Siz ikiniz bu değerlendirme için değişmem gerektiğini mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم تقولون بأنني يجب أن أتغير من أجل هذا التقييم |
Hayır ama bu değerlendirme süreci bitene kadar sizden bu konuşmayı değiştirmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لكن حتى ينتهي هذا التقييم انا اطلبُ منكَ أن تغير الحوار |
Şimdi bu deneysel değerlendirme, ona, sandığı kadar iyi olmadığını düşündürüyor. | Open Subtitles | والآن يخبرها هذا التقييم التجريبي أنّها ليست إستثنائية كما كانت تعتقد. |
30 günlük değerlendirme ve peşinden duruşma isteniyor. | Open Subtitles | إنهم يرويدون تقييماً خلال ثلاثين يوماً, يتبع بالمثول أمام قاضٍ. |
Sonuçta evrensel bir risk değerlendirme aracı geliştirdik. | TED | و هكذا قمنا ببناء أداة لتقييم الأخطار شاملة. |
- Emin değilim. değerlendirme yapıyorlar. - Mektuplar yazdım, biliyor musun? | Open Subtitles | ـ لست واثقًا، أنهم وضعوا التقييم ـ لقد كتبت الخطابات، أتعرف |
Peki ya değerlendirme sadece çiftleşme sonucunda yapılabiliyorsa, dişiler en başında eşlerini nasıl seçiyorlar? | TED | لكن كيف يمكن للأنثى أن تختار بين الذكور حقًا إن كانت تستطيع التقييم بعد التزاوج فقط؟ |
Tahmin inanılmaz şekilde hatasız, özellikle oyunların değerlendirme için yapılmadığı göz önünde bulundurulursa. | TED | والتنبؤ صحيح بشكلٍ مدهش، خاصةً بالنظر إلى حقيقة أن هذه الألعاب لم يتمُ بناؤها من أجل التقييم. |
Bu birincil değerlendirme, olayın kendisini değerlendirdiğiniz zaman. | TED | هذا التقييم الأول، وهو تقدير الموقف نفسه. |
İlerlemede, değerlendirme projenin en sonunda yapılır. | TED | في إطار التنمية، يأتي التقييم في آخر مرحلة من المشروع. |
Dr. Garner'la bağlantıda ol. değerlendirme sürecine yardımcı olur. | Open Subtitles | يبقى على إتصال مع الدّكتور غارنر هو سيساعد على التقييم |
Psikiyatrik bir değerlendirme yapılana kadar, kendisine yöneltilecek her soru için Beşinci Tashihe dayanacak. | Open Subtitles | نعم سيدتى القاضية حتى نتوصل إلى التقييم النفسى المتكامل سوف لا يجيب عن أية أسئلة قد توجه إليه |
Biliyorsun şu fiziksel değerlendirme olayında olmamız gerekiyordu. | Open Subtitles | أليس من المفروض أن نكون في ذلك التقييم النفسى ؟ |
Bu değerlendirme kariyeriniz için faydalı olacak, değil mi? | Open Subtitles | هذا التقييم سيكون مفيداً لمهنتك, أليس كذلك؟ |
Bir değerlendirme yazacağım, magazin başlığı değil. | Open Subtitles | أنا أكتب تقييماً, و ليس خبراً يجذب الإنتباه. |
Rahibe, burada psikolojik değerlendirme için bulunduğumu sanıyordum. | Open Subtitles | أُختاه, ضننتُ بأني هُنا لتقييم حالتي الذهنية |
Telefonla acil doktoruyla konuşarak yapabileceğimiz en iyi şey bir değerlendirme yapmaktı. | TED | وبقدر ما أستطيع، عبر الهاتف مع طبيب الطوارئ، تمكنا من تقييم الحالة. |
Ama... işin asıl berbat olan kısmı hani bir kitap kapağına bakarak değerlendirme derler ya, bu doğru. | Open Subtitles | ...لكن الجزء الذى يؤرق فعلاً هو أتعرفون ذلك الموقف عندما تحكم على كتاب من غلافه ؟ |
Yerde bir birimimiz var, ve yerinde değerlendirme yapıyoruz. | Open Subtitles | . لدينا وحدة ميدانية و نقوم بتقييم فعلى من الموقع |
Pekala, bulgularına bakacağım, ama bir değerlendirme daha olacağını unutma. | Open Subtitles | حسنا، لا بأس سانظر لنتائجك لكن ليكن فى معلومك سوف يكون هناك مراجعة اخرى |
Ona değerlendirme yapması için bir altın uzmanı bularak toprağı test ettireceğiz. | Open Subtitles | فقط بما فيه الكفاية ..لأخذ عينةمنالتربة. وبعد ذلك نأتي بخبير للذهب للتقييم. |
Tüm stajyerlere değerlendirme formu verdiğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | قُلتَ بأنّك كُنْتَ تَعطي التقييمات إلى كُلّ الأطباء المقيمون. |
Aslında, şu ana kadar üç bağımsız değerlendirme bulunmaktadır. | TED | وفي الواقع، هناك ثلاثة تقييمات مستقلة لهذا الأسلوب الآن. |
Senin erken değerlendirme göre kabul etmeliyim ki yedek planlar işe yaramaz. | Open Subtitles | و تبعا لذلك ، لا بد لي من الإتفاق مع تقييمك السابق الخطط الإحتياطية سيئة للغاية |
Dönüş yapmanın uygun olduğuna karar verdim ve işte sana bir değerlendirme formu. | Open Subtitles | حَسناً، إنصاف الإرتدادِ، وكُلّ ذلك، لذا هنا شكلُ تقييمِ. |
Eşimizi değerlendirme günü ve dersin sonunda amacımız sizlerin denemelerinizde kanıtlayabileceğiniz önermelerinizin olup olmadığına karar verebilmeniz. | TED | المراجعة الثنائية، وهدفنا في نهاية الدرس هو أن تكونوا قادرين على معرفة ما إذا كنتم تتحسنون أو لا في واجباتكم المدرسية. |
Şirin ama korkulan bir restoran eleştirmeniydi. Patentini aldığı "beş çırpma teli" değerlendirme sistemiyle ünlüydü. | Open Subtitles | اشتهر بنظام تقييمه البريء المكون من خمس مقشات |