Fakat bu reddetmenin veya atağın tehlikesini öğrendiğimde, bunu değiştirmenin zamanı diye düşündüm. | TED | لكن، عندما تعلمتُ عن مخاطر الرفض أو الهجوم، فكرتُ، حان الوقت لتغيير ذلك. |
Krallığın kadınlara karşı olan dehşet verici tutumunu değiştirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتغيير الطريقة المروّعة التي تعامل بها المملكة نسائها. |
Ve bunu değiştirmenin tek yolu kendi işimizi yapıp kendi fikirlerimizle gelmeye başlamak. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لتغيير ذلك اذا بدأنا بالقيام بأعمالنا الخاصة ونبدأ نقترح افكارنا الخاصة |
Hiç yaşamınızı değiştirmenin ne kadar süreceğini merak ettiniz mi? | Open Subtitles | أنت لم تتسأل ابدا , كم ستقضي لتغير حياتك؟ ؟ |
İşte ben bugün size ekranda ne gördüğümüzü değiştirmenin mümkün olduğunu söylemek için burdayım ve oraya ulaşmamız için sabırsızlanıyorum. | TED | حسنًا أنا هنا اليوم لأخبركم أنه ليس من الممكن فقط تغيير ما نراه على الشاشة لكنني أتوق لوصولها إلى ذلك. |
Belki de artık birkaç tüzük maddesini değiştirmenin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربّما حان الوقت لنغيّر بعض القوانين. |
Birimleri değiştirmenin iki yolu vardır. | TED | هناك طريقتان لتغيير وحدات. يمكننا أن نؤلف ويمكننا أن نفصل. |
Çünkü bilinci değiştirmenin ve çevrenizdeki dünyayı değiştirmenin tek yolu kendinizle başlamak. | TED | لأن الطريقة الوحيدة لتغيير الوعي وتغيير العالم حولنا، هي البدء بنفسك. |
Craig Venter'in hoş bir şekilde gösterdiği gibi, Genlerimizi değiştirmenin yollarından birisi yenilerini yaratmak. | TED | توجد طريقة واحدة لتغيير جيناتنا وهي صنع جينات جديدة كما عرض كريج فينتر ببراعة قبل قليل |
Palyatif tıp insanları birbirine bağlamanın, hepimizin yüzleşeceği yolculuğu daha iyisi ile değiştirmenin anahtarıdır. | TED | الطب التلطيفي هو الحل للتعامل مع البشر، لتغيير الرحلة التي سنواجهها كلنا، وتغييرها للأفضل. |
Ülkemizi değiştirmenin sırrı gelecek neslin sınırsız potansiyelini arttırma, onu destekleme ve onları ülkemizi değiştirme konusunda zorlamada yatmaktadır. | TED | يقع سر تغيير دولتنا في تعزيز ودعم الإمكانية اللامحدودة للجيل القادم وتحديهم لتغيير دولتنا. |
Ama adalet sistemini değiştirmenin ya da başkalarının adaleti bulmasına yardımcı olmanın tek yolunun mağduru oynamamak olduğunu biliyordu. | TED | لكنه كان يعلم أن الطريقة الوحيدة لتغيير النظام القضائي أو مساعدة الآخرين للحصول على العدالة هي ألا يلعب دور الضحية. |
Bu konuyu değiştirmenin yeni bir yolu mu? | Open Subtitles | هل هذه بعض الطرق الجديدة لتغيير الموضوع؟ |
Bunu bildiğime göre, geleceği değiştirmenin bir yolu yok mu? | Open Subtitles | بعدما عرفت هذا ، ألا يوجد طريقة لتغيير المستقبل؟ |
Ayrıca ifadelerinizi değiştirmenin evliliğinizi nasıl değiştirebileceğine şahit olacağız. | Open Subtitles | سنرى كيف يمكن لتغيير تعبيرات وجهك أن يؤثر على زواجك |
Gördüğünü değiştirmenin tek yolu daha fazla güç elde etmek. | Open Subtitles | ثم السبيل الوحيد لتغيير ما تراه هو الحصول على مزيد من السلطة. |
Bu sevimli dev, dünyayı değiştirmek için çamaşır değiştirmenin... | Open Subtitles | هذه الخلوة الرّائعة علّمتنا أنّك لست مضطر لتغير الملابس الداخلية لتغيّر العالم. |
Geleceğini değiştirmenin tek bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحِدة و وحيدة لتغير المستقبل |
Başbüyücü mekan değiştirmenin ancak çok sık yapıldığında, tehlikeli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرنا المعلم الأكبر أن تغيير الشكل سيشكل خطراً عندما يحدث مراراً |
Bunu değiştirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد آن الأوان لنغيّر كلّ ذلك |
Çocuklarını huzur içinde büyütmek istiyorsan insan doğasını değiştirmenin bir yolunu ara. | Open Subtitles | تريد أن تربي أولادك بــ سلام؟ جد لنا طريقة لنغير الطبيعة البشرية |
Hitler'i değiştirmenin amacı, Müttefiklerle bir ateşkes görüşmesi yapmak. | Open Subtitles | المغزى من إستبدال هتلر هو التفاوض لإنجاز هدنة مع الحلفاء |
Packer masasına oturabilsin diye kalıcı olarak yerini değiştirmenin sakıncası olmaz herhalde. | Open Subtitles | إذاً لن بهمك أن تنتقل هناك و باركر يجلس هنا |
Yer değiştirmenin vakti geldi, tamam mı? | Open Subtitles | لقد تجاوزنا ستة أشهر يجب أن نتجاوز هذا .. حسناً؟ |