çocukken birbirimizi hiç sevmezdik. | Open Subtitles | وأعتقد أننا أبدا حتى حقا أحب بعضها البعض مثل الاطفال. |
Ancak milliyetçilik sayesinde, birbirimizi önemsiyor ve birlikte çalışabiliyoruz. | TED | ولكن بفضل القومية، يمكننا أن نهتم ببعضنا البعض ونتعاون بشكل فعال. |
Hayır, tonlarca para yapacağız erkeklerimizle dışarı çıkacağız ve birbirimizi yalayıp duracağız! | Open Subtitles | لا،سَنَعْملُ أطنان من المالِ. إبدأْ بمعاشرة رجالَنا وابتدي بلحس بعضهم البعض |
- Ve şimdi s.kişmiş analı Red Ryder... ön sırada oturup sadece birbirimizi haklamamızı bekliyor. | Open Subtitles | في مقعد خطّ أمامي فقط علينا للأَخْذ بعضهم البعض خارج. |
Arkadaşlarımızı kaybedeceğiz. Belki çok fazlasını, hatta belki birbirimizi bile. | Open Subtitles | وسنخسر أناسًا، ربما الكثير منهم، ربما حتى يخسر أحدنا الآخر. |
Ancak şu an birbirimizi kollamak için fırsatlarımız var hem de önceden hiç yapamadığımız yollarla. | TED | و لكن لدينا الفرصة بأن يدعم أحدنا الآخر بطرق لم يمكننا استخدامها من قبل. |
Sanırım asıl istediğim de bu; birbirimize arka çıkmak ve birbirimizi kollamak. | TED | وأعتقد أن ما أريده بشدة، هو أن نكون مستعدين ونحمي بعضنا البعض. |
Çünkü bu sayede burada varız, gerçekten, bunları ve birbirimizi sevmeyi anlamaya çalışıyorum. | TED | لأن ذلك حقا هو سبب وجودنا هنا، أعتقد معرفة الأشياء وحب بعضنا البعض. |
Bu benim, birbirimize karşı dürüst olur ve birbirimizi sessizce dinlersek, hepimiz, sağlık hizmetimiz adına şiddetle ortaya atılan "Sağlığımızı Koruyun", isteğine sahip olacağımıza dair inancım. | TED | هذا إذا كنا صادقين مع أنفسنا ونستمع بهدوء، أننا جميعا عى نفس المركب الذي عقد بشدة على طموح الرعاية الصحية لدينا الذي يسهر على جعلنا اصحاء |
Amerika'da yaşlı ve yoksul olmaktan başka bir şansınız olsun istiyorsanız kendi kendimizi ve birbirimizi kurtarmak zorundayız. | TED | لتكون أمامنا فرصة لفعل شيء عدا كوننا كبار سن وفقراء في أمريكا، علينا حماية أنفسنا وحماية بعضنا البعض. |
Sizi seviyoruz. birbirimizi seviyoruz ve endişelenecek birşey yok. | Open Subtitles | نحن نحبّكم و نحبّ بعضنا الآخر, لا شيء يدعو للقلق. |
Bu yüzden birbirimizle konuşma teknolojimiz dikey bir yol aldı. birbirimizi dinleme ve anlama yeteneğimiz hiçbir yol alamadı. | TED | ولهذا فالتكنولوجيا صُمِمَت بحيث نتحدث لبعضنا البعض بشكل مُتَزايد، قدرتنا على الإستماع وفهم أحدنا الآخر قد تلاشت. |
Belki daha az görüşmeliyiz, böylece birbirimizi daha çok özleyebiliriz. | Open Subtitles | ربما ينبغي لنا أن نرى بعضنا البعض أقل فإننا يمكن أن تفوت بعضها البعض أكثر من ذلك. |
Kendileri olmakta özgürler, çünkü birbirimizi destekliyor, güçlendiriyor ve kutluyoruz. | TED | لديهم مطلق الحرية في أن يكونوا على سجيتهم، وذلك لأننا ندعم ونشجع ونحتفي ببعضنا البعض. |
Danni, bunu nasıl yapacağım bilmiyorum ama artık birbirimizi görmesek iyi olur. | Open Subtitles | لا أعرف طريقة لطيفة لإخبارك بهذا ولكن لا ينبغي أن نتقابل مجدداً |
Hayatta kalmak için hepimiz bir şekilde birbirimizi kullanıyor, sömürüyoruz. | Open Subtitles | كلنا نتغذى على بعضنا البعض، نستغل الأخر بطريقة ما للنجاة |
Eğer birbirimizi daha iyi tanısaydık vurgu için araya bir küfür sokardım. | Open Subtitles | لو كنا نعرف بعضنا بعضاً على نحو أفضل لرميت بعضاً منه هناك |
Bunlar yüzey dünyasında tam anlamıyla birbirimizi öldürmek için öldürdüğümüz şeyler. | TED | إنها أمورٌ، حرفيًا، نقتل بعضنا بعضًا من أجل الاستيلاء عليها هنا، في عالم ما فوق السطح. |
birbirimizi tanıyor olsak ya da ortak yanlarımız olsa neyse. | Open Subtitles | اننا حتى لا نعرف بعضنا ولا نملك اي شيء مشترك |
Kendimizi suçlamaya başlarsak ya da birbirimizi bu işin içinden nasıI çıkacağız? | Open Subtitles | نحن لانعلم حتى ماذا سوف يحدث الان اذا بدأنا بلوم انفسنا او واحد الى الاخر |
Sen ve ben iki kardeş gibiyiz. birbirimizi kabullenmeliyiz. | Open Subtitles | أنتِ وانا مثل الأخوات يتوجب أن نعانق بعضنا بعضا |