| Endişelenme, eve döndüğüm zaman her inanılmaz, unutulmaz ve mükemmel anı sana anlatacağım! | Open Subtitles | لا تقلق, عندما أعود إلى المنزل سأخبرك عن كل لحظة رائعة وغير معقولة |
| Eve döndüğüm zaman, bu bittiğinde hep seni bulup yanına uzanacağımı düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما أعود للمنزل عندما ينتهي كل هذا ظننت دائمًا أنه سيمكنني إيجادكِ |
| Eve döndüğüm zaman meyve suyu olsa iyi olur | Open Subtitles | من الأفضل أن يكون هناك عصير عندما أعود للمنزل |
| Böylece geri döndüğüm zaman gerçekten uzayda bulunmuş bir yıldızın olacak. Aman Tanrım! | Open Subtitles | بهذه الطريقة ، حين أعود ، سيكون لديكِ نجمة كان في الفضاء حقاً |
| Üzgünüm. döndüğüm zaman seni ararım. Hoşça kal. | Open Subtitles | . أنا آسفة ، سأتصل بك حينما أعود إلى اللقاء |
| Eve döndüğüm zaman onun nerede olduğunu ne yaptığını, herşeyi bilmek isterdim. | Open Subtitles | وعندما أعود للبيت أريد أن أعرف أين ذهبت.. وماذا فعلت في غيابي، كل شيء |
| (Alkış) Afganistan'a döndüğüm zaman, dedem, kızlarını eğitmeye cesaret gösterdiği için evden uzaklaştırılan, beni ilk tebrik edenlerin arasındaydı. | TED | تصفيق عندما عدت إلى أفغانستان، جدي جدي الذي اغترب عن منزله ليعلم بناته بكل ثقه كان أول الأشخاص الذين هنئوني |
| NASA'dan döndüğüm zaman, insanlar delirdiğimi düşündü. | Open Subtitles | تَعْرفُ، عندما عُدتُ من ناسا، اعتقد ألناسِ أَنى مجنونُ |
| döndüğüm zaman, bunun hakkında konuşuruz, tamam mı? | Open Subtitles | يجب ان نَتحدّثُ عنه عندما أَعُودُ. حسنا ؟ |
| Giderek artan cinsel gücüm, normal hayata döndüğüm zaman beni nereye sürükler, bilmiyorum, biraz endişeliyim. | Open Subtitles | و أنا قلقة قليلاً حول أين ستأخذني رغبتي القوية جداً عندما أعود لحياتي الطبيعية. |
| Güzel önerisi ile döndüğüm zaman, o zaman belki evlenebiliriz. | Open Subtitles | عندما أعود مع مستشاره الكبير ربما سيكون عندنا زفاف |
| Seninle görüşmek isterim, Charlie. Belki döndüğüm zaman. | Open Subtitles | أودُ التحدثَ معكَ يا تشارلي نعم، رُبما عندما أعود |
| Gerçek dünyaya döndüğüm zaman... polise haber vermek olacak. | Open Subtitles | عندما أعود إلى العالم الحقيقيّ سيكون أوّل ما سأفعله هو تنبيه الشرطة |
| Pekala,dinle, döndüğüm zaman bu konu hakkında konuşacağız. | Open Subtitles | حسناً، أصغِ، سنتحدث بشأن هذا عندما أعود. |
| - döndüğüm zaman da çalışabilirim. | Open Subtitles | وسوف تبقى هنا عندما أعود لكن إسمعيني فقط |
| Eve döndüğüm zaman dayağın beklediğini ben biliyordum. | Open Subtitles | وكنت أعرف أنّ كان هُناك ضرب ينتظرني عندما أعود للمنزل |
| Geri döndüğüm zaman, gelecekle ilgili konuşuruz. | Open Subtitles | عندما أعود سوف نتناقش فى المستقبل |
| İyi. Kliniğime döndüğüm zaman okumak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | جيد ، أتطلع لقراءتها عندما أعود للعيادة |
| döndüğüm zaman oradaki insanlar gerçek kraliçeleri için savaşacaklar. | Open Subtitles | سيهُب الناس جهادًا في سبيل ملكتهم الحقيقيّة حين أعود. |
| Fakat ben dedim ki,döndüğüm zaman. Kukunu kontrol edeceğim. | Open Subtitles | لكنى قلتُ، حينما أعود سأكشف على عُذريتكِ |
| Çişimi yapacağım, tansiyon haplarından al döndüğüm zaman daha fazla konuşmayalım. | Open Subtitles | حسناً، سأتبوّل، وأنت خذ أحد حبوب ضغط دمّك وعندما أعود دعنا لا نتكلّم أكثر |
| Eve döndüğüm zaman ulusal çapta şöhret olmuştum ve Kaptan Kanguru'dan bile ünlüydüm. | Open Subtitles | عندما عدت كنت مشهوراً أشهر من النقيب كنجارو ها هو، فورست جامب |
| Cornwall'dan döndüğüm zaman, umuyordum ki... | Open Subtitles | عندما عُدتُ من الكورنوال كنت أأمل |
| Aslında, SRU'ya döndüğüm zaman, | Open Subtitles | إنّ النقطةَ، عندما أَعُودُ إلى SRU، |
| döndüğüm zaman Michelle hakkında görüşürüz. | Open Subtitles | نحن سَنَتحدّثُ عن ميشيل بعد عودتي |