Eğer internet bizi bir küresel kasaba yaptıysa, bu model gelecekteki liderliğini geliştirebilir. | TED | إذا كانت الانترنت قد جعلتنا قريةً عالمية، فإن هذا النموذج سيُطور قيادتها المستقبلية. |
2016'da 5000 öğrenci ile, bu model ekonomik olarak sürdürülebilir. | TED | مع 5000 طالب بحلول العام 2016 هذا النموذج مستدامٌ مالياً. |
bu model tamamen başarılı olma ve iyilik yapmayla alakalı. | TED | وكل مايهتم به هذا النموذج هو فعل الخير وكذلك فعله بإحسان. |
bu model ipekli pamuktan da yapılabilir... mevsimimize uydurulabilir. | Open Subtitles | نفس الموديل ممكن أن يصنع من أقمشة اخري كالحرير والصوف مناسب لكل الفصول. |
bu model bir örtüşme modeli, daha ileriye gitmenin yolu. | TED | هذا نموذج ، نموذج التداخل ، هو الوسيلة للمضي قدماً |
bu model, yüz sinirlerinin aldığı hasarı azaltacak. | Open Subtitles | يُمتّعُ هذا النموذجِ الضررَ إلى أعصابِكَ الوجهيةِ. |
Radyoya gelirsek farkında mısın, bu model senden on beş yıl daha genç? | Open Subtitles | .. أنتِ تدركين أن ذلك الطراز بالتحديد أصغر منكِ بحوالي 15 سنة، صحيح؟ .. |
bu model dünya çapında seçimlerde kullanıldı. | TED | وقد تم اعتماد هذا النموذج لجميع الانتخابات حول العالم. |
bu model tamamiyle, hem liderler için, hem de orada yaşayan insanlar için seçeneklerden ibaret. | TED | هذا النموذج هو عن الخيارات ، سواء بالنسبة للقادة و الناس الذين سوف يعيشون في هذه الأماكن الجديدة. |
Peki, bu model başka nerede denenebilir? | TED | والآن ، اين تم تجريب هذا النموذج في مكان آخر ؟ |
Sanırım bu model jürinin ameliyatı anlamasını kolaylaştıracaktır. | Open Subtitles | هذا النموذج سيسهل على هيئة المحلفين فهم العملية |
bu model, çok yeni bir tip, ...üç inç kalınlığında çok sağlam bir çelik. | Open Subtitles | هذا النموذج هو أحدث نوع عدل من الحديد الصلب اسمك بثلاث بوصات |
bu model gezegenlerin hareketlerini doğru olarak tahmin etmeye yarıyordu. | Open Subtitles | هذا النموذج كان يُمثّل تفسير معقول لحركة الكواكب |
bu model Bizans haçlarının Honda'sına benziyor. | Open Subtitles | هذا النموذج هو مثل هوندا من الصلبان البيزنطية. هناك 4 كنائس في منطقتنا وحدها |
bu model sadece bir hastanın dışarı çıkıp virüsü yaydığı düşünülerek oluşturuldu. | Open Subtitles | يرتكز هذا النموذج على خروج أحد هؤلاء الناس وإصابته أحد من الخارج بالعدوى. |
bu model özellikle askeri personele, orduyla iş yapan firmalara ve özel savunma şirketlerine satılıyor. | Open Subtitles | أجل هذا النموذج تم بيعه بشكل حصري الى الافراد المتعاقدين مع الجيش الامريكي |
Ne yazık ki bu model için sadece kırmızı daktilo şeridi bulabildim. | Open Subtitles | أخاف أنه لا يوجد سوى حبر أحمر من أجل هذا الموديل |
bu model için yok, ama benimle gelirseniz sizin için halledebiliriz . | Open Subtitles | ليس لهذا الموديل , و لكنا بإمكاني تقديم عرض افضل لك اذا اتيت معي |
Ve görüyorsunuz ki, çapraz helezonik modelin aksine, bu model uzamaya, daralmaya ve bükülmeye karşı koyuyor. | TED | وسوف تشاهدون ذلك,على خلاف نموذج اللولب المتقاطع, النموذج يُقاوم التمدد والتقلص ويُقاوم الإنثناء. |
Transaksiyonel modele girdiğimizde, bu model iletişimin pek çok ek zorluğunukabul eder. | TED | لنقي نظرة على نموذج المعاملات، والذي يؤخذ بعين الاعتبار التحديات والشؤون المعقدة لمبدئ التواصل. |
bu model benim adımı taşıyor. | Open Subtitles | هذا النموذجِ يُسمّي على اسمني... |
bu model ve renkteki araçların %85'i filo aracı olarak satılır. | Open Subtitles | 85%من لون ذلك الطراز بيعوا داخليا كسيارات خدمة |