| broşürler ve internet siteleri depresyonun kanserin yan etkisi olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | تنص دوماً الكتيبات والمواقع الإلكترونية على أن الاكتئاب عرض جانبي للسرطان |
| Ben hayal gücümü kullanırım, iyi bir harita, broşürler. | Open Subtitles | انا استخدم خيالى , خريطه جيده وبعض الكتيبات |
| Parti neredeyse başlamak üzere ama broşürler henüz çıkmadı. | Open Subtitles | . الحفلة أقتربت أن تبدأ و المنشورات لم تجهز بعد |
| Ama broşürler buranın hakkını veremiyor, haksız mıyım? | Open Subtitles | لكن المنشورات لمْ تنصف المكان حقاً، ألستُ مُحقاً؟ |
| Havadan atılan broşürler, köylülerimize yeni bir tür ideolojik küfün ülkemizi kasıp kavurmaya başladığını anlatıyor. | Open Subtitles | النشرات التى نسقطها جوا تخطر الفلاحين بالنوعيه الجديده من التعفن الإيديولوجى الذى بدء يتلف أراضينا |
| Hemenardından yeşil broşürler dağıtıldı. | Open Subtitles | لم نقم بأي حملة أو شئ من ذلك القبيل وتمّ بعد ذلك توزيع النشرات الخضراء |
| broşürler, radyo programları ve videolar yapıyorlar, sadece İngilizce ve Arapça da değil, Almanca, Rusça, Fransızca, Türkçe, Kürtçe, İbranice, Mandarin. | TED | فهم ينتجون منشورات وبرامج إذاعية وفيديوهات ليس فقط باللغتين الإنجليزية والعربية ولكن بالألمانية والروسية والفرنسية، والتركية والكردية والعبرية، واللغة الصينية الماندارينية. |
| İçeride her yerde küçük broşürler var, ve eğer herhangi birinizin küçük çocuklarla herhangi bir ilgisi varsa ve onların geleceğini umursuyorsanız, o broşürü almanız için yalvarıyorum. | TED | هناك كتيبات صغيرة في كل مكان بالخارج، وإذا لدى أي واحد منكم أي شيء يرغب في عمله مع الأطفال والإعتناء بمستقبلهم، إرجو منكم أخذ ذلك الكتيب. |
| broşürler hala odanda mı? | Open Subtitles | تشاك ، هل تلك الكتيبات لا تزال في غرفتك؟ |
| broşürler, yaka halkaları, pankart ve tişörtler... | Open Subtitles | هذه الكتيبات والأزرار والبانرات والأقمصة |
| broşürler YÖSsüz bir çevre sözü vermişti. | Open Subtitles | الكتيبات وعدت أن تكون . ببيئة خالية من الميتين جزئياً |
| Bakmanızı istediğim bazı broşürler var. | Open Subtitles | معي بعض الكتيبات أريد أن تروها كلكم |
| Evet, burada bazı broşürler var... belki kendim gitmeye karar verirsem diye tutuyordum. | Open Subtitles | ...نعم، لدى بعض الكتيبات هنا فيما إذا قررت أن آخذ اجازة فى أحد الأيام |
| Kimliği belirsiz Almanlar tarafından yazılan broşürler okuyucuları Hitler'i bırakmamak, gelecek için şiddetle savaşmak ve umutlarını kaybetmemeleri için teşvik ediyordu. | TED | كتبها مجهولون ألمان، حثّت المنشورات قارئيها على نبذ هتلر، ليقاتلوا بشراسة من أجل المستقبل... وعدم التخلّي عن الأمل. |
| Yeni broşürler geldi. | Open Subtitles | المنشورات الجديدة وصلت للتو |
| İki gün önce,broşürler düştü. | Open Subtitles | ذلك اليوم أوقعت المنشورات في " تابوتشو |
| broşürler geldi bile. | Open Subtitles | . المنشورات لقد وصلت |
| Mumlarla, temizlik malzemelerini broşürler ve şarapla birlikte depoya koy. | Open Subtitles | الشموع ومواد التنظيف، سوف تضعينهم في خزانة التخزين. مع النشرات والنبيذ. |
| broşürler dağıtıyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نوزع النشرات لهم.. |
| 1942 Haziran'ında, gizemli Nazi karşıtı broşürler tüm Münih'te görünmeye başladı. | TED | في يونيو عام 1942، بدأت منشورات غامضة معادية للنازية بالظهور في أنحاء ميونخ. |
| Bir iklim aktivisti her denemeyi okuyan ya da her öğleden sonra alışveriş merkezlerinde vejeteryanlık üzerine broşürler dağıtarak geçiren kişi değildir. | TED | ليس ناشط المناخ شخصًا واحدًا الذي يقرأ كل دراسة ويمضي كل مساء وهو يوزع منشورات عن النظرية النباتية في مراكز التسوق. |
| Bazılarında küçük broşürler var. | Open Subtitles | والبعض الآخر على كتيبات |