Çünkü ikisini kıyaslarsan Tesla bir nevi akıllara yer etmiş durumda bu sıralar ama gerçekte dünyayı kim değiştirdi? | TED | لأن إذا قارنت بين الإثنين ، تيسلا يملك العقلية المقاربة لأيامنا هذه ، ولكن من غير العالم فعلياَ ؟ |
Yani hayatında bir çocuk olması her şeye bakış açını değiştirdi, öyle mi? | Open Subtitles | إذا ما تعنيه أن وجود طفل في حياتك غير طريقة رؤيتك للأشياء كليا |
Ama kemoterapi ve diğer tedaviler birçok insanın bakış açısını değiştirdi. | TED | لكن العلاج الكيميائي وعلاجات أخرى قد غيرت توقعات الكثير من الناس. |
CA: Yani bu sızıntı aslında özünde gerçekten de dünyayı değiştirdi. | TED | كريس : إذاً , موسوعتك التسريبية عموماً غيرت العالم بالفعل ؟ |
Bana karşı çok iyi, beni seviyor, benim için hayatını değiştirdi. | Open Subtitles | كان جيدًا جدًا معي و يحبني و غيّر حياته من أجلي |
- Tabi. Londra'nın göbeğine bir uzay gemisi düştü. Bu tüm programı değiştirdi. | Open Subtitles | لكن أظن أن وقوع سفينة فضاء في وسط لندن ، كفيل بتغيير المواعيد |
Bu benim ilk ev sahipliği deneyimimdi ve bakış açımı tamamıyla değiştirdi. | TED | كانت هذه أول تجربة استضافة أقوم بها، وقد غيّرت وجهة نظري تمامًا. |
ölerek başka birşeyleri daha başaracaktı. Son anda fikrini değiştirdi. | Open Subtitles | شيئا غير الموت نفسه و في اللحظة الأخيرة غير رأيه |
Gücün bizim için yapabileceklerinin keşfedilmesi hayatımızı değiştirdi ve bizi yeni enerji kaynaklarına ilişkin amansız bir arayışa soktu. | Open Subtitles | اكتشاف ما يمكن أن تفعله القدرة لنا قد غير حياتنا و أطلقنا في بحث عنيد عن مصادر أخري للطاقة |
Yayımcı teslim tarihimi değiştirdi. Şimdi iki kitabı da bir ay içinde çevirmeliyim. | Open Subtitles | غير الناشر الموعد النهائي والأن ، عليّ أنّ أترجم كل الكتبُ خلال شهر |
Sandviççi kahraman adını verdiği sandviçin adını Jimmy olarak değiştirdi. | Open Subtitles | لقد غير محل الشطائر أسم شطيرة البطل الى شطيرة جيمي |
Kadın kocasının her şeyi aşırdığını gördü, alarmın şifresini değiştirdi. | Open Subtitles | عندما علمت أنه يستعيد أغراضه خلسةً غيرت الأقفال وأكواد الإنذار |
Texas bir muhbir beyanıyla dava açılabilmesine olanak sağlayan yasayı değiştirdi. | Open Subtitles | تكساس غيرت قانون: أن تكون أقوال مخبر واحد تكفي لتوجيه الإتهام |
Demek istediğim hayatımı değiştirdi, ve kendimi manken gibi hissettirdi. | Open Subtitles | وبهذا اعني انها غيرت حياتي لقد جعلتني اشعر كادميه استعراض |
Hastanın kızının dosyasını aldığını duydum. Hasta fikrini mi değiştirdi? | Open Subtitles | بلغني أنّكَ حصلتَ على ملف الابنة هل غيّر المريض رأيه؟ |
Kişisel bilgisayarlar dünyasını ve müzik sektörünü değiştirdi ve şu an mobil cihaz sektörünü değiştirmek üzere. | TED | غيّر عالم الحواسيب، غيّر صناعة الموسيقى والآن في طريقه لتغيير صناعة الهواتف. |
O bu ülkenin yüzünü değiştirdi, bugün gördüğünüz-şahit olduğunuz gibi. | TED | لقد قام بتغيير وجه هذا البلد كما تشاهدون اليوم |
Morpheus sürecindeki bazı elektronik şeyler beyindeki kimyasal reaksiyonları değiştirdi. | Open Subtitles | شيء إلكتروني في عملية موفيوس غيّرت التفاعلات الكيميائية في الدماغ |
Dünya Bankası, Wolfensohn ile birlikte 180 derece yön değiştirdi ve bence dünyanın en güçlü yozlaşma karşıtı organı oldular. | TED | البنك الدولي قد تغير من ساولوس إلى باولوس, و ولفينسون قد أصبحوا, يمكنك القول, أقوى وكالة لمكافحة الفساد في العالم. |
Birkaç kez mutasyon geçirdikten sonra birileri virüsün genetiğini değiştirdi. | Open Subtitles | . و بعد عدة طفرات' تم تغيير الفايروس بشكل مصنعي |
Sanki bu yıl yeteri kadar zorlu değilmiş gibi senato da el değiştirdi. | Open Subtitles | وكأن هذا العام لم تكن مثيرة بما فيه الكفاية، تغيرت مجلس الشيوخ يد |
Etrafı ona inanan insanlarla çevriliydi, inançları uğruna her şeyi yapabilecek insanlar, ve bu tip bir sadakat dünyayı değiştirdi. | Open Subtitles | لقد أحاط نفسه بالأشخاص الذين صدقوا أنه يكافح من أجل هدف سامٍ وهذا النوع من الرؤى يمكن أن يغير العالم |
Jethro kumsalda geçirdiğim o kalp krizi beni değiştirdi. | Open Subtitles | جيثرو, عندما أصبت بنوبتي القلبية على الشاطئ, لقد غيرتني. |
Beş yıl içinde Doug etrafındaki şeyleri değiştirdi. | TED | وفي غضون خمس سنوات، كان دوغ قد بدل الأحوال. |
Bu tür hikayelerle çok vakit harcadım , arşivler taradım, gerçekten bu araştırmayı yapmak için yıllarımı verdim. ve bu beni değiştirdi. | TED | وبما أنني قضيت وقتًا طويلًا مع تلك القصص، من خلال غوصي في السجلات، قضيت سنوات لإجراء هذا البحث، وقد غيّرني. |
Aynı zamanda beni de değiştirdi ve bana öğrettiği şey ise sabit fikirliliğin çok fazla güce sahip olduğuydu. | TED | ولكنه غيرني أيضًا، لأنه علمني أن هناك قوة كبيرة في العزم بالتفكير. |
Sadece değerlendirildiğimi bilmek performansımı etkilemeye yetti ve performansın zihinsel yönü hakkındaki düşüncelerimi sonsuza kadar değiştirdi. | TED | بسبب معرفة أنني كنت أُقيّم غيّر ذلك من أدائي ومن بعدها تغيّر تفكيري للأبد عن تأثير حالتنا العقلية على أدائنا. |
Onlar dünyayı değiştirdi, sizler de yapabilirsiniz. | TED | لقد غيروا العالم، وأنتم كذالك باستطاعتكم ذلك. |