"birleştirme" - Traduction Turc en Arabe

    • التوحيد
        
    • توحيد
        
    • لدمج
        
    • لتوحيد
        
    • تركيب
        
    • الانصهار
        
    birleştirme, bilinen evrendeki her şeyi tek bir fikirle, sadece bir ana denklemle formüle edilebilecek bir fizik kanununa ulaşabilme çabasıdır. Open Subtitles التوحيد سوف يكون صيغة القانون التى ربما,تصف كل شىء فى الكون المعروف من
    Kuark-gluon etkileşiminin doğasını keşfedip doğru bir birleştirme teorisi dahi bulabiliriz. Open Subtitles إكتشاف طبيعة تفاعل الكوارك وربّما حتى إيجاد نظرية التوحيد الحقيقية
    Bugün artık sorgusuz sualsiz kabul etmemize rağmen bu, o günler için büyük bir birleştirme idi. TED كان ذلك توحيد كبير لتلك الأيام، رغماً عن أننا نأخذها اليوم كأمر مسلّم به.
    Ben ve o iki aileyi birleştirme konusunu konuşuyorduk, tamam mı? Open Subtitles أنا وهو كنا نجري محادثات لدمج العائلتين نعم
    Bu yeni bulunan parçacıkları kullanarak, bilim adamları Einstein'ın kuvvetleri birleştirme rüyasına yaklaşıyorlardı. Open Subtitles وباستخدام هذه الجزيئات المُكتشفة حديثاً العلماء كانوا يقتربون من حلم اينشتين لتوحيد القوى.
    O zaman seninle silah birleştirme konusunda yarışmak isterim. Open Subtitles أنت الأفصل في استخدام الأسلحة. لذا أودّ أن انافسك في تركيب اجزاء المسدّس
    birleştirme merkezleri yerel, eyalet ve federal hükûmet arasında iç terörü ortaya çıkarması gereken müşterek görev kuvvetleridir. TED مراكز الانصهار هي فرق العمل المشتركة بين المحليات والولاية والحكومة الفيدرالية التي يفترض أن تكشف الإرهاب المحلي.
    Ayrıca birleştirme seramonisi sayesinde sürüne bağlı olduğundan dolayı hepsi senin kaderini paylaşacak, Kraliçe. Open Subtitles ولكون طقوس التوحيد وصلتك بقطيعك، فسيشاركونك مصيرك يا سموّ الملكة.
    O birleştirme töreni bizi sadece evlendirmedi aynı zamanda onun kalbini benimkinin aynası haline getirdi. Open Subtitles شعائر التوحيد لم تزوّجنا فحسب، بل وجعلت قلبه نسخة مطابقة لقلبي.
    Güzel bir karışım halinde birleştirme. Open Subtitles ل التوحيد في خليط واحد على نحو سلس.
    STEVEN WEINBERG (Teksas Üniversitesi, Austin): birleştirme, orada bir yerlerdedir. Open Subtitles التوحيد فى المكان الذى يوجد فيه
    Einstein'in evrenin tüm yasalarını tek bir yasada birleştirme hedefi modern fiziğin kutsal kâsesi haline geldi. Open Subtitles هدف إينشتين فى توحيد وجمع كل قوانين العالم فى نظريه وأحده مهيمنه
    Yani, varlıklarını algıladığımız bütün bu çok çeşitli parçacıklar hakkındaki anlayışımızı birleştiren inanılmaz bir birleştirme gücüne sahiptir. Open Subtitles قوة توحيد هى توحِّد فهمنا لكل هذه الأنواع المختلفة
    Kral'a üç Han devletini birleştirme hayalini gerçekleştireceğini söyledim ve nerelere geldim. Open Subtitles قلتُ أن سيتحقق حُلم الملك في توحيد الدول هان الثلاث الآن أنظر أين أنا
    Samantha'ya iki büyük aşkını birleştirme fırsatı verdi seks ve emlak. Open Subtitles لقد أعطى ل (سامانثا) الفرصة ..لدمج أكثر شيئين تحبهم الجنس والعقارات
    Bize güçlerimizi birleştirme fırsatı verir. Open Subtitles أعطونا فرصة لدمج جهودنا
    Einstein'ın tüm kuvvetleri ve tüm maddeyi birleştirme rüyasını gerçekleştiremezlerdi. Open Subtitles لتوحيد كل القوى وكل المواد. إن هذه النظرية الجديدة الجذرية
    ve o günden sonraki yıllarda, onun tüm kuvvetleri tek bir teoride birleştirme rüyası da onunla ölmüş gibi görünüyordu. Open Subtitles ولعدة سنوات ظهر أن حلم اينشتين لتوحيد القوى فى نظرية مفردة .مات معه
    Amulet'i birleştirme... yeteneğin varsa... Open Subtitles إذا كانت لديك القدرة لتوحيد تعويذة السلام
    O puştun parçalarını birleştirme konusunda bol şans. Open Subtitles حظًا موفق في إعادة تركيب هذا اللّعين مجددًا
    Bir kaç milyon yıldır birleştirme ve çekim gücü birbirini dengelemiş durumdadır. Open Subtitles لفترة بضعة ملايين من السنوات يخوض الانصهار والجاذبية معركة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus