balıkçılar, kaptanlar, bilim adamları ve teknikerler den oluşan bir takım bu hayvanı 4-5 dakikalığına suyun dışında tutmaya çalışıyor | TED | فريق الصيادين ، قباطنة ، علماء وفنيين يعملون معاً للحفاظ على هذا الحيوان خارج المحيط لحوالي أربعة إلى خمس دقائق |
Jimnastikten 5 dakikalığına kaçmak için bu kadar umutsuz bir adam görmemiştim. | Open Subtitles | لم أر أبداً رجلاً مستميتاً لعدم الخروج لأداء الرياضة لمدة خمس دقائق |
Sana yiyecek bir şeyler bulmak için bir dakikalığına ayrıldım. | Open Subtitles | ماذا حدث لك لقد تغيبت لدقيقة لأعثر على شىء لتأكليه |
Buffy, diyelim ki işe yaradı. Willow'un bir dakikalığına büyü yapmasını engelledik. | Open Subtitles | بافي , فلنقل أن هذا سيفلح وأوقفنا بافي عن عمل السحر لدقيقة |
45 dakikalığına hayalimi gerçekleştirdim ama sonra bir anormallik ortaya çıktı. | Open Subtitles | لمدة 45 دقيقة , محققاُ حلم حياتى, ثم كان هناك شذوذ. |
Bir dakikalığına bile bunun beraber halletmemiz gereken bir mesele olduğunu düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرت للحظة أنه ربما كان هذا شيء يمكننا أن نتعامل معه سويةً؟ |
Benim deneyimlerime göre ortalama bir erkek tüm yaşamı boyunca 10 dakikalığına bile gerçek bir erkek olmayı başaramaz. | Open Subtitles | من خلال تجربتى هو رجل متوسط ليس رجلاً كاملاً ليس من خلال عشر دقائق تستطيعين الحكم على حياة الرجل |
Üç dakikalığına 3000 dolar yazıyor, onu iki dakikada yere serdin. | Open Subtitles | لقد قلت 3000 آلاف مقابل 3 دقائق وأنت هزمته في إثنتين |
Beni onunla bir odaya 5 dakikalığına bırakın, ve bunu olmadan önleyelim. | Open Subtitles | ضعني بغرفةٍ معه لخمس دقائق وسنتمكن من إيقاف هذا الهجوم من الحدوث |
Bu da şu anlama geliyor birkaç dakikalığına yalakalık yapmalısın... | Open Subtitles | لهذا، إذا كان الأمر يستحق أن تذللي نفسك لبضع دقائق |
10 dakikalığına emeklilikten vazgeçip ilk olayını sonuçlandırmana yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | لقد أخذت إجازة لعشر دقائق حتى أساعدك في حل قضيتك الأولى |
Eve gidiyordum da birkaç dakikalığına uğrasam mı diye düşündüm. | Open Subtitles | كنتُ بطريقي الى المنزل وفكرتُ ربما آتي اليك لبضع دقائق |
O zaman bir dakikalığına sessiz ol da beni dinle. | Open Subtitles | إذن فقط كوني هادئة لدقيقة و دعيني أقول شيئاً ما |
Şimdi beni yanlış anlamayın, size bir dakikalığına veri paylaşmanın kötü bir şey olduğunu söylemiyorum. | TED | ولا تفهموني خطأ، أنا لست أوحي لدقيقة أن مشاركة البيانات أمر سيء. |
ve sizden birkaç dakikalığına bunu düşünmenizi istiyorum. | TED | وأريدكم أن تتأملوا لدقيقة حول ما يترتب على ذلك |
40 dakikalığına baş başa kalmamız mümkün mü? Hayır, Jason. | Open Subtitles | هل من الممكن أن نحصل على خصوصية 40 دقيقة ؟ |
Bir dakikalığına oradadır, sizin yanınızdadır ve her şeyin yoluna gireceğini bilirsiniz. | Open Subtitles | من دقيقة كان يسلط ضوئه عليك و تشعر ان كل شيئ بخير |
Sadece bir kaç dakikalığına sana uğrayalım dedik, muhabbet için. | Open Subtitles | نحن فقط أردنا أن أن نأتي لمدة دقيقة تعرفين، نزورك |
Şimdi bir dakikalığına bunu ilk olarak anladığım zamana geri dönelim. | TED | لكن دعوني أرجع خطوة للوراء للحظة حينما فهمت ذلك للمرة الأولي بشكل شخصي. |
O şeye birkaç dakikalığına dokunduğumda her şeyin mümkün olduğunu hissettim. | Open Subtitles | عندما لامست هذا الشئ لدقائق قليلة. شعرت وكأن كل شئ ممكن. |
Konuşmama, sizlere ücretsiz olarak, hayata dair bir püf noktası vererek başlamak istiyorum. Bunun için sizden istenen tek şey ise duruşunuzu iki dakikalığına değiştirmeniz. | TED | حسنا اريد ان ابدأ بتقديم نصيحة مجانية وعملية لكم وكل ما هو مطلوب منكم هو التالي أن تغيروا وضعية جلوسكم لمدة دقيقتين |
Tamam, bir dakikalığına ciddi olabilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيعين ان تكوني جديه لدقيقه واحده ؟ |
Çok güzel. Oh, pardon, Onunla bir dakikalığına konuşmam lazım, Siz | Open Subtitles | لطيف جدا.عفوا ، لا بد لي ان اذهب للحديث معها لثانية. |
Bir dakikalığına orada sorunların var sanıyordum, Robbie. | Open Subtitles | ظننت لوهلة انه سيكون لديك مشكلة هناك يا روبي |
Böceği iki dakikalığına açıp sinyalini izledik, bizi buraya götürdü. | Open Subtitles | لقد فعّلنا جهاز التنصت لدقيقتين وتعقبنا الإشارة، فأشارت إلى هنا |
Eğer sevgilin yanından yirmi dakikalığına uzaklaşsa bile onu özlemen gerekir. | Open Subtitles | يفترض ان تشتاق للشخص الاخر حتى لو كانت مجرد 20 دقيقه |
...sadece birkaç dakikalığına kayboluyordu ama döndüğünde... | Open Subtitles | لم يذهب سوى للحظات معدوده لكنه عندما رجع .. |
Bir dakikalığına düşünün: 1.1 milyar dolar ve 26 yaş. | TED | فكروا في ذلك لبرهة: 1.1 مليار دولار، بعمر 26 سنة. |
Bir dakikalığına konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | ايمكننا ان تحدث سويا للحظه, من فضلك؟ |
Birkaç dakikalığına temiz hava ve gün ışığı alacağın yerdir anlıyor musun? | Open Subtitles | ومن حيث تحصل بعض الدقائق الثمينة من الهواء النقي وأشعة الشمس. تفهم؟ |