Demek bu nedenle ona karşı öyle tuhaf davranıyordun... ve pestilini çıkardın, haklı olarak. | Open Subtitles | لهذا كنت تتصرف نحوه دائما بهذه الغرابة وضربته هذا الضرب الموجع وكنت محقا فى هذا |
Çok garip davranıyordun ve endişelendim. İyi bir neden yüzünden. | Open Subtitles | لانك كنت تتصرف بغرابة وقد قلقت عليك ومن الواضح بسبب جيد |
Birkaç hafta önce bana karşı gerçekten hoş davranıyordun ve içtendin. | Open Subtitles | منذ بضعة اسابيع اتذكر انك كنت تتصرف بلطف وبكل صدق |
Bunca zamandır bunu biliyordun... ve onu benim uydurduğum birşeymiş gibi mi davranıyordun bana? | Open Subtitles | أنك تعرفين عنه كل هذا الوقت و تتصرفين كأنه شئ اختلقته |
Köleliğin suç olduğunu düşünüyormuş gibi davranıyordun. | Open Subtitles | إنها جارية الطريقة التي تتصرفين بها توحي أنكِ تعتقدين أن العبودية جريمة |
Başlangıçta, bu bir eğlenceymiş gibi davranıyordun. | Open Subtitles | في البداية ، تصرفت وكأن الأمر مجرد متعة لحظية |
Bu yüzden sabah tuhaf davranıyordun, değil mi? | Open Subtitles | أعني ، أهذا هو سبب تصرفك بغرابة ذلك الصباح ؟ |
- Gary o kadar garip ve korkmuş davranıyordun ki ne zaman neler oluyor diye sorsam, "hiç" diyordun. | Open Subtitles | " قاري " أنت تتصرف بمنتهى الغرابة والخوف وفي كل مرة أسألك ماذا يجري تقول " لا شيء " |
Tahmin etmeliydim. Aptal gibi davranıyordun. | Open Subtitles | يا إلهي، كان يجب أن أتوقع فأنت تتصرف بنزوة .. |
Tahmin etmeliydim. Aptal gibi davranıyordun. | Open Subtitles | يا إلهي، كان يجب أن أتوقع فأنت تتصرف بنزوة .. |
Akşam boyunca o sanki yokmuş gibi davranıyordun. Sanki kız arkadaşın yokmuş gibi. | Open Subtitles | لقد كنتَ تتصرف طوال الليل وكأنها لم تكن موجودةً ابداً، وكأنكَ لم تكن تملكها |
Boş ver, kanka. Evet, biraz deli gibi davranıyordun ama sevginden ötürü. | Open Subtitles | لا ، لابأس ، أعني أجل كنت تتصرف بجنون ، لكن هذا يأتي من الحب |
Öyle mi? Seni geçen gün gördüm aşağıda. Çok tuhaf davranıyordun. | Open Subtitles | رأيتك بالأسفل منذ أيام وكنت تتصرف بغرابة شديدة |
Daha önce biraz acayip davranıyordun, biraz gerilmeme neden oldun- | Open Subtitles | , كنتِ تتصرفين بغرابة من قبل . . جعلتِني متوتر قليلاً , لكن |
Demek bu yüzden baloyla ilgili deli gibi davranıyordun. | Open Subtitles | لهذا كنتي تتصرفين بجنون تجاه الحفلة الراقصة |
Ama sen gitmeden önce bile biraz garip davranıyordun. | Open Subtitles | و حتى قبل أن تغادري لقد كنتِ تتصرفين بطريقة غريبة نوعاً ما |
Yani beni sevdiğin için mi kötü davranıyordun? | Open Subtitles | إذاً تقولين بأنكِ كنتِ طوال الوقت تتصرفين بحقارة معي لأنكِ تحبينني ؟ |
Sen insanların senden istedikleri şekilde davranıyordun. | Open Subtitles | لقد تصرفت بالطريقة التي أرادها العالم منك |
Son zamanlarda bana kızgınmışsın gibi davranıyordun. | Open Subtitles | أنت تصرفت كما لو أنك غاضب علّى كثيرًا مؤخرًا |
Son zamanlarda bana kızgınmışsın gibi davranıyordun. | Open Subtitles | أنت تصرفت كما لو أنك غاضب علّى كثيرًا مؤخرًا |
Sana yardım etmeye geldim, ama hapisteyken deli gibi davranıyordun bizi yalnız bıraktın ağzından çıkacak bir kelimenin neler yapabileceğini biliyordun. | Open Subtitles | لقد جئت إليك طلباً للمساعدة. ولكن تصرفك كالمجنون في السجن تركتنا بمفردنا وتعلم جيداً كلمة مفدرنا ماذا تفعل.. |
Dün gece sen de garip davranıyordun çünkü "amatörler gecesi" hakkında sen de hiçbir şey söylemedin. | Open Subtitles | كنت تتصرّف بشكل مختلف البارحة أيضاً, لأنك تذكر أية شيء عن ليلة أداء الزبائن أيضاً. |