Herşey buraya kadar çıkıyor, bir hayat döngüsü var dediler. | TED | كل الامور التي يعرضونها هنا .. تعبر عن دورة الحياة |
İzole ekosistemimizden mi yoksa manyetik dalgalar yüzünden mi bilmiyorum ama ama bir şey sebep olmuş kelebeklerimiz üreme döngüsü hızlanmış. | Open Subtitles | لا أعم إذا كان هذا بسب نظامنا البيئي المنعزل أو بسبب التذبذبات المغناطيسية لكن ثمة ما سرّع من دورة تكاثر الفراشات |
Fiziksel benliğin döngüsü istediğimiz sürece bize dar gelir ve atıl olur. | Open Subtitles | مجرّد دورة للأنا الماديّ من أجل أن نتعملق و نجهل كما نريد |
Bir yoksulluk döngüsü yaratmanın en iyi yolu ebeveynleri öldürmektir. | TED | أفضل طريقة ليتحول الصراع من دائرة الفقر هو قتل الوالدين. |
Size üç döngüden bahsetmeme izin verin. Birincisi fabrika döngüsü. | TED | دعني أسرد لكم عن الدوائر الثلاثة الاولى وهي دائرة التصنيع |
Çünkü mimarlıkta güzel bir geri bildirim döngüsü hiç olmadı. | TED | ذلك أنه لا توجد في الهندسة حلقة تغذية رجعية. |
Her bir kraliçe seçildikleri ay döngüsü bitmeden önce oraya gitmek zorundadırlar. | Open Subtitles | كل ملكة عليها أن تقوم برحلة طويلة قبل نهاية الدورة القمرية لإختيارهم |
Ama her zaman onların sunumlarına bir hayat döngüsü vardı. | TED | ولكن كان هناك دائما دورة حياة في كل عروضهم. |
Yani ekosistem açısından, yağmur ormanlarının sağladığı yağmur döngüsü ve su regülasyonu. | TED | اذا دورة هطول الأمطار وتنظيم الماء بواسطة الغابات المطيرة في مستوى النظام الايكولوجي |
Size kolonilerin yaşam döngüsü hakkında şunu söyleyeceğim. | TED | لذلك فأنا أود أن أخبركم عن دورة حياة المستعمرة. |
Hayatın sıradışılığı işte burada: bir nesil döngüsü, sonra yok oluş ve yeniden var oluş. | TED | هذا ما يبدو استثنائيًا للغاية حول الحياة: إنها دورة الجيل، الانحطاط، التجديد. |
Birbirlerini de öğrenmeye devam etmek için ziyaret ederler, böylece bir gelişim döngüsü ortaya çıkıyor. | TED | وهم يزورون بعضهم البعض في محاولة التعلم، وبذلك دورة مستمرة من التحسين. |
Ve hayat döngüsü düşüncesi denen süreç, işte burada ortaya çıkıyor. | TED | و هنا تاتي العمية التي تسمى تفكير دورة الحياة |
Ilıman iklimlerde mevsim döngüsü duraklardı ve bu da su yollarını çözer, asfaltı ve beton yapıları çatlatırdı. | TED | في المناخات المعتدلة، دورة الفصول ستجمّد وتذيب هذه الممرات المائية، محدثةً شقوقًا في أساسات الرصيف والأسمنت. |
İnanıyorum ki bunun farkındayız, ancak kendimizi bir çeşit anlatı döngüsü içinde takılıp kalıyoruz. | TED | وانا اعتقد اننا نعي هذا جيداً ولكن رغم هذا نجد انفسنا في دائرة مغلقة |
Bilgiyi her zaman hareket ile bağdaştırmalıyız, böylece hareket, bir başka veri ile geri bildirim yapar ve elbette ki bir geribildirim döngüsü yaratır. | TED | نحن يتوجب علينا دوما ان نربط المعلومات بالافعال ومن ثم نأخذ نتائج هذه الافعال ونستخرج منها معلومات مختلفة ومن ثم نصنع دائرة تغذية مستمرة |
Yaşam döngüsü, seken ceylanların döngüsünden var olur. | TED | دائرة الحياة تأتي ي صورة دوران الغزلان التي تقفز |
için Şikago'yu seviyor. TK: Harika simgeleşme ve kentsel gurur arasında olumlu bir geri-bildirim döngüsü. | TED | تيد: هناك حلقة ردود فعل إيجابية تجمع بين الرمزية العظيمة و إحساس الفخر و الإعتزاز |
Böyle yaparak aynı zamanda en istilacı embriyoyu da seçmiş olur ve evrimsel geri besleme döngüsü yaratır. | TED | ولكن بحدوث ذلك، يتم اختيار الأجنة الأكثر قوة فعليا، محدثة حلقة تغذية راجعة. |
Derin su ve rüzgârla çalışan yüzey akımlarının termohalin sirkülasyonu Küresel Konveyör Kuşağı adı verilen bir sarım döngüsü oluşturmak için birleşir. | TED | إن الدورة الحرارية الملحية للمياه العميقة وحركة التيار السطحي التي تسببها الرياح تجتمعان معًا لتشكلا حلقة متعرجة تعرف باسم حزام النقل العالمي. |
Birbirimizi görene kadar pek çok ay döngüsü geçmesine gerek yok. | Open Subtitles | فقط لاتدع دورات كثيره للقمر قبل أن أراك مجدداً |
Altı farklı dört-kutu döngüsü var. | TED | هناك 6 حلقات مختلفة، كل منها يحوي 4 صناديق |
Ve bu yalnızca ayın bir döngüsü sürecinde gerçekleşti. | Open Subtitles | ولقد كان لمرة واحدة لكن لدورة قمرية واحدة |
döngüsü şimdiden başladı mı yine? | Open Subtitles | هل بدأت دورته ثانيةً بهذه السرعة؟" |
Hayatın döngüsü böyle. | Open Subtitles | إنّها سُنّة الحياة |