Jennie'ye burada yapmaya çalıştığımız şeyi anlattığım zaman, yardım etme konusunda endişeliydi. | Open Subtitles | عندما أخبرت جيني عما نود فعله هنا كان قلقة من تقديم المساعدة |
Dinle, burada yapmaya çalıştığımız şeyin bir eğitimi yok onun için yapmamız gereken iç güdülerimize güvenip elimizden gelenin en iyisini yapmak. | Open Subtitles | أنظر, لا يوجد تدريب لما نحاول فعله هنا لذا أفضل ما يمكننا فعله هو أن نثق بحدسنا و نعطي أفضل ما لدينا |
burada yapmaya çalıştığım ise sana sakar dememe engel olmak. | Open Subtitles | ما أحاول فعله هنا هو منع نفسي من وصفك بذلك |
burada yapmaya çalıştığımız şey, kötü genleri... çıkarmak-- memeleri çıkarıyoruz, ve kıç da çıkıyor-- ve geriye sadece iyi genler kalıyor. | Open Subtitles | ما أحاول فعله هنا هو استخراج الجينات , الجينات السيئة استخراج صفة كبر الثدي بالاضافة الى المؤخرة الكبيرة وترك الجينات الجيدة |
İyi biriydi. burada yapmaya çalıştığım şeyin büyük bir destekçisiydi. | Open Subtitles | كان رجلاً صالحاً مؤيّد كبير لما أحاول القيام به هنا |
Hatta sanırım bir yanım burada yapmaya çalıştığın şeye hayran oluyor. | Open Subtitles | أعتقد أن جزئاً مني حتى معجب بما تحاول فعله هنا |
Pekala, burada yapmaya çalıştığımız şeye odaklansak sadece? | Open Subtitles | ما رأيكم بأن نٌركّز فقط على ما نحاول فعله هنا |
Bu burada yapmaya çalıştığımız şeyin tam zıttı. | Open Subtitles | -صحيح. هذا العكس تماماً مما نحاول فعله هنا |
Ama burada yapmaya çalıştığım şey Kelsey ilerleyebilmemiz için bir yol bulmak. | Open Subtitles | ولكن ما احاول فعله هنا (كيلسى) هو هو تسهيل طريق للمضى قدماً |
burada yapmaya çalıştığım şey, senin başka bir sahtekar çocuk mu, yoksa bir katil mi olduğunu anlamaya çalışmak Orlando. | Open Subtitles | ما أحاول فعله هنا أورلندو)، هو محاولة معرفة إن كنت مجرد فتاً متغير) أم قاتل، إذن إجلس |
Ilsa, burada yapmaya çalıştığın şeyi cidden destekliyorum, gerçekten öyle ama bu işin sevdiğim iki yönü var. | Open Subtitles | (إلسا)، احترم ما تحاولين فعله هنا حقاً لكن هناك أمران لطالما أحببت بهذا العمل |
burada yapmaya çalıştığımızı hatırla. | Open Subtitles | فقط تذكري ما نحاول فعله هنا |
burada yapmaya çalıştığımız şey Theo'nun konuşma yapacağı bir etkinlik için sponsor olabilecek şirketleri bulmak, değil mi? | Open Subtitles | اذاً, ما نحاول فعله هنا هو البحث عن شركات والتي يهمها رعاية الحدث الذي سيتحدث (ثيو) فيه,حسناً؟ |
Marcus, bunu bana sen verdin ve iyi bir örnek olmamı istedin ama burada yapmaya çalıştığımız şey yeni bir şey, sanki... | Open Subtitles | (ماركوس)، أعطيتني المشبك، ولقد طلبت مني أن أكون مثالًا يحتذى بها، لكن مانحاول فعله هنا شيء جديد، شيء... |
burada yapmaya çalıştığımız, bir seri katili yakalamak öğretmenden, artı almak değil. | Open Subtitles | ما نحاول القيام به هنا هو القبض على سفّاح، وليس الحصول على نجمة ذهبيّة من التعليم |