Enerji de o noktaya akacak. boyutlar arasındaki duvarlar yıkılacak. | Open Subtitles | الطاقة ستصب في تلك البقعة و الجدران بين الأبعاد ستنكسر |
Belli seviyelerdeki atomaltı titreşim, p-brane'i sökebilir ve boyutlar arası yolculuğu mümkün kılar. | Open Subtitles | ان مستوى معين من الاهتزاز الذري يمكنه شق الغشاء ليسمح بالسفر بين الأبعاد |
Beni bir paralel evrene çekip, senin başlattığına inandığım boyutlar arası bir savaşa karşı uyarmanı saymıyorum bile. | Open Subtitles | أن نتجاوز جلبك لي إلى عالم موازٍ لتحذرني عن حرب للأبعاد أعتقد أنّك السبب وراءها. |
boyutlar arası geçit, Technodrome'u bambaşka bir boyuta göndermiş olmalı! | Open Subtitles | على ما يبدو بأن ناقلة للأبعاد أرسلة التكنودروم إلى بعد آخر |
Nükleer fizikte uzman birisi olarak her biri kendi Dünya'sını barındıran farklı boyutlar olduğuna dair bir hipotezim vardı. | Open Subtitles | كخبير في مجال الفيزياء النووية، لقد افترض منذ فترة طويلة بأن هناك عدد لا حصر له من أبعاد متوازية، |
Ama boyutlar gizlenmiş olsa bile, bizim gözlemleyebildiğimiz şeyler üzerine etkisi olacaktır, çünkü bu ek boyutların biçimleri sicimlerin ne şekilde titreşeceğini sınırlıyor. | TED | ولكن بالرغم من ان الابعاد مختبئة ولكن لديها تأثير على الاشياء نستطيع ملاحظته لأن شكل الابعاد الاضافية يقيد كيفية قدرة الأوتار على الاهتزاز |
titreşen sicimler, spartiküller, paralel evrenler ve fazladan boyutlar. | Open Subtitles | خيوط متذبذبة,قرائن الماثل التام عوالم متوازية وأبعاد إضافية. |
Bir kaçağı adaletten saklıyorsunuz. Dünyamız boyutlar arası yolculuğu kesin bir şekilde yasaklamıştır. | Open Subtitles | تأوون هاربا من العدالة، عالمنا يضع حظرا مشددا على السفر البعدي |
Akamaz! Zaman gibi boyutlar arasında hareket edebilen tek şey yerçekimidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكن أنْ ينتقل عبرَ الأبعاد كالوقت هو الجاذبيّة |
Android'e göre kullananın, boyutlar arası uzay- zaman cepçiklerine ulaşmasını sağlıyor. | Open Subtitles | أنه المفتاح الي يسمح للدخول إلى الزمن الفضائي ما بين الأبعاد |
Sizi bilmem ama ben her zaman solucan deliğini ya da boyutlar arası giriş kapısını bulmuş gibi hissederim. | TED | الآن، لا أدري عنكم و لكنني دائما أشعر أنني وجدت هذا الثقب أو هذا المدخل بين الأبعاد |
Ve eğer ek boyutlar buna benziyorsa, evrenimizin mikroskobik manzarası en küçük ölçekte böyle gözüküyor demektir. | TED | و الفكرة هي أنه إن لهذه الأبعاد الإضافية هذه الهندسة، فإن الفراغ المتناهي الصغر للكون من حولنا سيبدو على هذا النحو. |
Bitirirken değinmek istediğim ikinci konu şu: Bu ek boyutlar için doğrudan bir test yapabilir miyiz? | TED | القضية الثانية التي أود أن أختم بها هي: كيف يمكننا أن نختبر هذه الأبعاد الإضافية بشكل مباشر؟ |
Buradan çıkmak için bir çeşit boyutlar arası geçit yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى بناء عصا ناقلة للأبعاد للوصول إلى هناك |
boyutlar arası geçit kullanmaya ihtiyacı olan bir tek sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست الشخص الوحيد الذي يحتاج لإستخدام البوابة الناقلة للأبعاد ، أتعلم ذلك |
boyutlar arası geçit koordinatları buluyor. | Open Subtitles | إن البوابة الناقلة للأبعاد تتلقى الإحداثيات الآن |
Şu anda, bizim türümüz çevresel bir felaketi yayıyor. Çok engin ve geniş olan bu jeolojik boyutlar altıncı yok oluş olarak adlandırılabilir. | TED | الآن، جنسنا يقوم بتضخيم كارثة بيئية ذات أبعاد جيولوجية واسعة وقاسية جداً، ويمكن تسميتها على نحو صحيح بالانقراض السادس. |
Kaluza "peki öyleyse" dedi, "belki de uzayda daha başka boyutlar vardır." | TED | لذلك فقد قال كلوتزة، حسن، ربما يوجد أبعاد إضافية أكثر للفراغ. |
Yani uzayın kendi dokusunun derinliklerine kısılıp kalmış başka boyutlar mevcut olabilir. | TED | و لكن ما إن نبحر عمقيقا في النسيج المكاني الفراغي نفسه، فإن الفكرة تقول بإمكانية وجود أبعاد إضافية، كما لاحظنا. |
Bu ekstra boyutlar pek çok farklı şekillerde olabiliyor. | TED | الابعاد الاضافية تتشكل في اشكال متنوعة ومختلفة |
Aslında zaman bütün boyutlar arası geçişlerde değişmeden kalır. | Open Subtitles | في الحقيقة، الوقت سيبقى متداخل دائماً فى كل الابعاد المنزلقة |
Bunun tekrar yaşanmaması için her türlü boyutlar arası yolculuk yasaklandı. | Open Subtitles | وكادت تدمره، ولمنع تكرار ذلك منعوا كل السفر البعدي |