Toby, buraya geldim çünkü Düşündüm ki birbirimize yardımcı olabiliriz. | Open Subtitles | توبي, لقد أتيتُ هنا لأني ظننت أنه بأمكاننا مساعده بعضنا |
Yılda yaklaşık 5.000 kadar fotoğraf çekerim ve Düşündüm ki bunlardan bazılarını düzenleyip size uygun ve ilginç gelebilecek imgeleri sunabilirim. | TED | ألتقط حوالي 5000 صورة في السنة فكرت أن أقوم بتعديل بعضها وأن أحاول أن أبتكر بعض الصور الملائمة والمثيرة لاهتمامكم |
Ama Düşündüm ki geçmişteki umutlarımı taşıyan bu yüzük çok daha iyi olur. | Open Subtitles | لكن ظننت أن الخاتم الذي يحمل كل آمالي القديمة هو أفضل |
Ve Düşündüm ki, bu, annem için etkileyici bir kart yapmam için Scratch'ı kullanmak bir fırsat olabilirdi. | TED | ففكرت أنها قد تكون فرصة لاستخدام سكراتش لصنع بطاقة معايدة تفاعلية لأمي. |
Hastaneye götürüldüğümde doktorlar öleceğimi düşündü. Ama bana ne yapılacağını öğrendiğimde Düşündüm ki... | TED | عندما وصلت إلى المستشفى، ظنّ الأطباء أنني سأموت، وعندما أدركت ما الذي حدث لي، اعتقدت أن الموت كان من الممكن.. |
Düşündüm ki onun ilk arkadaşı olduğundan bana yardım edebilirsin. | Open Subtitles | وأعتقد أنك صديقه الوحيد هنا, لذا فكرت أنه يمكنك مساعدتي |
Bu yüzden hamile olduğumu anladığımda, Düşündüm ki bebek belki bunları değiştirebilirdi. | Open Subtitles | لذلك، عندما علمت بحملي فكرت بأن الطفل قد يحدث بعض تغييرات |
Düşündüm ki işletmeyi senden almama karar verdiğimiz de, bunu, bilirsin, biz... | Open Subtitles | لقد ظننت أنه عندما وافقنا على شراء المحلات منك،أنك سوف ، نحن.. |
Düşündüm ki belki Robyn'e yardım edebilirim ve fark yaratmak için. | Open Subtitles | ظننت أنه ربما يمكنني مساعدة روبين بطريقة ما أن أصنع الفرق |
Ama Düşündüm ki belki beni görürsen gözlerimin içine bakarsan, bizi hatırlarsın. | Open Subtitles | لكنني ظننت أنه ربما لو رأيتني، لو نظرت في عيني سوف تتذكرنا |
Bu yüzden Düşündüm ki onları satmam, gece vakti çalınıp gitmelerinden daha iyidir. | Open Subtitles | لذا فكرت.. ..أن أبيعهم إياها بدلاً من أن يسرقوها |
Ben de Düşündüm ki bunu aradan çıkarım arkadaş olalım. | Open Subtitles | لذا فكرت أن نزيلها من طريقنا ونكون صديقين. |
Düşündüm ki, onu bırakan her kimse fikrini değiştirip buraya gelene kadar saklamalıyım. | Open Subtitles | .. ظننت أن الشخص الذي وضعه سوف يعود ليستعيده إذا غير رأيه |
Bende Düşündüm ki, yani, sadece meydanlar çizeceğim içine ve altına gireceğim, ve ortaya çıkan bu şeyleri ve onların neden böyle şekillendiklerini göstereceğim. | TED | ففكرت ان اركز علي الساحات سوف ادلف اليها ومن تحتها واعرض كيفية تنامي هذه الأشياء واريكم لماذا تشكلت هكذا |
Galiba Düşündüm ki... bir adam seni ancak o şekilde bırakır. | Open Subtitles | اعتقدت أن هذا هو السبب الوحيد الذى يجعل أحداً يتركك |
Bu nedenle ben Düşündüm ki, mimarlar olarak bile... ...geçici konutların yeniden inşası sürecine dahil edilebiliriz. | TED | لذا فكرت أنه و رغم أننا مهندسين معماريين و لسنا مهندسين مدنيين إلا أنه يمكننا أن نشارك في إعادة بناء مساكن مؤقتة. |
Ben de gelip seni alabilirim diye Düşündüm ki bu da görünüşe göre gerçekten aptalca bir şeydi. | Open Subtitles | لذا فكرت بأن أقلك ومن الواضح أن هذه كانت فكرة سيئة |
Öldürüldükten sonra Düşündüm ki eğer yüzükle çıkarsam herkes ben yaptım sanırdı. | Open Subtitles | بعد أن قتل اعتقدت أنني إذا أتيت و الخاتم معي سيظن الجميع أنني أنا من فعلها |
Düşündüm ki,sen burada biraz feng shui yapabilir ve birşeyler varsa görebilirsin. | Open Subtitles | اعتقدت أنه بإمكانك اكتشاف الطاقات الروحية ومعرفة إن كان هنالك ما يحدث |
o zaman bende Düşündüm ki eğer doğru güçlere sahip olursam. beni sevmeyi öğrenebilirsin diye düşündün aynen benim seni hep sevdiğim gibi. | Open Subtitles | لذلك اعتقدت انه اذا امتلكت القوةقد تتعلمين كيف تحبينني , بنفس الطريقة التي احبك بها |
Ve buna ilk baktığımda, Düşündüm ki, bunda hiç bir güzellik yok. | TED | عندما نظرت اليه للمرة الاولى ظننت .. انه خال من أي جمال |
Düşündüm ki, eğer kazanırsam, yani, bunun olma olasılığı nedir ki? | Open Subtitles | لقد فكرت أني إذا فٌزت به أعني ماهي إحتمالات هذا ؟ |
Ben de Düşündüm ki, duvar dokusu iskelet için önemli. | TED | لذلك اعتقدت ان جدار النسيج مهم في الهياكل. |
Ben, bu sabah uyandım, aynaya baktım ve Düşündüm ki, değişmem gerekiyor. | Open Subtitles | استيقظت هذا الصباح ونظرت في المرآه وفكرت مباشرة, أنني في حاجة للتغير |
Ben de Düşündüm ki bunlardan etrafa bir kaç tane koyarız ve müşterilerinde belki satın alır. | Open Subtitles | فكّرتُ أنه يمكننا عرض بعضًا منهم. أو ربما يمكن لعملائكِ شروائهم. |