Annemi kurtarmak için geldi ve benim tek düşünebildiğim odamı alması. | Open Subtitles | وكل ما أستطيع التفكير فيه هو أنها استولت على غرفة نومي. |
Bizi mutlu ediyorsun. Yani, bu düşünebildiğim iyi bir sebep. | Open Subtitles | أنتِ تجعليننا سعيدين وهذا سبب جيد يمكنني أن أفكر به |
düşünebildiğim tek şey... meme ucumu ne kadar güçlü burduğu. | Open Subtitles | كلّ مايمكنني التفكير به هو كيف مؤلم أن يلوي حلمتي |
Tek düşünebildiğim buydu. Ben, küçük hanım Lulu, çocuk oyuncağı. | Open Subtitles | هذا كل ما كنت أفكر فيه انا، الآنسة الصغيرة لولو، هدفا سهلا غبية |
İşte bunlar, şu anda söylemek için düşünebildiğim tek kelimeler. | Open Subtitles | هذه الكلمات الوحيدة التي يمكن أن أفكر بقولها حتى الآن |
Daha iyi düşünebildiğim ve daha iyi gözlemleyebildiğim bir duruma sokuyor. | Open Subtitles | قليلا مثل الضوضاء البيضاء تضعني في حالة مسار تفكيري فأراقب وألاحظ بشكل أفضل |
Hatta, sivrisinekler hakkında düşünebildiğim sadece tek iyi bir şey var. | TED | فى الحقيقة، هناك شئ واحد فقط جيد أستطيع التفكير فيه عندما نتكلم عن البعوض. |
Gün batımında araba sürerken tek düşünebildiğim, neredeyse oyunlarım kadar güzel olduğu. | TED | حين أقود عبر طريق عند الغروب كل ما أستطيع التفكير فيه هو إن هذا يكاد أن يكون بجمال ألعابي |
Sonra bir gece Fry bana çıkma teklif edince tek düşünebildiğim bahane hayaletlerle ilgiliydi. | Open Subtitles | ثم في احد الليالي طلب مني فراي الخروج معه و العذر الوحيد الذي استطعت التفكير فيه هو تورطي مع الأشباح |
Bu konuda önceden beri düşünüyorum, çünkü düşünebildiğim tel şey bu. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر بخصوص هذا لأن هذا كل ما أفكر به |
Tek düşünebildiğim şey sizi bir daha göremeyeceğimdi. | Open Subtitles | كل ما كنت أفكر به هو أنني لن أراكم مجدداً يافتيات |
Çünkü bu eşyaların hepsi dünya ile uyumsuz ve hepsi, benim oturma odamdalar ve benim, tek düşünebildiğim neden şu lambaya sahip olmadığım! | Open Subtitles | و كلها موجودة في غرفتنا و ما أفكر به هو كيف لم أحصل على ذلك المصباح |
düşünebildiğim tek şey, "Aşağı inmek istemiyorum Aşağı inersek, kendimi asla affedemem." idi. | Open Subtitles | كل ما إستطعت التفكير به لا اريد النزول إذا عدنا لن اسامح نفسي |
Ama düşünebildiğim tek şey hayatımın ne kadarının boşa harcandığı ve o boşa harcanan zamanı hiçbir zaman geri alamayacağım. | Open Subtitles | ولكن كل ما يمكنني التفكير به هو كم من حياتي قد ضاعت وكيف لن أستعيد أبداً أياً من ذلك الوقت |
Balo gecesinin Kyle'la mükemmel geçmesini istiyorum ama tek düşünebildiğim masalar, sandalyeler ve geri ödenmeyen depozitler. | Open Subtitles | ما اريده من الحفلة ان تكون رائعة مع كايل . . وكل ما استطيع التفكير به إستئجار طاولة وكرسي وعدم التفكير |
Şimdi o da burada olduğu için, düşünebildiğim tek şey o. | Open Subtitles | بما أنها هنا الآن هي الشيء الوحيد الذي أستطيع أن أفكر فيه |
Onun istediğini yaptım ama düşünebildiğim tek şey o sayıydı. | Open Subtitles | لقد تقدمت كثيراً كل ما كنت أفكر فيه كان هذا الرقم |
Ama tek düşünebildiğim sana karşı dürüst olmak. | Open Subtitles | جوش ؟ وكل ما يشغل تفكيري لفعله هو أن أكون صادق معك كليا |
Bunu düşünebildiğim için çok mutluyum çünkü senin için hediye seçmek çok zor. | Open Subtitles | لكن الآن الأمر رسميّ و هذا جدُّ رائع. كنتُ فخورة بنفسي عندما فكّرتُ بهذا. بسبب أنّه من المستحيل شراء شئ لك. |
ama hala... düşünebildiğim tek şey içki içmeyi ne kadar istediğim. | Open Subtitles | وسأظل كل ما يمكني التفكير بشأنه هو كم اريد ان اشرب؟ |
Nedense o an tek düşünebildiğim çocukluğumun 4 Temmuz kutlamalarıydı. | Open Subtitles | لاسباب معينه كل ما كنت افكر فيه هو الاحتفال بالرابع من يوليو و انا صغير |
Ama tek düşünebildiğim onlardan kaçabilirsem polisi geçebilirsem güvende olabileceğimdi. | Open Subtitles | ولكن كل ما كنت أفكّر به هو ان اقوم بعبوره للحظة واحدة أتسلل من الشرطة فحسب |
Orada oturmuş uyumamak için çabalarken tek düşünebildiğim dün olanlar. | Open Subtitles | لذلك لقد حاولت بكل يأس عدم النوم أثناء تحدّثه، وكل ما كنت أفكّر فيه، هو موضوع الأمس |
Kapı çalmıştı ve tek düşünebildiğim burada yanlış kot pantolonla duruyor olduğumdu. | TED | كان هناك طرق على الباب، وكل ما كنت أفكر فيه، أنني أرتدي اللباس الخاطئ. |
Tek düşünebildiğim o kırmızı mayolu güzel kadındı. | Open Subtitles | كل ما افكر به تلك المرأه بالمايوه الاحمر |