Fark ettim ki burası bu soru için oldukça iyi bir yer. | Open Subtitles | إذًا, لقد توقعت بأن هذا المكان أفضل من غيره لسؤالكِ هذا السؤال. |
Son zamanlarda, dünya üzerindeki laboratuvarlarımızda araştırma yapmaya başladık ve artık bu soru üzerinde çıkarım yapacak gerçek bilimsel verilerimiz var. | TED | مؤخراً، في مختبري ومُختبرات أخرى حول العالم، بدأنا بعمل أبحاث، والآن لدينا بيانات حقيقية علمية لإجابة هذا السؤال. |
Bunlardan bir tanesi, sadece bu basit soruyu sormak. bu soru başarısızlığa uğratmaz | TED | واحد منها، بإمكانكم، فقط طرح سؤال بسيط. هذا السؤال لن يفشل أبداً. |
Eh, 12 Aralık'ta, Quanta denilen bir şirket yapmayı kabul etti, ve onların gezegendeki tüm dizüstülerin üçte birini falan yaptıkları düşünülürse, bu soru yok oldu. | TED | حسنًا، في الثاني عشر من ديسمبر، وافقت شركة تسمى كوانتا على بنائه، وحيث أنهم يصنعون الثلث من كافة الحواسيب المحمولة على الكوكب اليوم، اختفى ذلك السؤال. |
bu soru daha demokratik ve barışçı bir topluma doğru gidip gitmemekle ilgilidir. | TED | هذا سؤال يتعلق بما إن كنا نتحرك نحو مجتمعات أكثر ديمقراطية وسلاماً. |
bu soru değildi. | Open Subtitles | لم يكن هذا سؤالاً |
Bu yüzden son zamanlarda bu soru üzerine çok düşünüyorum. | TED | لذلك كنت مؤخراً أفكر في هذا السؤال كثيراً |
Bu size şaşırtıcı gelebilir ama öyle görünüyor ki bu soru üzerine yapılmış bir bilimsel araştırma mevcut. | TED | الآن، قد يدهشكم هذا، لكن تبين واقعياً أن هناك بعض الأبحاث العلمية على هذا السؤال. |
bu soru cevaplayan yazılım hakkında, okuduğum bir makaleyi hatırladım. | TED | أتذكر مقالة يومية حول هذا السؤال الجديد الرد على البرمجيات التي لديها رسم بياني. |
bu soru, medeniyetin ilk günlerinden beri soruluyor. | TED | لقد طُرح هذا السؤال منذ الأيام الأولى للحضارة. |
İnanılmaz olduğunu biliyorum ama bu soru bana hiç sorulmadı. | TED | أعتقد أن هذا قد يبدو غير معقول، ولكنني لم أُسأل أبداً هذا السؤال. |
bu soru beni kişisel olarak uzun zamandır düşündürüyor. | TED | قضّ هذا السؤال مضجعي فترةً طويلةً من الزمن |
Dolayısıyla bu soru, kendinizden çok farklı insanlarla iletişim kurma kapasiteniz hakkındadır. | TED | لذلك، هذا السؤال يتعلق بقدرتك على تطوير العلاقات مع الأشخاص الذين يختلفون عنك تماما. |
bu soru birçok mite, dini pratiklere ve bilimsel sorgulara esin kaynağı olmuştur. | TED | لقد ألهم هذا السؤال العديد من الأساطير، الممارسات الدينية، والتحقيقات العلمية. |
Bana bu konferansa ayak bastığımdan beri bu soru soruluyor. | TED | لقد طرح عليّ هذا السؤال منذ وصولي هذا المؤتمر |
bu soru, Yunanlı felsefecilerden bu yana binlerce yıldır soruluyor. | TED | كما تعلمون, هذا السؤال يحيط بنا منذ آلاف السنين منذ زمن الفلاسفة الإغريق على الأقلّ |
Eldeki davada bu soru tamamen onemsizdir ama evet yalnızdım. | Open Subtitles | ذلك السؤال لا أهمية له تماماً للقضية التي نحن نتناولها ولكن نعم , لقد كنت وحيدة |
Pardon, bu soru bana mı, yoksa Selina'ya mıydı? | Open Subtitles | أَنا آسفُ، هل كَانَ ذلك السؤال لي أَو سيلينا؟ |
- Tamam. - bu soru her zaman lise denklik sınavları üzerinedir. | Open Subtitles | ذلك السؤال موجود دائماً في امتحان التكافؤ للمعاهد |
Sanırım bu soru benim kadar senin de cevap verebileceğin bir soru. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أنّ هذا سؤال... يُمكنك الإجابة عليه بقدر ما يُمكنني أنا. |
- Niye öyle diyorlar? - bu soru adil değil. | Open Subtitles | لماذا يدعونهم بذلك الاسم هذا سؤال ظالم |
bu soru gibi gelmedi. | Open Subtitles | لا يبدو هذا سؤالاً |
Hayır çünkü bu soru daha önemsiz bir şey haline geliyor. | Open Subtitles | rlm; كلا، rlm; لأن هذا التساؤل أصبح بلا أهمية بالنسبة لي. |
bu soru Google'ın Taciz Karşıtı ekibi, Wikipedia ve New York Times gibi gazetelerle işbirliği yapmamızı sağladı. | TED | كان هذا هو السؤال الذي دفع شراكتنا بالتعاون مع فريق جوجل لمواجهة الإساءة، وويكيبيديا والصحف مثل نيويورك تايمز. |