Veya o kadar da zeki değillerdir ya da çok yönlü teknoloji oluşturabilecek düzeydeki bir zekânın evrimi sandığımızdan çok daha nadirdir. | TED | أو ربما أنهم ليسوا بذلك الذكاء، أو ربما التطور نوع ذكيّ قادر على خلق تكنولوجيا متطورة هو أندر بكثير مما لقد افترضنا. |
Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değillerdir. | TED | إن المتفوقين ليسوا خبراء لأنهم يأخذون شيئاً إلى نهايته الصورية. |
Belki uyuyorlardır ya da kuluçkadan çıkıyorlardır veya yaratık değillerdir. | Open Subtitles | لعلهم نائمين أو يحتضنون بيضهم ولعلهم ليسوا مخلوقات على الإطلاق |
Yeni doğmuş bebeklerin kendilerini her şeyin bir parçası olarak gördüklerini bilirsiniz; ayrı değillerdir. | TED | تعرفون كيف المواليد الصغار يعتقدون أنهم جزء من كل ما يحيط بهم؛ أنهم ليسوا منفصلين بذاتهم. |
Hemşireler seksidir ama seksi değillerdir. | Open Subtitles | الممرّضات مُثيرات، لكنّ الممرضات لسن مُثيرات. |
Robot değillerdir ve bizden ayrı bir yanları yoktur. | TED | إنهم ليسوا آليين، ولا يوجد شيء مميز فيهم. |
New York Times' a ve Vanity Fair'in son zamanlardaki çabalarına rağmen. onlar arkadaş değillerdir. (Gülüşmeler) Ve onlar çok eğlenceliydiler. | TED | على الرغم من أفضل الجهود لنيويورك تايمز وفانتي فير مؤخرا، انهم ليسوا اخوة. وكانوا مسلّين جدا. |
Onlara iyi davranırsan, utangaç değillerdir aslında. | Open Subtitles | هم ليسوا خجولين مطلقاً عندما تكون رحيم بهم |
Belki senin gibi değillerdir. Senin gibi biriyle tanıştığımı sanmıyorum. | Open Subtitles | ربما ليسوا مثلك, لا أعرف إذا كنت قد التقيت بأحد مثلك |
Evet. İstersen genelleştirme yaptığımı söyle ama yaşlı insanlar hiçbir şeyde iyi değillerdir. | Open Subtitles | ماسأقولهقد يكونغير عادلاً، لكن المسنين ليسوا بارعون بكل شيء |
Ortaklarım üstlerine işemek isteyeceğin insanlar değillerdir! | Open Subtitles | شركائي ليسوا من النوع الذي يمكنك أن تعبث معه لا تقل شيئاً آخر |
Şimdi, bu çok sinik ve güneyliler genelde öyle sinik değillerdir. | Open Subtitles | الآن , هذا يبدوا تشاؤما اهل الجنوب عادة ليسوا متشائمين |
Aschen sizin açık bir şekilde olduğunuz kadar doğal kaşifler değillerdir. | Open Subtitles | الأستشن ليسوا مستكشفين طبيعين ، كما تبدون أنتم |
Evet, belki de dünyadaki bazı insanlar, sen ve basketbolün gibi dünyaya kendilerini açmaya pek hazır değillerdir. | Open Subtitles | حسنا , لربما بعض الناس ليسوا مستعدين للكشف عن أنفسهم للعالم مثلك و مثل كره السله |
Kötü değillerdir, ama kötü huylu, bürokratik, çokbilmiş ve katıdırlar. | Open Subtitles | ليسوا أشرار, لكن مزاجهم سىء بيروقراطيين, فضوليين و قساه |
Super kahramanlar gerçek değillerdir. Senin neyin var? | Open Subtitles | الأبطال الخارقين ليسوا حقيقيين ما خطبك ؟ |
Sistemde çıkarlarsa, muhtemelen masum değillerdir. | Open Subtitles | حسناً لو كانوا في السجل والأحتمالات أنهم ليسوا كذلك .. ربما أحد المارة الأبرياء |
Onlar göründükleri kadar baş belası değillerdir. | Open Subtitles | إنهم ليسوا قساة كما يحبون أن يتظاهروا بذلك |
Kendilerini kaybedip parti yapmayı çok severler ama fahişe değillerdir. | Open Subtitles | وهن يحببن الحفلات فضلا عن كونهن لسن عاهرات |
Saldırı yapan türler bendelerini yenilemede pek iyi değillerdir. | Open Subtitles | الذين من النوع الهجومي ليسو جيدين فعلا في تجديد اجسامهم |
doğru, namuslu ve iyi değillerdir | Open Subtitles | لكن الرجالَ في مانهاتن لَيسوا بسيطين، الرجال البسيطين المستقيمين هم امثالنا |
Bazen şahitler göründükleri kadar güvenilir değillerdir. | Open Subtitles | أحياناً لا يكونوا الشهود موثوق بهم كما تريدينهم أن يكونوا |