Ardından dünyayı günahlarından arındırmak üzere bu hapishaneden serbest bırakılacağız. | Open Subtitles | وعندئذٍ سنغدوا أحرارًا من هذا السجن لنطهّر العالم من خطاياه. |
Evet, onu da annesini öldürdüğün gibi öldürmeden önce bu hapishaneden götürmek istedim. | Open Subtitles | بعيداً عن هذا السجن. قبلَ أن تقتليها كما فعلتِ مع والدتها. |
Müdür bana dedi ki daha önce hiç kimse bu hapishaneden kaçamamış. | Open Subtitles | مأمورة السجن أخبرتني بأنّ لا أحد هرب أبدًا من هذا السجن |
Toprak Kraliçesine teslim edilmeden önce bu hapishaneden çıkmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة لنخرج من هذا السجن قبل أن نصل إلى ملكة الأرض |
Yani ona iyi bak, çünkü o bu hapishaneden ayrıldığında, onun güzel yüzünü bir daha asla göremeyeceksin. | Open Subtitles | ,لذا عاينه جيدًا لأنه حالما يغادر هذا السجن فلن ترى وجهه مرة أخرى |
Onun başına bir şey gelirse... bu hapishaneden asla çıkamazsın. | Open Subtitles | و اذا حث اى شئ له لن تاخذ خطوه واحده خارج هذا السجن |
20 yıldır bu hapishaneden kaçmanın bir yolunu arıyordum. | Open Subtitles | حسنا.. كنت أكسر الأحجار في هذا السجن لعشرين سنة |
Yardımcı bir bilgi vereyim... 115 yıldır bu hapishaneden kaçan yalnızca bir kişi varmış. | Open Subtitles | حقيقة مفيدة: في 115 عاما، بالضبط شخص واحد قد هرب من هذا السجن. |
Erkek arkadaşımla evlenmek bu hapishaneden kurtulmamın son yoluydu. | Open Subtitles | -سترين الزواج من خليلي كان فرصتي الأخيرة للخروج من هذا السجن |
bu hapishaneden dışarı çıkmak istiyor musunuz? . | Open Subtitles | أنا سأدعكم تخرجون من هذا السجن. |
Eğer bu hapishaneden kurtulmak istiyorsan bana o adam ve ışık dediğin şeyle ilgili her şeyi anlatmalısın. | Open Subtitles | هل تسأل ...إن كنت تريد الخروج من هذا السجن فسيتوجب عليك إخباري بكل شيء تعرفه |
Sonra bu hapishaneden sonsuza dek kurtulacağım. | Open Subtitles | و سأتحرّر من هذا السجن إلى الأبد. |
bu hapishaneden salındın. | Open Subtitles | لقد تم الإفراج عنك من هذا السجن |
Bizim yaptıklarımız bizi bu hapishaneden kurtaracak. | Open Subtitles | ما فعلناه سيخرجنا من هذا السجن |
İkiniz bu hapishaneden çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيعان الابتعاد عن هذا السجن |
Çünkü gerçekten annene yardım etmek isteseydin kıçını kaldırıp bu hapishaneden çıkmaya çalışıyor olurdun. | Open Subtitles | لأنك إن كنتِ حقًا تريدين مساعدة أمك، كنتِ ستحاولين إخراج مؤخرتك من هذا السجن! |
Sonra, Kurtarıcı ölünce... kılıç vazifesini yapacak ve... beni bu hapishaneden çıkaracak. | Open Subtitles | ثمّ حين تموت المخلّصة سيفعل السيف ما يجب عليه... سيحرّرني مِنْ هذا السجن |
Bu hayvanat bahçesinden bu hapishaneden bu gerçeklikten, ya da her ne diyorsanız. | Open Subtitles | حديقة الحيوانات هذه... ... هذا السجن... |
bu hapishaneden kaçmaya mı çalışıyorsun, Scofield? | Open Subtitles | هل تحاول الهرب من هذا السجن يا سيد (سكوفيلد)؟ |
bu hapishaneden kaçmaya mı çalışıyorsun, Scofield? | Open Subtitles | هل تحاول الهرب من هذا السجن يا سيد (سكوفيلد)؟ |