Bizi yok etme ihtimali taşıyan bütün bu sorunlar doğaları gereği küreselleşmiş sorunlardır. | TED | كل هذه المشاكل التي تهدد بالقضاء علينا جميعاً هي بطبيعتها مشاكل تتسم بالعولمة. |
Eğer bu sorunlar gerçekten çözülüyorsa,masraf kısmı kimin umurunda? | TED | من يهتم بماهية المصاريف العامة اذا كانت هذه المشاكل في الحقيقة تحل؟ |
bu sorunlar hala çok yıldırıcı ve çok zorlu görünüyor ve elde ettiğimiz çözümler çok ufak çözümler. | TED | هذه المشاكل لا تزال مخيفة جداً وعنيدة جدً وكل حل نحن ننجزه هو حل بسيط |
Buradaki amaçlarımdan biri daha fazla insanı bu sorunlar üzerinde çalışmaya çekmekti, çünkü çok önemli bazı sorunlar üzerinde itici bir kuvvet olmadan çalışılmadığını düşünüyorum. | TED | وهدفي من هذا هو جذب المزيد من الأشخاص لحل تلك المشاكل لأنني أعتقد بأن هناك بعض المشاكل شديدة الأهمية ومع ذلك لم تُعامل بالشكل المطلوب |
Saydığımız tüm bu sorunlar hakkında gerçek zamanlı bir bilgi akışı olduğunu hayal edin. | TED | تخيّلوا الحصول على بيانات فوريّة لكلّ من هذه المشكلات. |
Tüm bu sorunlar arasında bize yardım edebilecek bir şey olmalı. | Open Subtitles | مع كل هذه الاضطرابات يجب ان احصل على شيء ما يستطيع مساعدتنا |
Tüm bu sorunlar, sadece 800 bin dolar için. | Open Subtitles | كلّ هذه المتاعب لأجل 800 ألف دولار. |
bu sorunlar tersine çevrilebilir ve önlenilebilir ve doğrusunu bilirsek daha iyisini yapabiliriz. | TED | هذه المشاكل يمكن عكسها ومنع حدوثها، وعندما نعرف على نحو أفضل، يمكننا فعل شيء أفضل. |
Ve bu sorunlar için birşeyler yapmalıyız. | TED | ويجب علينا أن نفعل شيئا حيال هذه المشاكل. |
Ama şimdi... pek yakında... bütün bu sorunlar geçmişte kalacak. | Open Subtitles | لكن الآن في وقت يُحدد لاحقا كل هذه المشاكل ستكون من الماضي |
Ama unutmayın ki, bu sorunlar benim görev süremden çok önce ortaya çıktı. | Open Subtitles | ولكن تذكر، وقعت هذه المشاكل قبل وقت طويل من ولايتي. |
Bu alım-satımı yaptığımızda bu sorunlar önemsizleşecek. | Open Subtitles | إن قمنا بهذه الصفقة لن تعود هذه المشاكل صعبة |
Buraya birdenbire geldin, ve tüm bu sorunlar da seninle birlikte geldi! | Open Subtitles | جئت الي هنا من العدم و جاءت كل هذه المشاكل معك |
Bu alım-satımı yaptığımızda bu sorunlar önemsizleşecek. | Open Subtitles | نقوم بهذا الإستثمار ولن يكون لدي تلك المشاكل |
Ama bu sorunlar sihirli ortadan kaybolmuyor. | Open Subtitles | لكن تلك المشاكل لا تختفي ببساطة بشكل سري |
Babamın dediğine göre bu sorunlar Walter'ın buraya gelip beni götürmesiyle başlamış. | Open Subtitles | أخبرني أبي أنّ تلك المشاكل بالخارج بدأت بعد مجيء (والتر) واختطافي. |
bu sorunlar üzerinde büyük ölçekte bir etki yapamıyoruz. | TED | نحن لا نستطيع الصعود بشكل كبير يؤثر فعلياً على هذه المشكلات |
bu sorunlar ile başa çıkmak için gereken kaynakların kıtlığı gittikçe büyüyor. Bugün, son derece gelişmiş bir dünyada tüm bu mali sorunlar ile karşı karşıyayız. | TED | تأمين المصادر للتعامل مع هذه المشكلات هو فقط للنمو بالتأكيد في العالم المتقدم اليوم مع كل المشاكل المالية التي تواجهنا |
Tüm bu sorunlar patlak verdi ve insanlara bulaştı. | Open Subtitles | وكل هذه الاضطرابات انفجرت خارجا واصابت الناس |
Tüm bu sorunlar benden çıktı. | Open Subtitles | كل هذه الاضطرابات ... جاءوا مني |
Ama tüm bu sorunlar için çok özür dilerim. | Open Subtitles | ولكني أسف على كل هذه المتاعب |